Türkiye’de yazılı ve görsel medya bir avuç Balkan, Kafkas ve Arap devşirmeleri tarafından ele geçirilmiş dolayısıyla klavyenin başına oturan herkes tarihi gerçekleri çarpıtmakta ya da TV programlarında eline sopayı alanlar bir takım haritalar üzerinde siyasi ve stratejik ahkamlar keserek Türkiye toplumunu ırkçı ve şoven safsatalarla zehirlemeye çalışmaktadırlar.
Bahsi geçen bu tekaütler fiili olarak devletin askeri ve sivil kurumlarında çalışırken başarı adına hiçbir varlık gösteremeyerek, ülkeyi kaosa sürükleyip büyük zararlar verdikleri halde emekli olduktan sonra da bu milletin yakasından el çekmeyerek ,ırkçı şoven söylemleriyle de toplumun bütün kesimlerini birbirinin düşmanı konumuna getirmekte ve tarihte yaşanmış hadiseleri tersyüz ederek insanları kandırarak yanlış bilgilendirmektedirler.
Medya organlarında yazdıkları ve söylediklerinin hepsi manipülatif olan bu zevatın ağızları açıldığında bütün olumsuz olayları dış güçlerin hain düşünceleri olarak ya da Kürtlerin sözde bölücü emelleri üzerine yıkmakta oldukça ustaca bir çalışma yapmaktadırlar. Onlara göre Türklerin Türkten başka dostu yoktur ama tüm dünya insanlığını Türklerin düşmanları olarak tarif ederlerken bir türlü akıllarına Türklerin yaptığı haksızlığı, hukuksuzluğu ,zulümleri ve tutarsızlıklarından bahsetmezler.
Örneğin, onlara göre ABD ve tüm Avrupa ülkeleri her zaman birer dış güç olarak görülürken kendilerinin siyasi bağımsızlığı ve egemenliği olan devletlerin içlerine girerek her türlü fitne ve fesadı oynadıklarını akıllarına getirmezler. Şimdi buradan sormak istiyoruz? Sizler Libya ‘da ,Irak’ta ,Suriye’de, Karabağ’da ,Bosna’da, Kosova’da ve Somali’de birçok işi karıştırıp, kendi çıkarlarınız için buralarda bulunurken sizler bir dış güç olmuyor musunuz? Bulunduğunuz ve burnunuzu soktuğunuz bu coğrafyalara barış, huzur ve kendi memleketinizde kuramadığınız demokrasiyi mi götürdünüz?
Son olarak İsrail ve Hamas arasında meydana gelen savaş koşullarında sanki Filistinlilerin dostuymuş gibi davranarak timsah gözyaşları dökerken gerçekten samimi misiniz? Şayet samimiyseniz 400 yıl boyunca Arapları yönetirken neden onları aşağılayıp zulüm ettiniz? Ayrıca Yahudilerin Filistin topraklarında kendi devletlerini kurduklarında 1948 yılında İsrail Devletini ilk tanıyan sizler değil misiniz?1967 altı günlük ve 1973 Arap-İsrail savaşlarında Arapları bombalayarak katleden ve Arap alemine en ağır yenilgiyi yaşatan uçakların İncirlik ve Kürecik Havaalanlarından kalkmasına izin veren sizin devletiniz değil miydi? Bırakalım Filistinlileri ve Arapları sizler tarih boyunca hiçbir millete dost olmadınız ve bundan dolayıdır ki her fırsatta Türk’ün Türkten başka dostu yoktur nakaratını dillerinizden hiç mi hiç düşürmüyorsunuz .
Gelelim Kürt meselesine: Orta Asya çöllerinden misafir olarak geldiğimiz Kürtler, Ermeniler, Rumlar, Asuri ve Keldaniler’in topraklarında egemenlik kurdunuz. Peki daha sonraları ne oldu? Ermenileri ,Süryanileri, Rumları ve Lazları ya katliamdan geçirdiniz ya da sürgünlere tabi tutarak dünyanın çeşitli ülkelerine zorla gönderip mallarına el koydunuz. Geriye Kürtler kaldı. Onlara da her türlü zulmü reva görerek hatta bok yedirdiniz. Âmâ bir türlü yok edemediniz. Şimdi buradan sizlere soruyorum. Bre Orta Asya kaçkınları sizler Anadolu Mezopotamya topraklarında dış güç değil misiniz? Nerede bu coğrafyanın kadim milletleri?
Şimdi daralmış ekonominizi kurtarmak ve biraz daha savaş harcamaları yapabilmek ve mümkünse bu arada Kürtleri yok etmek üzere Filistinliler üzerinden Arap alemine yağcılık yaparak batmış ekonominizi kurtarmak için gözünüzü Arapların petrolüne ve körfezin dinarlarına dikmişsiniz ancak dünya milletleri sizin gerçek niyetinizi artık bilmekte ve buna göre tavır takınmaktadır. Bize göre yapabileceğiniz tek şey riyakarlığınızı bırakarak Orta Doğu milletlerinin hakkına ve hukukuna saygılı olmanızdır. Bu da sizlere mazlum Kürt halkının bir önerisi olsun. Artık yapıp yapmamak sizlerin tercihine kalmış.
M.Hüseyin Taysun
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.