Şaban Aslan: Kürt Önderlerine Hatırlatmak İstiyorum

Qazî Muhammed vasiyetnamesinde şöyle yazıyor: ‘Acemler size bal verdikleri zaman, bilin ki o balın içinde zehir var’.

Şaban Aslan

08.11.2023, Çar | 06:16

Şaban Aslan: Kürt Önderlerine Hatırlatmak İstiyorum
Makaleyi Paylaş

Osmanlı Padişahı IV. Murat ve İran Şahı II. Abbas arasında yapılan Kasrı Şirin antlaşması ile Kürdistan ilk defa iki parçaya bölündüğünü görüyoruz.

Asırlardır devletsiz kalan Kürtler, ilk defa 1806’da Babanzade Abdurrahman Paşa komutasında Süleymaniye’de isyan başlattı. Bugüne kadar tam 217 yıl geçti. Babanzade Abdurrahman Paşa’dan sonra bazı Kürt liderleri belli aralıklarla egemenliği altında yaşadıkları devletlere karşı başkaldırı isyanların tümü hüsranla sonuçlanmış. Değişik kaynaklar Kürt isyanları adı altında farklı rakamlar veriyorlar. Süleyman Demirel diyordu bu 29’cü harekettir. Hareketlerin büyük çoğunluğu Kürtlerin içinden çıkan ihanetçi caşlar yüzünden başarıya ulaşmadı. En son ihanet 16 Ekim 2017’de Kerkük olayında kendini gösterdi. Dünyada hiçbir millet ulusal kurtuluşu mücadelesi için iki yüz yıl savaşmamış.

Faşist Naziler, İkinci Dünya Savaşında altı milyon Yahudi’yi katıl etti. Yahudilerin tarihine bakıyoruz. İki bin yıl sonra, bugün üzerinde yaşadıkları toprakları satın alarak 14 Mayıs 1948 yılında devletini kurdular. Bugün ABD’yi yönetenler, Yahudilerdir.

Savaşın kuralıdır, cephede güçlü olan devlet veya devletler barış masasında da güçlüdürler. Lozan’ da İngilizler ve Fransızlar; bilhassa İngilizlerin dayatmasıyla Büyük Kürdistan dört parçaya bölünerek, Kürtler devletsiz bırakıldılar. Esas Kürtlerin katilleri İngilizlerdir. Dört parçada da Kürtler belli aralıklarla kendi ulusal ve demokratik haklarını almak için savaştılar ve hep kayıp ettiler.

Kürtler niçin kayıp ettiler. Acaba Kürtlerin önderleri, kayıp etmenin sebeplerini hiç düşündüler mi? Örneğin, Mustafa Kemal, Şam savaşırken ufak bir şarapnal parçası gözüne isabet ediyor. Bir hafta hastanede yatar. Tam iyileşmeden hastaneden çıka. İngilizlerle başa çıkamayacağını ve İngilizlerin tek amacı petrol sahalarını zapt etmek olduğunu anladığı için, Şam bölgesinden ayrılır. Kendisi İngilizlere karşı savaşacak gücü olmadığı için Şam bölgesinden ayrıldı. Zaten petrol sahası olan bütün Arap çölleri, İngilizler tarafında zapt edilmişti. Osmanlıların başkenti olan İstanbul Fransızlar ve İngilizler tarafından işgal edilmişti. Osmanlı orduları darmadağın olmuşlardı. Düşmanlarına karşı savaşacak güçleri kalmamıştı. Osmanlı, Sevr antlaşmasını imzalamak zorunda kalmıştı.

Savaş dönemini yaşayanların kendi çocuklarına anlattıklarına göre, Mustafa Kemal Suriye cephesinde iken İngilizlerle anlaşarak ayrılıyor. 16 Mayıs 1919 günü İstanbul da, İngilizlerden 30 kişilik vize alarak vapurla yola çıkıyor. Samsun’a çıktıktan sonra Amasya’ya gider. Amasya da hazırladığı programa göre hareket eder.

Erzurum ve Sivas kongrelerini yaptı. Birçok Kürt Beylerine, şeyhlerine, aşiret reislerine methiyeler dolu mektuplar gönderdiğini görüyoruz. Bunların çoğunluğu okuma yazmaları olmadığı halde, Türkçe bilmeyen kişiler bile vardı. Bunların dışında, İngilizlere karşı savaşmak için Süleymaniye de yaşayan Şeyh Mahmud Berzenci’ye de mektup gönderiyor. Hangi Kürt, Mustafa Kemal’in bu kadar ince hesap yatığını düşünmüş. Bunun anlamı bir taşla iki kuş vurmaya benziyor. Şeyh Mahmud Berzenci’nin kuvveti, Osmanlı İmparatorluğunun kuvveti kadar olmadığını çok iyi biliyordu. Bunun anlamı Kürtler, İngilizlere karşı savaştıkça cephede savaşı kayıp ederek zayıflayacaklar. Ben Türk Devletini kurduğum zaman, Kürtler zayıf düştükleri için bana karşı başkaldıramayacakları hesabını yapmış.

Kürtler birliklerini oluşturmadıkları için ve güvendikleri dostlarını seçemedikleri için, seçtikleri dostların kendilerine ihanet edeceğinin hesabını yapmadıkları için her zaman kayıp etmişler.

İngilizler bilinçli olarak 22 Arap devletini kurarak ve Cemyet-ı Akvam’a kabul ettirerek Kürtleri de devletsiz bıraktılar. Günümüzde planlı ve programlı bir şekilde DAİŞ Kürdistan coğrafyasına yerleştirildi ve Kürtlere karşı vahşice katliamlara girişmesine göz yumuldu. Bu katliamlar halen devam ediyor. Dünya bu katliamları görüyor. Bu olayların hiçbir tanesi tesadüf eseri olamaz.

Bugün son model silahlara sahip olan devletler istedikleri an bir ülkeyi veya birkaç ülkeyi çok kısa bir süre içinde yerle bir edebiliyorlar. Ama bilinçli olarak 85 ülkeden oluşturdukları çapulcularla, Ortadoğu’da hunharca insanlar katlediyorlar.

Bir örnek veriyorum: İran’da Başbakan Ali Esref Han ile Şah Nasreddin’in arları açıktı. Başbakan sırtını Ruslara dayatmıştı. 1894 yılında “tahta çıkış yıl dönümünde,” suikast kurbanı olan Şah Nasreddin, Molla Rıza tarafında bıçaklanarak öldürüldü. Sebep, İran da keşfedilen siyah mai pis kokulu petrol havzasıydı. Şah’ın ölümünden sonra Başbakan sıkıyönetim ilan etti. Başbakan tarafından, Rus Albay Liyakoff geniş yetkilerle donatıldı. Artık Ruslar İran’da hâkimiyetini kurmuşlardı.

İran’da Rus subayları İran askerlerine askeri eğitim veriyorlardı. Petrol için İngilizler, İran Şahını resmen tehdit etmeye başladılar. Diplomatik görüşmeler sonuç vermeyince, İngiliz savaş gemileri Basra Körfezine dayandı. Kuzistan eyaleti tamamen İngilizler tarafından işgal edildi.

Rusya ile İran Şahı arasında imzalanan 31 Ağustos 1907 antlaşmasına dayanarak kuzeyden güneye doğru ilerlemeye başlayan Rus askerleri İran topraklarını işgal etmeye başladı. Kuzeyden Ruslar, güneyden İngilizler İran topraklarını resmen işgal ederek paylaştılar.

İran’da 1908 yılında İran Şahı’nın verdiği emir üzerine Rus Albayı Liyakoff askeri darbe yaptı. Yapılan askeri darbe İran halkına çok pahalıya mal oldu. Ruslar ve İngilizler savaşın kedilerine pahalıya mal olacağını bildikleri için masa başına oturarak İran petrollerini paylaştılar. Büyük devletler her zaman istedikleri hedefe varmışlar. En büyük zararı işgal edilen ülkenin insanları görüyor.

İttihat ve Terakkici, Musul Valisi Süleyman Nazif, 1914’te kurduğu sembolik mahkeme ile Şey Abdulselam Barzani’yi idam eder. Henüz 11 yaşında olan küçük kardeşi Merhum Melle Mustafa Barzani abisinin naaşını darağacında gördüğü zaman ağlamıyor ve gözyaşı dökmüyor. Diyor hiçbir zaman düşmanlarıma teslim olmayacağım’ ve düşmanlarına teslim olmadı.

Şeyh Said darağacına giderken “diyor bir ömür böyle geçti. Torunlarımız bizi mahcup etmeyecekler”.

Seyit Rıza darağacına giderken diyor bana dert oldu sizin oyunlarınızla başa çıkamadım. Size de dert olsun ki önünüzde diz çökmedim’.

Qazî Muhammed vasiyetnamesinde şöyle yazıyor: ‘Acemler size bal verdikleri zaman, bilin ki o balın içinde zehir var’.

Bugünlerde Mesud Barzani, Bağdatta Arap liderleriyle görüşüyor. Arapların liderleri, Mesud Barzani’ye diyorlar ki, ‘Bağdat’ta bir ofis aç’. Mesud Barzani, Bağdat’ta ofis açmak için bin kere düşünüp bir kere karar vermeli. Hiçbir zaman Araplar’a güvenmedim ve güvenmiyorum.

Bu yakın tarihte, Saddam Hüseyin’in Baas partisi içinde peş peşe yaptığı darbeleri hepimiz beraber gördük. Aynı zamanda da Saddam Hüseyin’in sonunu da gördük.

Kürt önderlerini uyarıyorum: Hiçbir zaman Araplara güvenmesinler. Mesud Barzani ve merhum babası Melle Mustafa Barzani’ye yapılan suikastları çok iyi biliyor. Bu herkes için geçerlidir. Sana düşmanlık eden kişi veya gruba hiçbir zaman güvenmeyeceksin.

Dijminê bavan nabin dostê lawan.

Şaban Aslan

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

7912 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:11:43:09

Şaban Aslan

Yazarın Önceki Yazıları

Ortadoğu Kaynıyor Devrimci Doğu Kültür Ocakları Dünyanın Yetim Çocukları Kürtler II. Korkunun Ecele Faydası Yoktur Ortadoğu Yine Kaynıyor Ortadoğu’yu Barut Deposu Haline Getirdiler Ortadoğu Kaynıyor Kürdistan'dan Başlayan Sürgünler İstanbul'dan Afrika Çöllerine Beklenen Gün Geldi Zalimin Hakkından Zülümkâr Gelir 8 Şubat 2003 Anlaşması Her Oyunun Bir Kuralı Var Kürt Petrolü Her Türlü Suç ve Ceza Af Edilir Amma İhanet Asla Af Edilmez Kürtler Beş Defa Devlet Kurdular Gururlu Olmak Her Babayiğidin Kârı Değil Kendi Irkına İhanet Eden İki Kürt Kürt Şerif Paşa Şaban Aslan: Şeyh Ubeydullah ve Kürt Milli Bilinci Şaban Aslan: Şeyhlerin ve Aşiretlerin Uyanışı Şaban Aslan: Kürtlere Karşı Asimilasyon ve Zulüm Şaban Aslan: Güney Kürdistan'da İngilizlerin Kirli Oyunu Şaban Aslan: Tarih ve Kürtler Şaban Aslan: Mustafa Kemal ve Kürtler Şaban Aslan: Ortadoğu da İran Ateşle Oynuyor Şaban Aslan: Bay Ekrem İmamoğlu Şaban Aslan: Komünist Başkan Şaban Aslan: İsmet İnönü Niçin Çok Partili Sisteme Geçti Şaban Aslan: Kürtler dost sandıkları kişilere güvendikleri için kayıp ettiler Şaban Aslan: Türkiye’de Yaşıyoruz Şaban Aslan: Kürt Komünistlerle Türk Komünistler Anlaşamıyorlar Şaban Aslan: Türkiye Komünist Partisi Şaban Aslan: II. Abdülhamit ve Hamidiye Alayları Şaban Aslan: Saddam Hüseyin Çukurda Nasıl Yakalandı Şaban Aslan: Askeri Darbelere Karşıyım Şaban Aslan: Yedi Ekim 2023 Savaşı Şaban Aslan: Erzurum Kongresi Şaban Aslan: Devlete, Yöneticilerine Riyakârlık Yakışmıyor Şaban Aslan: Lozan da Kürtlerin temsilcisi olmadığı için devletsiz kaldılar Şaban Aslan: İkinci körfez savaşında Kürtler iki bayramı bir arada kutladılar Şaban Aslan: Yalnız Kürtler Dünyanın Yetim Çocuklarıdırlar Şaban Aslan: Savaş Kolay Barış Zor Şaban Aslan: Bu Savaş Altı Günlük İsrail Arap Savaşı Değil Şaban Aslan: Büyük Ortadoğu Projesi Bir Tesadüf Değildi Şaban Aslan: Bay Beşar Esat Şaban Aslan: Kürdistan Teali cemiyeti
x