İran ve İran güdümündeki silahlı güçlerin Hewlêr Havaalanı ve Iran KDP karargâhına dün gece yaptıkları saldırılar Irak'ın artık bir bütün olarak Iran-ABD çatışması ve çekişmesinin alanı haline geldiğini gösteriyor.
ABD Dışişlerinin füze saldırılarından dolayı Bağdat Büyükelçiliği'ni bir süreliğine kapatma kararı, Iran ve İran yanlısı güçlere moral üstünlük sağlamış durumda.
Kurdistan Pêşmerge Bakanlığı lle ABD'nin bu saldırıları misliyle cevaplandırmaması, Iran ve Iran yanlısı güçlerin konumunu güçlendirecektir.
Iran'ın amacı çatışmayı Iran toprakları dışında tutmaktır.
Şimdilik bu iş için Iran açısından en uygun alan Irak ise, yarın Lübnan, öbürgün Suriye veya Yemen olabilir.
Israil'in belirttiği gibi Iran saldırganlığı kırılmadan Ortadoğu durulmaz.
Aynı şekilde Iran müdahaleleri engellenmeden Irak ve Irak Kurdistanı stabil hale gelemez.
Aynı durum Türkiye'nin bahaneler uydurarak Suriye ve Irak Kurdistanı'nı fiilen işgal etmesi için de geçerlidir.
Iran'ı avazı çıktığı kadar mahküm edip, Turkiye'nin Irak ve Suriye Kurdistanını fiili işgalini sessizce onaylamak, Iran yanlısı olmakla aynıdır.
Kısacası, Kürt hareketi Iran ve Türkiye güdümünden, bunların etkisi altından çıkabilirse; kendisi için bir hareket olabilir, yoksa büyük hesap içinde veya büyük fotograf içinde bu devletlerin güdümünde veya etkisi altındaki lokal güçler olarak muamele görürler.
Bunu ortadan kaldırmanın en önemli yolu, belki de tek yolu; Kürt hareketlerinin ABD, Rusya, AB gibi büyük güçlerle birlikte hareket etmeleriyle mümkün olabilir.
Tabii ki bunun gerçekleşmesi, bu güçlerin Turkiye ve Iran'la olan ilişkilerinin bozulmasını göze alıp almayacaklarına bağlıdır.
Kürt hareketlerinin uluslararası destek ve meşruiyet alıp almayacaklarını belirleyen de bu konumdur.
Kısacası Kürdistanın hem Iran, hem de Turkiye'nin egemenliği altında olması, Irak ve Suriye'nin de bu iki gücün dışında onlardan farklı bir tutum alamamasına da neden olmakta.
Işte Kürt siyasetinin ve diplomasisinin çözmek zorunda olduğu kör düğüm budur.
Yüz yıl önce Ingiltere, Fransa ve Türkiye tarafından Lozan'da atılan bu düğüm çok zor bir düğümdür.
Bu düğümün çözülmesi sadece ortadoğuda demokratik bir Kurdistan'ın ortaya çıkmasıyla sınırlı kalmayacak, Türkiye, Iran, Irak ve Suriye'nin de demokratikleşmelerinin yolunu açacaktır.
Ne bilelim belki de Hewlêr Havaalanına atılan füzeler, bu kördüğümün çözülmesi yolundaki gelişmelere vesile olur!
Veya eski tas eski hamam, dünya Ortadoğu'nun (siz bunu Kurdistan olarak da anlayın) Iran ve Türkiye tekelinde bir yüz yıl daha geçirmesine seyirci kalır.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.