Silik Başkan yardımcısı M. Pence 25. Maddeyi (ABD Anayasasında bazı durumlarda Başkana işten el çektirebilecek madde) işletemeyeceğini beyan ettikten sonra, Trump, hakkında soruşturma açmak için harekete geçen demokratları ve Amerika toplumunu 'kızgın taraftarlarının gazabına uğramakla' tehdit ediyor!
Bu dengesiz adamı on milyonlarca oyla Başkanlık koltuğuna oturtanlar, bu dönem bile %49 oranında 70 milyon civarında oy veren seçmenlerin, acaba 70-80 yıl önce Hitler ile Mussolini'ye oy veren seçmenlerden ne farkı var?
Amerika toplumu nereye gidiyor?
Daha sandıkların açılmasıyla, henüz oyların %10 sayılmamışken, hatta daha oylama yapılmadan kazandığını açıklayan, oylar sayıldıktan sonra bütün itirazları mesnetsiz olduğu için boşa çıkan, buna rağmen seçime hile karıştığı iddialarından vaz geçmeyen bu adamı hangi merci, hangi mekanizma durdurabilir?
Milyonları sokağa dökmekle, ABD'yi kitlesel tedhişle teslim almaya çalışan bu adam ve etrafındaki güruha karşı Amerika toplumu bölünmüş durumda.
Toplumundaki bu duygusal bölünme nasıl bir yol alır? Daha fazla keskinleşir mi veya zamanla törpülenir mi onu bilemeyiz. Ama çok net görünen bir şey var, Cumhuriyetçi Partinin geleneksel muhafazakâr yapısı ve ırkçı beyaz gruplara olan yakınlığı ile, Trump döneminde örgütlü ırkçı faşist gruplarla olan ilişkisi farklılık arz ediyor!
Söz konusu gruplar kendilerine has sembolleri ve hareketleriyle bütün kitlesel faaliyetlerin ön saflarında yer alıyorlar ne Trump bunlardan gocunuyor ne de Cumhuriyetçi Parti’den bunlara ilişkin bir tavır görünüyor. Trump, Cumhuriyetçi Parti’yi kendi gölgesinde bırakmış durumda. Partiden Senato ve Temsilciler Meclisinde yer alan 2-3 kişi ile 3 bakanın istifası dışında bugüne kadar ciddi bir tavır gelmiş değildi ancak son oylamada 10 Cumhuriyetçi de Demokratların önerisini destekledi.
Trump 4 yıllık yönetimi döneminde istikrarlı (stabil) kalıcı bir ekip kuramadı.
Neden?
Hiçbir ABD Başkanı bir dönemde bu kadar üst düzey yetkili değiştirmedi.
Trump'ın kaç tane Ulusal Güvenlik Danışmanı değiştirdiğinin sayısını hatırlayan var mı?
Dışişleri ve Savunma Bakanlıkları ve diğer yüksek rütbeli bürokratlar, diplomatlar da cabası.
İlk günden beri bu adam Başkanlık koltuğuna layık niteliklere sahip değildi demek abartı sayılmaz. Lüks otel ve plaza yönetmekle bir dünya gücü olan ABD'yi yönetmeyi biri birine karıştıran bu şımarık playboya bakan, müsteşar, bürokrat, general, diplomat yetiştirmek mümkün değildi!
Asıl üzerinde durulması gereken yan, Cumhuriyetçi partinin böyle bir adamı aday göstermesi ve bütün yanlışlarına rağmen arkasında durmasıdır. En az bunun kadar önemli olan diğer bir yan da ABD toplumunun en az yarısının böyle bir liderin arkasından gitmesi ve onun uğruna kitlelerim Senato ve Temsilciler Meclisini basmayı göze alıp kan dökmesidir!
Kürtlerle olan ilişkilere gelince. Seçilmeden önce Kürtlerle ilgili birçok kez olumlu açıklamalar yapan Trump, Suriye Kurdistanı'nın önemli iki bölgesini tepside Erdoğan'a sundu.
Efrin'in sunulmasına da seyirci kaldı.
Hakeza Irak Kurdistan Referandumuna karşı tavırlı olması bir yana, Kerkük'ün Irak merkezi hükümetini ve Haşdi Şabi güçlerine, dolayısıyla İran’a sunulmasına seyirci kaldı.
Türkiye'de HDP'li oldukları için parlamenterlerin tutuklanmasına, nerdeyse bütün HDP belediye başkanlarının görevden alınmalarına, binlerce HDP yöneticisi ve üyesinin tutuklanmasına, Kürtçe mevlit okuyanların tutuklanmasına ve benzeri baskılara karşı sessiz kaldı.
Türkiye-ABD ilişkileri damatlar vasıtasıyla arka kapıdan yürütülen bir ilişki halini aldı. Halkbank, R. Zarraf davalarında hukuk dışında her şey döndü!
Velhasılı kelam Amerika Amerika olalı böyle ırkçı faşistlerin, Ku Klux Klan'ların, fanatik dincilerin atına binmiş havuç kafalı dengesiz bir başkan görmedi!
Gidişi olsun dönüşü olmasın Apaçilerin deyimiyle bu sarı benizli adamın! Manitu Amerikayı ve dünyayı böyle tiplerden korusun!
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
