İsveç’in en büyük iki gazetesi, Dagens Nyheter ve Svenska Dagbladet’te son günlerde yayımlanan makalelerde, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) çetelerinin güçlenmelerinde Türkiye’nin rolünün sorgulandığı makaleler yayımlandı.
Dagens Nyheter gazetesinin Ortadoğu muhabiri Nathan Shachar, Türkiye, Suudi Arasbistan ve Katar’daki milyonerlerle, Pakistan’daki cihat yanlısı vakıfların IŞİD’ın sponsorları ve finansörleri olarak gösterildiklerini, ancak detayların tam olarak bilinmediğini yazdı.
Yıllardır Svenska Dagsbladet Gazetesinin Ortadoğu muhabirliğini yapan Serbest Gazeteci Bitte Hammargren, dün yayımlanan “Erdoğan IŞİD’ın güçlenmesine katkıda bulundu” başlıklı makalesinde, Türk ve Kürt birçok kaynağın Türkiye’nin Esad rejimine karşı savaşanlara verdiği desteğin IŞİD’ın güçlenmesine yol açtığını söylediklerini aktarıyor.
Amed’de pek çok kişinin Türk hükümetinin Irak ve Suriye’de Halifelik ilan eden cihatçılara yardım ettiğini söylediklerini belirten Hammargren, bu politikanın faturasını Suriye’de Rojava’daki Kürt oluşumunun, Irak’ta da Asuri, Ezidi ve Türkmenlerle modern görüşlü Müslümanların ödediklerini söylüyor.
Makalede Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye’nin IŞİD’e destek verdiklerini söyleyen Mardin Belediyesi Eşbaşkanı Ahmet Türk’ün, “IŞİD’e yardım eden güçler yarın ordan kendilerine yönelecek tehlikeleri hissedecekler” dediği aktarılıyor.
Amed Belediyesi Meclisi AKP Grubu sözcüsü Muhammed Akar da, hükümetin Türkiye’yi dünyada Sunni Müslümanların lideri yapma çabalarının yanlış olduğunu, bunun yerine Kürtlerle işbirliği yapmasının gerektiğini söylüyor.
“Ben Davudoğlu’na cihatçılarla ilişkilerini kesmesini ve Suriye’de Kürtleri, PYD’yi desteklemesini söyledim” ifadelerini kullanan Akar, Davudoğlu’nun söylediklerini duymak istemediğini ve “Biz Suriye\'de Baas rejimine karşı savaşan herkesi destekliyoruz” dediğini ifade ediyor.
Hammargren’in konuştuğu bir diplomat ise, Davudoğlu’na “IŞİD aşırı bir örgüttür” dedirtebilmek için çok çaba harcamak zorunda kaldığını söylüyor.
You Tube’e yüklenen bir filmin IŞİD lideri Abu Bakr el Bagdadi’nin Hatay’daki bir hastanede tedavi edildiğini gösterdiği belirtilen makalede, Erdoğan’ın dış ve güvenlik politikasının hem Türkiye hem de Türkiye dışında pek çok kişiyi kaygılandırdığı belirtiliyor.
Geçtiğimiz yıl AKP’den istifa eden Milletvekili Haluk Özdalga da, hükümetin Suriye politikasına sert eleştiriler yöneltiyor ve bu politikanın Irak ve Suriye’de IŞİD’ın kanlı katliamlarına zemin hazırladığına dikkat çekiyor.
“Türkiye komşu bir ülkedeki rejimi askeri yöntemlerle yıkmaya yönelmemeliydi. Demokratik bir geçiş için güçlü bir muhalefet gerekir. Suriye’de bu yok. Türkiye’nin Suudi Arabistan’ın yardımıyla Suriye’deki rejimi askeri yöntemlerle değiştirmeye çalışması bir çılgınlık politikasıdır” diyen Özdalga, 900 kilometrelik Suriye sınırından çetelerin rahatlıkla giriş çıkış yaptıklarını şu cümlelerle dile getiriyor:
“Erdoğan Esad’la savaşmak isteyen herkese, Özgür Suriye Ordusu, Nusra Cephesi ve IŞİD’e yeşil işik yaktı. 2012 yılının Ocak ayında askeri müdahalede bulunması için ABD’ye baskı yaptı ama Obama ve Pentagon buna karşı çıktı”
CIA’nın cihatçıları izlemek amacıyla hava savunma robotları gibi ağır silahlar bulundurmak istediklerini ancak bu talebin reddedildiğini söyleyen Özdalga, “Suudi Arabistan ve Katar’dan gelen paralarla aralarında Hırvatistan’ın da bulunduğu ülkelerden satın alınan silahlar Türkiye üzerinden Suriye’ye gönderildi. Bu silahlar sadece IŞİD’a verilmedi. Esad ve cihatçılara karşı savaşacak bir İslami ordu, Özgür Suriye Ordusu kurma çabası acklı bir hayal krıklığıydı. Ankara Suriye’de kendine yanlış yol arkadaşları seçti” diyor.