Şara’nın uluslararası arenadaki ilk konuşması: Yeni Suriye’nin yol haritası mı, eski krizlerin gölgesi mi?

Geçici Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara’nın BM Genel Kurulu’ndaki konuşması, ülkenin 1967’den bu yana ilk kez uluslararası topluma resmen dönüşünü simgeliyor. Ancak içerideki memnuniyetsizlikler, adalet dosyaları ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile entegrasyon sorunu Şara’nın mesajlarını gölgeliyor.

24 Eylül 2025 - 11:20
24 Eylül 2025 - 11:20
 0
Şara’nın uluslararası arenadaki ilk konuşması: Yeni Suriye’nin yol haritası mı, eski krizlerin gölgesi mi?

Geçici Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara’nın bu hafta BM Genel Kurulu’na hitabı, Şam’ın uluslararası topluma resmi dönüşünü işaret ediyor. 1967’den bu yana ilk kez bir Suriyeli devlet başkanının BM Genel Kurulu’nda konuşacak olması, Şara ve destekçileri tarafından “yeni Suriye’nin dünyaya tanıtımı” olarak görülüyor. Onlara göre iç savaşın ardından yükselen bu yeni Suriye, büyük potansiyele sahip. Ancak içeride tablo daha karmaşık: savaş sonrası ekonomik sıkıntılar, siyasi temsil sorunları ve toplumsal adalet talepleri hâlâ gündemin merkezinde.

Şara’nın Konuşmasından Beklentiler

Şara’nın konuşmasının, geçmişin travmalarından çok geleceğin fırsatlarına odaklanacağı ifade ediliyor. Öncelikli başlık, savaş sonrası yeniden inşa ve yatırımlar. Bu nedenle Şara ve ekibi, New York’ta Concordia yatırım zirvesi ve ABD Ticaret Odası ile temaslarda bulundu. Amaç, insani krizleri hafifletmek için daha fazla yabancı yatırım çekmek.

Ancak ülkedeki birçok Suriyeli, yerli ekonomiyi koruyacak önlemler alınmadan dış yatırımların kapılarının açılmasının küçük işletmeleri çökertmesinden endişeli. Orta sınıfın zayıflaması, Şara’nın ekonomik başarı iddialarını sorgulatıyor.

Şara, ayrıca hükümetinin bugüne kadarki başarılarını öne çıkarmayı planlıyor: Körfez ülkeleri, Türkiye ve Batı ile çok milyar dolarlık anlaşmalar; Hizbullah ve İran unsurlarının ülkeden çıkarılması; Captagon kaçakçılığına ve IŞİD hücrelerine karşı mücadele; okullar, hastaneler ve fabrikaların yeniden inşası.

Geçiş Adaleti ve Hassas Dosyalar

Sahil ve Süveyda’da bu yıl yaşanan şiddet olayları, geçiş adaleti tartışmalarını gündeme taşıyor. Şara bu başlıkları konuşmasında geri plana iterse, toplumla yönetim arasındaki kopukluğu derinleştirebilir. Hükümetin sahne arkasında soruşturma komiteleri kurduğu ve kayıp kişilere dair bir ulusal komisyon oluşturduğu belirtilse de kamuoyunun bu süreçlerden habersiz olması, güvensizlik yaratıyor.

Silahlar ve Milislerin Entegrasyonu

Şara, devletin tek silahlı güç olma ilkesini vurgulayacak. Bu kapsamda, DSG ve dini lider Hikmet el-Hicri’ye bağlı Dürzi güçlerin yeni Suriye ordusuna katılması gerektiğini yinelemesi bekleniyor. Ancak son şiddet olayları bu süreci zorlaştırıyor.

İsrail ile Gerilim

Şara’nın konuşmasının bir diğer bölümü İsrail’in hava saldırıları ve sınır ihlalleri olacak. Şam yönetimi, 1974 anlaşmasının devamından yana olduğunu, tek isteğinin “ülkenin yeniden inşasına odaklanmak” olduğunu savunuyor. Katar’daki son İsrail saldırısına gelen uluslararası tepkiler göz önüne alındığında, BM Genel Kurulu’nda Şara’nın bu sözleri yankı bulabilir.

Washington İçin Mesajlar

Şara’nın New York ziyareti, ABD için de kritik. Washington yönetimi, yaptırımların gevşetilmesi, IŞİD’e karşı güvenlik iş birliği, kayıp Amerikalılar (özellikle gazeteci Austin Tice) dosyası, DSG entegrasyonu ve İsrail ile “1974-plus” tarzı yeni bir anlaşma gibi başlıklarda Şam’la görüşmeler yürütüyor.

Ancak özellikle üç dosya öne çıkıyor:

  1. DSG ile entegrasyon: Yıl sonuna kadar ulusal orduya katılım hedefi risk altında. ABD, olası bir çatışmanın önüne geçmek için tarafları taviz vermeye teşvik etmeli.
  2. İsrail ile gerilimin azaltılması: Yeni bir sınır güvenliği anlaşması masada, ancak uygulanabilirliği şüpheli. ABD’nin garantör rolü öne çıkıyor.
  3. Mülkiyet sorunları: Suriyeli mültecilerin dönüşüyle mülkiyet anlaşmazlıkları arttı. ABD, uluslararası kurumlarla iş birliği içinde Şam’a tapu kayıtlarını modernize etme ve mülkiyet haklarını koruma konusunda destek vermeli.

Sonuç
Şara, iç savaşın ardından Suriye’yi “yeniden doğmuş” bir ülke olarak dünyaya tanıtmayı hedefliyor. Ancak geçiş adaleti, yerel temsil, mülkiyet sorunları ve milis entegrasyonu gibi kritik başlıklar çözülmeden, yeni Suriye’nin yol haritası eksik kalabilir. ABD ve müttefikleri için bu süreç, yalnızca Suriye’ye destek değil, aynı zamanda ülkenin geleceğini yönlendirme fırsatı da sunuyor.(Aaron Y. Zelin- Washington Enstitüsü)

Bu haber toplam 854 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 12:20:11