Mithat Sancar: PKK'nin silah bırakması yeni ve önemli bir sürecin başlangıcıdır

DEM Parti İmralı Heyeti üyesi Mithat Sancar, Kurdistan24'e verdiği röportajda, PKK'nin silah bırakma kararının, yalnızca Türkiye'deki Kürtler için değil, aynı zamanda tüm bölgedeki Kürtler için de stratejik öneme sahip olduğunu söyledi.

16 Temmuz 2025 - 10:01
16 Temmuz 2025 - 10:01
 0
Mithat Sancar: PKK'nin silah bırakması yeni ve önemli bir sürecin başlangıcıdır

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti üyesi Mithat Sancar, Kurdistan24'e verdiği röportajda, PKK'nin silah bırakma yönündeki son adımını ve bunun Türkiye ve bölge siyaseti üzerindeki etkisini değerlendirdi. 

Tarihi bir adım: Silahlar sustu

Sancar, kalıcı bir barış inşasında taraflara düşen sorumluluklara dikkat çekerek, "Silah bırakma adımı tarihi öneme sahip. Bunu kavramalıyız. PKK'nin silahlarını yakarak imha etmesi yaşanan tarihi bir olaydı! Tarihi bir olaya tanık olduk. 1993'ten bu yana barış çabaları birçok kez gündeme geldi; 2009'daki Oslo Süreci ve 2013-2015 yılları arasındaki Çözüm Süreci bunun en belirgin örnekleridir. Ancak bugünkü süreç diğerlerinden farklı. Bu aşamada silah bırakma kararı çok güçlü bir iradenin ve siyasi çözüme olan büyük bir inancın göstergesidir." değerlendirmesinde bulundu.

Orta Doğu'daki değişimler ve etkileri

Silah bırakma adımının nedenini anlamak için Orta Doğu'daki duruma bakmak gerektiğini belirten Sancar, "7 Ekim 2023'ten sonra başlayan olaylar bölgedeki durumu tamamen değiştirdi. Orta Doğu ısınıyor ve yeni dengeler ortaya çıkıyor. Değişimlerin yaşandığı bir dönemlerde gerilimler ve çatışmalar da artıyor. Böylesine karmaşık bir durumda, 40 yıllık savaş deneyimine sahip bir örgütün silah bırakma kararı, yalnızca Türkiye'deki Kürtler için değil, aynı zamanda tüm bölgedeki Kürtler için de stratejik öneme sahip. Bu karar, sorunları siyasi yollarla çözme yönünde güçlü bir iradenin göstergesidir." dedi.

Barış süreci

İmralı Heyeti üyesi Sancar, barış sürecine umutlu olduğunu dile getirerek, "Bu yolun kolay olmadığını biliyorum. Bu, yolun sonu değil, yeni ve önemli bir sürecin başlangıcıdır. Bu süreci dünyadaki diğer örneklerden ayıran fark, yöntemin ters yönde izlenmesidir. Silahlı çatışmaların yaşandığı çoğu ülkede önce diyalog, müzakere ve anlaşmalar kurulmuş, ardından silahlar bırakılmıştır. Burada ise tam tersine, demokratik siyasetin önünü açmak için önce silahlar bırakılmıştır." sözlerini sarf etti.

Mithat Sancar, sözlerini söyle sürdürdü:

"Sayın Öcalan'ın 27 Şubat'ta yayınlanan "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" başlıklı mesajı, bu modelin temelini oluşturuyor. İçeriği şuydu: Barış ve demokratik bir toplum istiyoruz. Eğer silahlar buna engelse, silahları ortadan kaldıracağım. Bu, devletten siyasi ve toplumsal güçlere kadar tüm taraflar için yeni bir mücadele alanı açıyor ve herkesi sorumlu kılıyor."

Destek çağrısı: Tüm aktörlerin görevi

Sancar, Öcalan'ın, silahı ortadan kaldırarak bölgedeki tüm siyasi aktörleri, çözüm ve barış sürecine dahil olmaya çağırdığına dikkat çekerek, "Silah bırakma iradesi en başından itibaren gösterildiğinde, destek vermek daha kolay olur. Güney Kürdistan'daki siyasi aktörlerin, hem Erbil hem de Süleymaniye'de, sürece olumlu yaklaştığını gördük. Başkan Barzani her zaman siyasi çözümü ve diyaloğu destekledi, merhum Mam Celal de 1993'ten beri bu çabalara dahil oldu. Silahlı çatışmanın Güney ve Batı üzerinde olumsuz etkileri olduğu için, sahadaki destekleri paha biçilemez. Dahası, silahların Süleymaniye'de bırakılması başlı başına önemli bir mesajdı." sözlerini kullandı.

Sancar, "100 yılı aşkın süredir inkar ve düşmanlığa dayalı bir zihniyeti değiştirmek kolay değil. Ancak anketlere göre, Türkiye toplumunun yaklaşık yüzde 70'i şu anda süreci destekliyor. Süreç 2013'te başladığında bu oran yüzde 50'nin altındaydı, ancak cesur adımlarla yüzde 87'ye yükseldi. Elbette sürecin başarısına inananların oranı daha düşük." dedi.

Güvenin artması için tüm tarafların, barışın herkesin çıkarına olduğunu anlaması gerektiğini vurgulayan Sancar, "Türkiye, 40 yılı aşkın süredir ekonomik zenginliğinin büyük bir kısmını derin krizlere ve yoksulluğa yol açan savaşa harcıyor. Sadece silahların susturulması yeterli değil; kalıcı toplumsal barış için savaşa yol açan nedenlerin ortadan kaldırılması gerekiyor." diye konuştu.

Yeni Anayasaya

İmralı Heyeti üyesi Mithat Sancar, ayrıca şunları söyledi: 

"Silahlı bir örgüt silahlarını bıraktığında, hedeflerinden vazgeçmez. Sadece mücadele yöntemini değiştirir. Siyasetin silahlara alternatif olabilmesi için demokratik siyasete ihtiyaç vardır. Demokratik siyaset, özgürlük, haklar, bağımsız kurumlar ve tarafsız bir yargı ile de mümkündür. Atılan son adım bunun için altın bir fırsat sunuyor, ancak bu fırsatın hayata geçmesi için herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerekiyor."

Yeni ve demokratik bir anayasanın yolunun kademeli olarak açılması gerektiğine işaret eden Sancar, "Mevcut durumda zemin henüz tam olarak hazır değil. Tutukluların, sürgündekilerin ve silah bırakanların durumu bertaraf edilmelidir. Özgürlükleri kısıtlayan yasaların değiştirilmesi gerekmektedir. Demokrasi zemin oluşturulduğunda ve özgürlükler genişletildiğinde, Kürtlerin haklarını ve tüm halkların eşitliğini güvence altına alan yeni bir anayasa konusunda ciddi tartışmalar yapılabilir." diye ekledi.(K24)