Sevgili Kürdistanlı genç kardeşlerim acı, elem, sürgün ve hasret Kürdistanlıların yaşamında kaçınılmaz bir kader gibi hep var ola gelmiştir. Kürdistan halkının tarih boyunca muhatabı olduğu büyük katliamlar, zulümler ve sürgünler birçok ağıt kılam ve türkülerle nesilden nesile aktarılan acılı değiş ve hikayelerle doludur.
Bütün bunlara karşılık Kürdlere yapılan haksızlık zulüm ve katliamlara kafa tutarak baş eğmeyip isyan eden ve bu halkın onur kavgasını tüm zorluklara rağmen inatla sürdüren ve bu uğurda canlarını seve seve veren evlatlarının da olduğunu bilmekteyiz.
Sömürgeci zalimler ve işgalci tiranların bu halkın atalarına ait toprakları üzerinde kurdukları zulüm kalelerinden yine bu halkı yok ederek tarih sahnesinden silmenin sinsi ve kahpe planlarını aralıksız sürdürmenin inadından hiç ama hiç vazgeçmemişlerdir. Yine düşmanın bu acımasız ve yok edici plan ve pratiklerine coğrafyamızın kadim milleti olan Kürd halkının yiğit ve yurtsever evlatları her aşamada direnmiş ve kendi olanakları nispetinde topraklarını, halkını ve onurlarını savunmuşlardır.
İşte bu direniş ve mücadele örneklerinden birisi olan ve 1926 yılında başlatılarak üç aşamalı bir biçimde 1932 yılına kadar sürdürülen Ağrı Kürdistan Cumhuriyeti projesi ve mücadelesidir. Xoybun Azadi hareketinin planladığı bu direniş ve yeniden var oluş mücadelesi Dedem Şex Abdulkadir’ in de içinde bulunduğu ve başını İhsan Nuri Paşa’ nın çektiği yedi kişilik bir komite tarafından yönetilmiştir. Bu harekete ailemizin tüm fertleri ve yönetmiş oldukları Sakan Aşireti’ nin bütün mensupları ile katılım sağlanmış ve Ağrı Direnişi’ nin bastırılmasına kadar geçen süreçte yüzlerce şehit vermişlerdir.
Babam Hasan Taysun ailesi ile birlikte 14 yaşında mücadele saflarına katılmış ve bu dönem içerisinde başta annesi olmak üzere bir abisi, bir ablası ve birçok yakın akrabasını kaybetmiştir. Hasan Taysun 86 yıllık ömrünün yaklaşık 30 yılını İran ve Kayseri sürgünlerinde geçirmiştir. Evliliğini İran’ da sürgünde bulunduğu dönemde Fars asıllı anamla yapmıştır. Bulunduğu sürgün yerinden firar ederek Mahabat Kürdistan Cumhuriyetinin kuruluşundan itibaren mücadeleye katılarak daha sonraları bu Cumhuriyetin maliye bakanlığı bünyesinde görev almıştır. Dolayısıyla ailemizin üçüncü nesil çocukları ya sürgünde ya da benim gibi sürgün yollarında dünyaya gelmişlerdir. Bütün bunlardan dolayı bizler daha çocukluk yıllarımızda büyüklerimizin bizlere anlattıkları Ağrı ve Mahabattaki mücadelelerini ve sürgün yıllarında yaşadıkları zorlukları dinleyerek büyüdük.
Babam Hasan Taysun’ un mücadele içerisinde tanındığı İhsan Nuri Paşa’ nın bilgeliğini Broye Heske Telli’ nin kahramanlığını Qazi Muhammedin serinkanlılığı, fedakarlığını ve Mela Mustafa Barzani’ nin vakur ve direnişçi duruşlarını bizlere bıkmadan hep anlatırdı. Bahsi geçen Kürd önderlerini tanıyıp onların mücadelelerine şahit olan sevgili babam Özgür Kürdistan hayali ve hasreti ile gözleri açık giderken bana bir vasiyette bulunmuştu: ‘’Oğlum Hüseyin ben uğruna uzun yıllar mücadele ettiğim Kürdistanı görmeden ölürsem sizler bu mücadele zaferle sonuçlanıncaya kadar halkınızı sakın ha yalnız bırakmayın. Bilmelisiniz ki kendi halkınıza yapacağınız her hizmet sizlere onur kazandıracak bir özelliğe sahiptir.’’
Bende okuyucularımın engin hoşgörüsüne sığınarak Kürd Ulusal Mücadelesinin umut verdiği bu günlerde sevgili babam Hasan Taysuna seslenerek şunları söylemek istiyorum: ‘’Baba bizler siz ve sizden önceki mücadeleci büyüklerimizin bizlere emaneti olan ALA RENGİNİ hergün biraz daha yükseklere taşıyor ve nazlı nazlı sallandırmaktayız ve yine diyorum ki Bavo çave te roni wa Kurdistan çe dibe (baba gözün aydın işte Kürdistan kuruluyor).Babam Hasan Taysunun şahsında başta ölümsüz şehitlerimiz olmak üzere bizlere bugünleri yaşatan tüm Kürdistan gençliğine, kahraman peşmergelere ve savaşçılarımıza minnet ve şükran duygularımı gönderiyorum.
Çok değerli şehitlerimize seselenerek ‘’Cennet mekanlarınızda artık rahat uyuyabilirsiniz’’ diyorum.
Saygılarımla
M Hüseyin Taysun
28.08.17 - Ağrı
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.