Kürd halkı TC Devleti’ nin kuruluşundan günümüze kadar kendisinin gasp edilmiş tüm haklarını sömürgecilerden geri alabilmek ve bu dönem zarfında kendisine reva görülen her türden zulmün, haksızlığın hesabını sormak üzere yaklaşık yüz yıldır bedelleri oldukça ağır haklı ve meşru bir mücadele sürdürmektedir.
Bu haklı mücadelesinde ödediği büyük bedellere ve uğradığı insanlık dışı muamelelere rağmen yeniden özgürleşmek konusunda oldukça ısrarlı olan Kürd Halkı aynı dönemlerde mücadeleyi Kürd Halk tabanına yayma ve toplumsal mücadeleyi örgütleyebilme konusunda ayrıca bu mücadeleyi uluslararasılaştırma alanında önemli bir uğraş içerisinde olmuş geldiğimiz noktada Kürd ulusal sorunu gerek ülke içerisinde ve gerekse dış dünyada önemli bir gündem haline gelmiştir.
Bir taraftan bu gelişmeler kaydedilirken diğer taraftan meselenin en can alıcı noktası olan Kürdlerin kendi içerisindeki birlik sorunu ve uluslar arası alanda sesini yeterince duyurabilme konusunda büyük yetersizlikler yaşanmış ve sömürgeciler tarafından önlerine çıkarılan ciddi sayılabilecek engeller ne yazık ki henüz aşılamamıştır. Burada PKK’ nin ortaya çıkarılışı yaşanan süreç içerisinde beklenenin ötesinde büyütülerek Kürd ulusal mücadelesininin diğer bileşenlerine karşı oldukça sekter ve tahamülsüz tavır sergilemesi bir anlamda Kürd siyasi hayatındaki gelişmeleri bloke etmiş ve yine Kürd ulusal çevrelerinin birlikte hareket etmesi önünde adeta bir tıkaç ve bariyer oluşturmuştur.
PKK ve bağlı kuruluşların Kürd halkının bağrından çıkan diğer siyasi çevrelere yönelik şiddeti ve tekçiliği esas alan bu tutumu gerek Kürd halkı arasında gerekse uluslar arası arenada Kürd ulusal mücadelesine olması gereken ilgi ve alakayı azalttığı gibi Kürdler arasında da ciddi bir güven sorunu yaratmıştır. Ayrıca PKK’ nin uyguladığı mücadele ve siyaset tarzı Kürdler arasında önemli mağduriyetler yaratırken dış dünyada mücadelenin haklılığı ve meşruyetini de tartışılır bir konuma getirmiştir. PKK’ nin kendi örgütsel çıkarlarını Kürd ulusal mücadelesinin önünde görmesi ve ayrıca Kürdistanın dört parçasında sorun yaratan siyaset tarzı birçok alanda Kürdlerin birlikte ortak bir stratejiye sahip olmasını engellemiş ve birçok olumsuz gelişmelere sebep olmuştur.
Bütün bunların ötesinde Kürdlerin tarihine Brakuji olarak geçecek olan süreçlerin yaşanmasına ve böylece Kürdlerin enerjisinin ve kanının boşa akmasına kadar işleri kötüye vardıra bilmiştir. Daha çok siyasetini düşmana taviz ve hoşgörü üzerinden götüren PKK ve çevresi ne yazık ki diğer Kürd siyasi örgüt ve şahsiyetlerine kendisine biat etmeyi dayatarak olodukça gaddar ve uzlaşmaya kapalı bir tutum takınmıştır. Birlikten daima tüm siyasi çevre ve şahsiyetlerin kendisine biat etmesini anlayan PKK hareketi yıllarca kendi örgütü içerisinde önemli hizmetler yapmış, büyük kahramanlıklara imza atmış yoldaşlarının bile aklı selim önerilerine karşı çıkarak onları itibarsızlaştırma hatta tasviye etme yolunu seçmiştir. Daha sonraki dönemlerde bu insanların öne sürdüklerinin hayatın pratiğinde doğrulanmış olmasına rağmen ve hatta bazen onların dediklerini kopya ederek uyguladıkları halde hala o yiğit insanlara karşı hasmane tutumundan vazgeçmemiştir.
Kürdlere karşı bu denli sekter tutum sergileyen PKK hareketi geldiğimiz noktada Kürd ulusal demokratik birliğinin önünde en büyük engel konumunu korumakta ve görünen o ki düşmana her türlü esnekliği gösteren bu anlayış Kürdler arası gerekli hoşgörüyü aklından bile geçirmemekte ısrarcıdır. Geldiğimiz aşamada özellikle Kürdistan’ ın işgalcisi devletlerin değişen koşullara göre bazen yandaşı, bazen piyonu, bazen ittifakı ve bazen de düşmanı pozisyonuna giren/sokulan PKK ne yazık ki Kürdler adına hiçbir zaman tutarlı kalıcı ve sonuç alacak bir siyasetin sahibi olamamıştır.
Tabanının ve içindeki bir takım yönetici unsurların yurtseverliği ve yiğitlikleri tartışma konusu edilmeyecek PKK hareketinin inisiyatif ve karar mekanizması Kürdlerin lehine hiçbir gayretin içerisinde olmamakta bu nedenle tüm parçalarda hem Kürdlerin birliğini engellemekte hemde Kürdlerin haklı ve meşru mücadelesinde uluslar arası arenada tartışılır duruma sokmaktadır. Bu arada savaş ve barış halini yaz boz tahtasına dönüştürmesi ve Kürdlere büyük mağduriyetler yaşatması da işin trajikomik yanını ortaya koymaktadır.
Özellikle Kuzey Kürdistanda özetlediğimiz bu ve benzeri gelişmeler yaşanırken PKK dışındaki ulusal demokratik Kürd muhalefeti kendilerinin mücadeleyi sahiplenmek üzere mevcut yetmezliklerini aşabilmek ve küçük olsun benim olsun anlayışını hızla terk ederek işin ciddiyeti yönünde kayda değer bir çalışma yapmadıkları da acı bir gerçeklik olarak önümüzde durmaktadır. Oysa PKK ‘ nin Kürdler adına hiçbir hak talep etmediği bu süreçte biribiriyle birlikte hareket edecek Kürd ulusal muhalefetinin yapacağı birçok hizmet olduğu gibi örgütlenebilmek içinde büyük fırsatlar rahatlıkla yaratılabilinir. Sorunun can alıcı noktası Kürd ulusal muhalefetinin küçük hesaplardan arınarak birlik doğrultusunda samimi ve kararlı bir tutum sergilemesidir.
Özet Olarak Birlik Nedir? Nasıl Olmalıdır?
Birlik aynı kutsal amaçlar ve hedefler doğrultusunda mücadele alanlarında bulunan farklı görüş ve düşüncelerin düşmanı mevcut mevzilerin gerisine atmak ve mücadelede nihai zafere ulaşmak üzere bir araya geliip tüm ayrılıklarına rağmen bilgi, birikim, imkan ve kabiliyetlerini birleştirerek halkın düşmanlarına kahredici darbeyi indirerek kendi halkının ana sütü gibi hakkı olan özgürlük ve bağımsızlığı gerçekleştirme yöntemidir.
Konuya böylesi bir perspektifle bakıldığında bir araya gelmiş tüm siyasi güçlerin kendi örgütsel ve kişisel hesaplarını geri plana atarak uğruna savaştıkları halkın çıkarlarını öncerleyerek olması gereken kutsal kalıcı birliğin sağlanabilmesi için her türden hoşgörü ve fedakarlığı göze alabilmektir. Ayrıca birlikten işgalcilerin parlementosuna çok sayıda mebus gönderilmesi asla anlaşılmamalı birlikten murad edilecek olanın halkın tüm sorunlarına çare olmak ve çözüm getirmek üzere hayatın tüm alanlarında zafere ve doğruya ulaşabilmek için ortak dostluk ve kardeşçe mücadele anlaşılmalıdır. Halkımızın şiddet sarmalında inim inim inletildiği ve her gün yeni şehadetlerin yaşandığı bu talihsiz ve ancak fırsatlarla dolu süreçte var olan siyasi sosyal ekonomik kültürel ve insani sorunları birlikte omuzlamak üzere tüm samimi ve sorumlu Kürd siyasi çevrelerinin birlikteliği temenlisiyle
Her biji Yekiti u Bırati
Her biji Kurd u Kurdistan
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.