Osmanlı’yı kim, nerede sattı?

30 yıldır Osmanlı’nın nerede, nasıl satıldığı üzerine sayısız makale yazdım, tarihçilerle televizyon tartışmalarına katıldım, tarihle sorumlu devlet kurumlarını hatta Çek Belediyesini tabelayı uyarıp durdum ama bu arada bu konuyu neden Türkçe yazmadığımı sonradan idrak ettim.

Yekta Uzunoğlu

10.05.2020, Paz | 12:25

Osmanlı’yı kim, nerede sattı?
Makaleyi Paylaş

Yıl 1972 ve ben Avrupa’nın en ünlü bir kültür kasabası olan Marienbad’ta bulunuyordum. Goethe’nin Dr. Faust’unu tamamladığı, Beethoven’in 9. Senfonisini yazdığı, Mozart’ın "Saraydan Kaçışını" İngiliz Kraliyet Ailesinin sarayından, Avusturya imparatorlarının saraylarına kadar... Ve ben bu kasabada Çekçe öğreniyor, Çarls Üniversitesi Tıp Fakültesinin giriş sınavlarına hazırlanıyordum. Okul idaresi bizi ayda bir kez otobüsle başka tarihi bir kente geziye götürüyordu. Kaldığım kasabanın yakınında sayısız tarihi kentler var ve bunlardan birinin üzerine Nazım Hikmet’in şiirleri de var. Bir pazar günü, bizi otobüsle Karlsbad’a -dünyaca ünlü tarihi bir kaplıca kenti- götürdüler. Karlsbad, hem tarihi hem de dünyanın en güzel kristalleri ve porseleninin üretildiği bir kasaba. Film sanat olarak üredikten sonra tabii ki Orta Avrupa’nın en ünlü film festivalinin yapıldığı kasabadır da aynı zamanda. Karlsbad Avrupa İmparatoru IV. Çarl ve eşi imparatoriçe Maria, Marienbad’ı inşa etmişler 14. yüzyılda. İkisi de kaplıca kenti ve farklı hastalıklara deva iki kasaba!

Karlsbad’ta bizi matematik hocamız gezdiriyor, bize kasabayı tanıtıyordu. Önce kristal fabrikasını ardından porselen fabrikasını gezdik. Öğleden sonra da şehrin saraylarla kaplı merkezini dolaştık ve nihayet tarihi tiyatro binasını gezip çıktığımızda matematik hocamız sokağın üstündeki köhne bir evi göstererek: "Senin cumhurbaşkanın burada kalmıştı," deyince bana, bir tuhaf oldum! “Benim devletim yok ki cumhurbaşkanım olsun!” diye yanıt verdim. O, beni hep kızdıran hocamdı. "Sizi kırımdan geçiren Atatürk bu evde kaldı!” deyince daha da bir tuhaf oldum. Atatürk ve Karlsbad?!

Avrupa’ya gelmeden önce Siverek’teki Gümrük Hanın 2. katında biz liseli öğrenciler olarak kiraladığımız iki odayı “Kütüphane-Okuma-Seminer Evi” yapmıştık. Orada Atatürk’le ilgili o dönemde var olan tüm kitapları okumuştum. Bunlar arasında Şevket Süreyya Aydemir’in “TEK ADAM” isimli kitabı da dahil ama hiçbir yerde Atatürk’ün Çekoslovakya’ya gittiğini ne duymuş ne de okumuştum. Hocamın bana parmağıyla gösterdiği, durduğumuz yerden 30-40 m ilerideki eve, gruptan ayrılarak hızlı adımlarla gittim ve gerçekten o bakımsız evin duvarında pas tutmuş bir levhanın üzerinde "Bu evde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu M. Kemal Atatürk kaldı" yazıyordu ama levha o kadar paslı ve pasın üstündeki toz kalıp tutmuş bir haldeydi ki yazı zor okunuyordu.

O günden sonra yıllarca süren bir araştırma süreci başladı bende.

Atatürk nasıl, niye, kimin izniyle, kimin isteğiyle ve kimin davetlisi olarak Birinci Dünya Savaşı’nın son aylarında yani savaşın en kanlı döneminde cepheyi terk edip de elini kolunu sallayarak hem de emir eri Şevki eşliğinde İstanbul’dan ta Prag’a oradan da Karlsbad’a kadar 30 Haziran 1918 pazar günü saat:19:30 da gelebilmişti? Söz konusu tarih 1918! Yani otomobilin daha doğuş sancıları içinde olduğu, yolların ya olmadığı ya da çok kötü olduğu ve de savaşın en kanlı döneminden bahsediyoruz! Her savaşın son dönemi en kanlı dönemidir!

Emektar Kürt aydınları insanüstü çabayla Sevr’den Lozan’a olan süreç üzerine çalıştılar, kitaplar yayınladılar ama onlar haklı olarak ulaşılabilir kaynaklardan yola çıktılar. Ya ulaşılmayan, askeri istihbaratların bugüne kadar kasalarında saklı olan gerçekler? Evet bu gerçekler ancak açığa çıkarıldığında hem Osmanlı’nın mahkûm edildiği kaderi hem TC’nin doğuşu hem de Kürtlere reva görülen kölelik ya da yok etme siyaseti anlaşılabilinir.

Tüm bu soruların yanıtı İstanbul’dan binlerce kilometre uzakta tarihi bir kaplıca kentinde yatmaktadır.

-devamı gelecek -

Ben Hocam ve sınıf arkadaşlarımla 1972 yılında Atatürkün kaldığı evin sokağında

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
11988 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:12:34:07
x