Cengiz Güngör: Kürt-Kav'ın Konferansına Dair Haksız ve Yanlış Kimi Değerlendirmeler Üzerine

17 Eylül 2025 - 09:45
17 Eylül 2025 - 09:45
 0
Cengiz Güngör: Kürt-Kav'ın Konferansına Dair Haksız ve Yanlış Kimi Değerlendirmeler Üzerine

Kürt-Kav, 13 Eylül 2025 günü İstanbul'da "Kürtler 'Barış Süreci'nin Neresinde" konulu bir konferans düzenledi.

Konferans iki oturumda gerçekleştirildi.

Birinci oturum  araştırmacı yazar, Kürt-Kav Yönetim Kurulu üyesi Ercan İlgin'in moderatörlüğünde gerçekleştirildi ve yazar Ümit Fırat ile  Prof. Dr. Aziz Yağan, konuşmacı olarak katıldılar.

İkinci oturumda, PWK Genel Başkanı Mustafa Özçelik, PSK Genel Başkanı Bayram Bozyel, HAK-PAR Genel Başkanı Düzgün Kaplan konuşmacı olarak katıldılar.

Konferans sonrası sosyal medya üzerinde, konferansın içeriği ve konuşmacıların konuşmalarıyla alakasız, yanlış bir çok değerlendirmeye tanık oldum.

Konferansa katıldım. Tüm konuşmaları dinledim. Daha sonra da sosyal medyada paylaşılan konuşmaları bir kez daha dinledim. Hiç de o yanlış ve alakasız değerlendirmeleri yapanlara katılmak mümkün değil.

Öncelikle, Kürt-Kav yönetimine kimi haksız eleştirilerin yapıldığını belirtmem gerekiyor. Kürt-Kav konferansın adını belirlerken özellikle Barış Süreci ifadesini tırnak içine almıştı. Yani aslında kendilerinin bu ifadelendirmeye katılmadıklarını, başkalarının bu ifadeyi kullandıklarına dikkat çekmek istemişlerdi. Ayrıca Kürt-Kav Genel Başkanı Sayın Mehmet Celal Baykara da açılış konuşmasında bu noktaya dikkat çekmiş ve Barış Süreci’ni tırnak içinde ifade ettiklerine dikkat çekmişti.

Ama, bazı Kürt aydın ve siyasetçileri sanki Kürt-Kav da bu süreci bir Barış Süreci olarak görüyor şeklinde yorumlarda bulundular. Elbette ki daha sade bir başlık seçilebilirdi. Ama, hem sayın Mehmet Celal Baykara, hem de moderatörler, Sayın Ercan İlgin ve Sayın Hüseyin Siyabend Aytemur da kısa konuşmalarında bu sürecin bir Barış Süreci olarak tanımlanamayacağını dile getirmişlerdi.

Rudaw konuyla ilgili olarak yayınladığı habere şu başlığı koymuş:: ‘’Kürdistani partiler süreçte yer almamalarını eleştiriyor: Kürtlerin kaderi kapalı kapılar ardında karara bağlanamaz’’.

Bu haberin ilk cümlesinin ne yazık ki, 3 Kürdistani parti genel başkanlarının konuşmalarının içeriğiyle uzaktan yakın alakası yok. Üç başkan da, kesinlikle ‘’neden bu süreçte yer almıyoruz’’ demediler.

Bazı Kürt aydın ve siyasetçileri de yine konuşmaların içeriğini bilmeden, yanlış analiz ve değerlendirmelerde bulundular. Sanki, Kürdistani 3 parti de Türk Devleti ve PKK arasındaki sürece, bu şekliyle dahil olmak istedikleri yönünde yanlış ve alakasız kimi yorumlar yapılmaktadır.

DENG TV 3 genel başkanın konuşmalarını sosyal medya üzerinden paylaştı.

PWK Genel Başkanı Sayın Mustafa Özçelik’in konuşması çok netti. Videoyu izlerseniz eğer, zaten net bir şekilde bu farkı görürsünüz. Sayın Özçelik,  DEM Parti ve HÜDAPAR dışında, milli, demokratik temel talepler etrafında bir Kürt Tarafı’nın oluşturulmasını ve bu Kürt tarafının Kürtleri temsilen Türkiye Devleti ile masaya oturmasını öneriyor. Sayın Özçelik, silahların bırakılmasının Kürtlerin yararına olduğunu, devletin de tüm askeri operasyonlara son vermesi gerektiğini söylüyor.

Sayın Özçelik, konuşmasında, ‘’Bugüne kadar yapılan açıklamalar, Türkiye Devletinin ‘’Terörsüz Türkiye’’ adıyla yürüttüğü bu "yeni süreç" ile ilgili hamlesinde asıl amacının, Güneybatı Kürdistan'da (Rojava Kürdistanı), Kürt milletinin milli, coğrafi ve siyasi bir statü ve ulusal, demokratik, kolektif milli haklar elde etmesinin önünü kesmek olduğunu gösteriyor’’. Dedi.

Konuşmasının devamında, Sayın Özçelik, ‘’Türkiye Devleti yöneticileri bu süreci, 'Terörsüz Türkiye Süreci' olarak tanımlıyorlar. Anayasanın ilk dört maddesinin değişmesi, ana dilde eğitim gibi taleplerin karşılanması mümkün değildir diyorlar. Yani Kürtler için hiçbir hak ve özgürlükten bahs etmiyorlar. Abdullah Öcalan da açık bir şekilde ‘Ulusal devlet, federalizm, özerklik ve kültüralist talepler tarihsel toplum sosyolojisine uygun değildir. Demokratik ulus, demokratik cumhuriyet, demokratik entegrasyon ve eşit vatandaşlık, çözüm yoludur’ diyor. Peki böylesi bir süreci barış, kardeşlik, çözüm, demokrasi süreci olarak tanımlamak mümkün müdür?’’

Mustafa Özçelik, zindanlar boşaltılsın dedikten sonra, Kürtlerin acil talepleri etrafında bir Kürt tarafının oluşturulması gerektiğini dile getirdi ve şu çağrıyı yaptı ‘’Evet, siyasi partileri ve sivil toplum kuruluşlarıyla Kürtlerin tüm kesimleri, kendi iradeleri dışında, kapalı kapılar ardında, kendi kaderleri ile ilgili birilerinin vereceği kararların kurbanı olmamak için; zaman kaybetmeksizin, ’Biz Kürt tarafıyız ve bize rağmen, irademiz dışında, bizden habersiz, şeffaf olmayan hiçbir girişimi kabul edemeyiz’ diyerek, acil milli, demokratik talepleri etrafında ele ele vermeli, bir taraf olarak kendi gelecekleri için inisiyatif almalıdırlar’’.

Cengiz Güngör

 

Bu haber toplam 617 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 11:46:00