Ortadoğu’da insanlar, bölgeler ve devletler açısından gündem çok hızlı değişiyor. “İmkansız, olamaz” denilen şeyler bir anda gerçekleşiveriyor.
Konuyu Kürdistan genelinde değerlendirdiğimizde, her ne kadar amaçlanan hedeflere varılamasa da Kürtler açısından yakın zamanda yaşanan “Felaket” düzeyinde gelişmelerin ardından toparlayıcı anlamda olumlu görüntülerin ortaya çıkmasını sorgulamak gerekiyor.
Yazının başlığı Güney Kürdistan Başkanı Neçirvan Barzani’nin İran’ın başkenti Tahran’ı ziyaretini kapsıyor. Ziyarete ilişkin değerlendirme ve tespite yer vermeden önce Rudaw’da konuya ilişkin yayınlanan Habere göz atalım:
“Resmen görevine başlaması sebebiyle düzenlenen törenle yemin eden İran’ın 8. Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin yemin törenine katılan Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani üst düzey diplomatik bir törenle karşılandı. Neçirvan Barzani'yi taşıyan uçak başkent Tahran yakınlarındaki Uluslararası Mehrabad Havaalanı’na indi. Burada Kürdistan Bölgesi bayrağının da olduğu resmi bir karşılama töreni düzenlendi. Törende Kürdistan bayrağı ile İran İslam Cumhuriyeti bayrağı yan yana yer aldı. Bölgesel sorunlara hakim olan bir grup İranlı diplomat Başkan Barzani’nin karşılama töreninde hazır bulundu.”
Tarihi önemde
Kürdistan Başkanı Nêçîrvan Barzani’nin bir heyetle 9. İran cumhurbaşkanı İbrahim Reisinin görevi devralma törenine katılması bölgede geniş yankı buldu. Defalarca Tahran’ı ziyaret eden Neçirvan Barzani’nin son ziyaretine ilişkin önemli detay ve ayrıntıları iyi yorumlamak gerekir. Tahran havaalanındaki karşılama töreninde İran bayrağının yanında Kürdistan bayrağının taşınması İran’da ilk defa rastlanan bir durum olarak kayıtlara geçti. Kürtler arasında önemsenmesi ve sevinçle karşılanmasının nedeni ise tarihi önemde görülmesinden kaynaklı olduğunu söylemek gerekir. İran- Kürt ilişkiler tarihinde bir Kürt lider ilk defa bu düzeyde karşılanıyor.
Ancak daha önce benzer olaylarda olduğu gibi bu konuda da karşı çıkan, küçümseyen yada hiçleştirmek isteyen kesimlerin açıklamalarını da vurgulamadan geçmeyelim.
Küçümsenmeyecek adımlar
Karşılama töreninde Kürdistan bayrağının taşınmasının Kürt-İran ilişkileri açısından ne anlama geliyor? sorusu karşımıza çıkıyor.
Sorunun yanıtlamak için Neçirvan Barzani’nin iki yıllık görev süresi ve bu sürede diplomatik alanda atılan adımlara bakmakta fayda var. Genelde Kürtler özelde ise Güney Kürdistan Bölgesi için küçümsenmeyecek çok önemli adımlar atıldığını uygulamalara bakarak söyleyebiliriz. Hem batı hem de Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilerde büyük bir ilerleme sağlandı.
Çelişki ve çatışmaların eksik olmadığı Ortadoğu gibi bir bölgede bütün zorluklara rağmen dengeyi sağlamak, karşıt ve çatışan taraflarla doğru ilişki kurup, dengeyi korumak mutlaka ustalık isteyen bir iş. Özelikle ABD ve İran arasında hala savaş ihtimali bulunması, çatışmanın merkezinin Irak ve Kürdistan olması bilinen bir gerçek. Buna rağmen Neçirvan Barzani’nin hem İran hem ABD ile dostane ilişkiyi sürdürmeyi başarması “Kürtlerin diplomasi alanındaki tecrübelerinin birikimi” olduğunu söylersek abartmış olmayız sanırım.
Lafta değil pratikte gösterdi
Peki bu nasıl gerçekleşti? Süreç buraya kadar nasıl geldi?
Kürt ve Kürdistan kelimesini bile kabul etmeyen bir İran, bugün Kürdistan Başkanını Kürdistan bayrağı ile karşılar duruma geldi. Kürtlerin bu gelişmeyi iyi okuyarak sonuç çıkarması gelecek açısından büyük önem taşıyor.
“Her başarılı diplomasi mutlaka bir stratejiye dayanmalı” ilkesinden ola çıkarak,; Nêçîrvan Barzani’nin geçmiş liderlik süreçlerini de içine katarak şunu net görebiliriz:
Nêçîrvan Barzanî gerek Kürdistan bölgesinde gerekse İrak ve bölge ülkeleri düzeyinde her zaman barış, istikrar ve beraber yaşamayı esas alan bir anlayışı hakim kılan ‘bir devlet adamı’ sorumluluğu ile hareket ediyor. Bunu sadece lafta değil pratiği ile ortaya koyarak ispatlamıştır. Bundan yola çıkarak, kurduğu her ilişkide gerçek dostluk ve karşılıklı çıkarların sağlanması vardır. Bu Nêçîrvan Barzani’nin politik kişiliğinde somutlaşmış ve defalarca pratikte kendini göstermiş bir durum, beraberinde getirdiği güven ve samimiyettir. Elbet böyle bir pozisyon kazanması, herkese güven vermesi kendi başına bir maharet ve sanat ister.
Barışa hizmet etti, çatışmadan kaçındı
Diğer taraftan diplomaside ispatlanmış en bariz gerçeklerden biri de şudur: “Diplomasinin başarısı iç politikanın başarısına bağlıdır. ”
Hepimiz Kürtlerin dağınık ve parçalanmışlık durumunu biliyoruz. Özelikle bağımsızlık referandumdan ve 16 Oktober olaylardan sonra yaşanan tehlikeler, Kürtlerin tarihten bugüne kadar yaşadığı benzer acı tecrübelerden sadece bir tanesidir. İşte o günden bugüne Nêçîrvan Barzani, Güney Kürdistan da barışa hizmet ederek çatışmadan kaçındı. Kürtler arasındaki çatışma ve parçalanmayı önlemeye yönelik çabası ise büyük taktir topladı. İç savaş dahil her türlü riski bağrında barındıran, her gün protesto gösterileri ve ölümlerin yaşandığı Irak’ta, Güney Kürdistan’ın istikrarlı ve güvenli bir bölge olarak varlığını sürdürmesi Neçirvan Barzani gibi liderlerin sağduyulu politika izlemelerindendir.
Güney Kürdistan, bu özelliği ile sadece Kürtler açısından değil belki Irak ve bölge halkları açısından de önemli bir rol model olma yolunda ilerliyor. İster bölge devletleri ister uluslararası güçler, bölge politikalarını belirlerken bu gerçekleri gözardı edemezler. Bölgede önemli rol oynayan aktörleri Kürtlerin bu durumunu hesaba katmak zorunda kalııyorlar. ABD, Güney Kürdistan’a rol biçerken İran bunu görmemezlikten gelemez. Keza Arab ülkeleri kendi politikalarında Kürtlere özel bir yer verirken, Türkiye tersini yapma lüksüne sahip olamaz.
Kürtlerin bölgede etkili bir aktör haline geldiklerini göremeyenler Güney Kürdistan yönetiminin yürüttüğü diplomatik politikayı anlamsız görebilirler. Ancak bir bütün olarak fotoğrafa baktığımızda; Güney Kürdistan’ın attığı adımlar önemli ve tarihsel bir yere sahip.
Bütün Kürtler için önemli bir adım
Tahran’da Kürdistan bayrağı ile karşılama töreni sadece Güney Kürtleri açısından değil bütün Kürtler için önemli bir adım olduğu bir gerçek. Geçmişte Barzani’nin İstanbul’a ziyaretinde havaalanına Kürdistan bayrağı asılması, yakın zamanda Ankara ziyaretinde masada Kürdistan bayrağının yer alması Kürt renklerine bile tahammül edilmeyen ülkede gelinen durumu göstermesi açısından önemli bir gelişme aratmıştı. Aynı görüntünün Tahran’da ortaya çıkması Kürtler ile İran arasındaki ilişkinin geleceği açısında önemlidir. Bölge dengeleri açısından keza büyük öneme sahiptir.
Kürtlerin lehine bir durum varsa…
Bazı Kürt çevreleri, İran’ın bu tavrına şüpheyle yaklaşarak, haklı olarak soruyorlar: “İran bugüne kadar Kürtlere karşı hep düşmanca bir tavır içindeyken ne oldu da böyle ters bir dönüş yaptı? “
İran, dünyanın en kadim devletlerinden biridir. Dünya dengelerini hesaplayarak bu dengeler çerçevesinde kendi çıkarlarını korumaya çalışan bir devlet profili çiziyor. Bugün de çıkarlarını hesaplayarak adım atıyor. Bugün atılan adımlar Kürtlerin de lehine bir durum yaratıyorsa ve koşullar bunu gerektiriyorsa Kürtler neden bu fırsattan yararlanmasın? çatışma ve didişme yerine diyalog ve dostluğun gelişmesi bizim de yararımıza değil mı?
Bugün atılan bu adım her iki tarafın da yararına gözüküyor. Ancak yarın nasıl bir seyir izler bilemeyiz, sadece tahmin yürütürüz. Çıkarlar değişir ona göre ilişkiler şekil alır. Bugün karşılıklı ilişkiler her iki tarafta tercih edilir, yarın bu böyle olmayabilir. Ancak diplomasinin de işi bu, bugün böyle ilişki ister, yarın koşullar değişir ve ona göre ilişkiler de başka bir şekil alır.
Geçmişinden ders çıkaran Kürtler de koşullara göre şekil almayı lehine çevirmede maharetini gelecekte elbet lehine kullanmayı başaracaktır die düşünüyorum.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.