ABD’nin B planı: Suudi Arabistan ve İsrail’i IMEC üzerinden bağlamak
Gazze savaşının yarattığı kırılgan ortamda tam normalleşme süreci yavaşlarken, Washington yönetimi Suudi Arabistan ve İsrail’i Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) üzerinden aynı stratejik çerçevede buluşturmayı hedefliyor.

Gazze’deki savaşın siyasi ve toplumsal etkilerinin belirginleştiği bir dönemde, Suudi Arabistan ile İsrail arasında yürütülen normalleşme girişimleri yavaş ilerliyor. Buna rağmen ABD yönetimi, iki ülkeyi aynı masa çevresinde buluşturacak alternatif bir süreci devreye sokmaya hazırlanıyor. Bu çerçevede Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC), diplomatik ilişkiler kurulmadan önce tarafları ortak ekonomik ve güvenlik çıkarları etrafında bir araya getirecek “B Planı” olarak öne çıkıyor.
2023 G20 Zirvesi’nde duyurulan IMEC; Hindistan’dan başlayarak BAE, Suudi Arabistan, Ürdün ve İsrail üzerinden Avrupa’ya uzanan geniş kapsamlı bir ticaret ve altyapı bağlantısı oluşturmayı hedefliyor. ABD, AB ve bölge ülkeleri, koridorun ilk aşaması için yaklaşık 20 milyar dolarlık finansman çerçevesi üzerinde çalışıyor.
Projenin hayata geçirilmesi, Riyad ile Tel Aviv’i aynı karar mekanizmasına taşıyacak. Koridorun güzergâhı, güvenliği, teknik standartları ve fonlaması gibi kritik başlıklarda Suudi ve İsrailli yetkililerin birlikte çalışması bekleniyor. Bu işbirliği, resmi diplomatik ilişkiler kurulmasa bile iki ülke arasında düzenli temasların ve ortak çıkar temelli koordinasyonun önünü açacak.
Suudi Arabistan açısından IMEC, Vision 2030 programıyla örtüşen stratejik bir yatırım fırsatı sunuyor. Krallık, Asya ile Avrupa arasında merkezi bir lojistik köprü olmayı hedeflerken, koridor hem yüksek hacimli ticaret akışını hem de teknoloji odaklı altyapı projelerini destekliyor.
Washington için IMEC, üç temel hedefi aynı anda gerçekleştiren bir çerçeve sunuyor: Hindistan’ın yükselişini Batı tedarik zincirine bağlamak, İsrail’i bölgesel bir ekonomik mimariye entegre etmek ve Avrupa’ya Kızıldeniz’de artan güvenlik risklerine alternatif bir rota oluşturmak.
İsrail açısından ise koridor, Kızıldeniz’de yaşanan gerginlikler nedeniyle giderek daha kritik hâle gelen deniz ticaretine karşı sağlam bir kara koridoru alternatifi anlamına geliyor. Körfez limanlarından Hayfa veya Aşdod’a uzanması planlanan hat, İsrail’in bölgesel ticarette vazgeçilmez bir terminal olmasını sağlayabilir.
Projenin geleceğinde teknoloji şirketlerinin rolü de dikkat çekiyor. Özellikle Elon Musk’ın The Boring Company aracılığıyla Körfez’de tünel ve yüksek hızlı taşımacılık projelerine ilgi göstermesi, IMEC’in klasik bir ticaret koridorunun ötesine geçerek yenilikçi bir altyapı modeline dönüşme ihtimalini artırıyor.
Bölgesel güvenlik risklerinin arttığı bir dönemde IMEC, Hindistan, Körfez ülkeleri, İsrail, Avrupa ve ABD arasında daha sıkı bir stratejik bağ oluşturma potansiyeli taşıyor. Normalleşme görüşmelerinin yavaşlamasına rağmen Washington, bu koridoru iki ülkeyi aynı eksende tutacak “yapısal bir bağlantı” olarak değerlendiriyor.
Son güncellenme: 12:12:33



































































































































































































