1925 kahramanları her kürdün şerefidir..
Hani Abdullah Demirbaş vatanperverdi ya, sokaklara kürt şairlerin ismini vermişti, süryanilerin gönlünü hoş tutmuştu.
Kenan Fani Doğan
04.03.2014, Sal | 05:37
Hani Abdullah Demirbaş vatanperverdi ya, sokaklara kürt şairlerin ismini vermişti, süryanilerin gönlünü hoş tutmuştu. El altından dönen tezgaha bakın, bir de kürt şairlerinin ismine karşılık 1925 kahramanlarının mezarlarının üzerine hastahane yapma ruhsatına bakın?
Bu kepazeliği nasıl örterler ve hangi vicdan sineye çeker?
Hevsel bahçelerini ordu albaylarına peşkeş çekmeler hangi yurtseverliğin gereğidir?
Yıllardır Dağkapı\'da mezarsız yatan, kürt tarihine malolmuş demeyeceğim kürt tarihini yapanların durumunu yüzlerce kez en ağır sözcüklerle suratlarına çarptım. Arsızın suratına tükürülmüş Nisan yağmuru demiş misali duymazlıktan geldiler, nedeni yeni anlaşılıyor. BDP rantçıları kaç ayakkabı kutusu doldurdular acaba merak ediyorum.
Bu kepazeler her ortamda sorgulanmalı, Hevsel bahçeleri, Kırklar Dağı, hepsinden önemlisi 1925 şehitlerine reva görülen insanlıkdışı aşağılama ortaya çıktıkları her yerde rezil suratlarına şamar gibi çarpılmalı.
Şal şepik giyen Osman Baydemir\'e büyükşehir belediye başkanı olarak bu rezalete nasıl kayıtsız kaldığı her ortamda sorulmalı. Baydemir de bu işin sorumlusu. Karşı duramadıysa bildiklerini kamuoyuyla paylaşmalıydı. Sessiz kalması suçtur. Bugüne kadar biz söyledik, biz dinledik. Kimsenin burnu bile yanmadı. Çoğu kez sözlerimiz sert hatta hakaretamiz bulundu. Böyle düşünenler dünyanın başka bir milletine bu yapılanların aynısı yapılsa hangi kıyametin kopacağını bilmezlermi?
Bu doğal ve tarihi mekanlar, bu tarih yapan kahramanlar yalnız benim büyüklerim de kürt milletinin değilmi?
Burada çiğnenen bir milletin onuru değilmi?
Gaspedilen hak ve hukuk herkesin müşterek hukuku değilmi?
Sessiz kalan haypalar, size olan öfkem daha fazla. Vatanperverlik ve çelebilik oynarsınız, usturuplu siyasetten behsedersiniz ama mukaddesatınıza tecavüz edenlere de sesinizi yükseltemezsiniz. Bilinki bu yük benim gibi bir kaç bağrıyanık kürdün omuzuna kalsa da şerefle taşır, kimseye sitem etmeden, bıkmadan, usanmadan, pişmanlık duymadan aynı sertlikte tepki vermeyi hayatımız boyunca sürdürürüz. Biz bu işi kırk sene yaptık, burada ne kadar ömürümüz kaldıki? Kaybedecek hiçbir şeyimizin kalmadığı bugün de aynı inat ve öfkeyle milletimizin geleceğini omuzlarız. Unutmayın şerefin öfkeye, öfkenin şerefe karıştığı yolayrımları vardır, milletler bu kavşakta hayat bulur.
1925 kahramanları her kürdün şerefidir, kürtlerin daha büyük şerefi de yoktur.
*
Bir milletin ulus olmaktan doğan hakları gaspedildiğinde kültürü de doğası da tarihi de tahrip edilir. Kürtlerin yaşadığı çevre felaketini, maruz kaldığı tarihi mekanlarının tahribini, zenginliklerinin yağmalanmasını, dillerinin ve kültürlerinin yokedilmek istenmesini soykırımların, tehcirlerin, köy yakmaların eşliğinde anlamaya çalışmak gerekir. Tek başına çevrecilik, hukuk yada kültürel haklar savunusu kürtlerin hasarını tesbite yetmeyeceği gibi telafi etmeye de yetmez. Kürtler tüm bu tahribat ve haksızlıklara ülkeleri ellerinden alındığı için uğratılıyorlar.
Ve en acısı, ölülerimiz ve mezarlarımız bile işgal ve hakaret altındadır.. Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
9085 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:05:53:05