Kamuoyunda “NC Olayı” olarak bilinir.
Olay 13 yaşında küçük bir Kürd kızının hikayesi olarak başlar. Yıllar öncesinde gerçekleşmiştir.
Bu olayı bu gün sosyal medyada gördüm. Bir avukatın açıklaması olarak veriliyor. Bazı haberlere baktım.
Biraz araştırdım, olay doğru.
“Her meslekten, her yaştan, az önce hepsi başı bağlı, şişman bir kadına bir miktar para ödediler ve kadın onlara tembih etti:
– Kız 13 yaşında, bekaretini henüz kaybetmedi, kaybetmesi bizim başımızı belaya sokar, ona göre muamele edin.
Her meslekten, her yaştan erkek kalabalığı bu sözler üstüne başını sallıyor.
Onlar ne yapacaklarını bilirler. Onlar erkek!
Teker teker, birbirlerinin sırasını gözeterek odaya giriyorlar.
Ve odaya giren erkekler teker teker küçük kız çocuğuna, bekâreti zarar görmesin diye !”
Hikaye belki de kızlarımızın ve kadınlarımızın yaşadıkları travmalarla başlıyor.
*NC olayını duyunca hemen İŞİD ruhu aklıma gelip oturdu.
Yakın zamanda Şengal de İŞİD tarafından “savaş ganimeti” olarak alınan ve her tür insanlık dışı ve canavarca duyguların su yüzüne bir kez daha vurduğu bir filim şeridi gibi gözlerimin önünde canlanıverdi.
Bir genç, 15 yaşındaki Ezidi Kürd kızının “İŞİD topraklarımızı işgal etti, Kaçan kaçtı, kaçamayanlarımız ellerine geçti. Bize 3 gün içinde Müslüman olacaksınız” dediğini anımsadığımda Kızıltepe de Kürd kızının başlarına gelenlerin benzerini duyar gibiyim.
Demek ki uyuyan İŞİD ruhu toplumlarda vardır. Hele Ortadoğu Müslüman toplumlarında...
TC’nin Diyanet İşleri Başkanlığının şu açıklaması aklımda hep kaldı: “BİR BABA ÖZ KIZINA ŞEHVET DUYARSA HARAM DEĞİLDİR”.
Küçük Ezidi Kızının, İŞİD geldikten sonra komşularımız olan Araplar hemen İŞİD oldular demesi yabana atılacak gibi değil.
ARAP TOPLUMLARINDA KÜÇÜK KIZLARA HAYRANLIK NEDEN?
İŞİD, Ezidi Kürd kızları ve kadınlarını hatta çocukluğunu daha bitirmemiş olanları Arap pazarlarında satışa çıkardı. Tıpkı NÇ olayında olduğu gibi rehin alınan kızlarımızı satın alanlar ve kullanmak isteyenler kelli felli, beyefendi, tüccar, güya toplumda saygınlığı olanlar ve çeşitli mesleklerden olan kişilerdir.
Çünkü kadınlarımız ve kızlarımız İŞİD e göre “savaş ganimeti” dir, herhangi bir zenginlik , altın ve para gibidirler. Hatta altın ve paradan öte onlara tecavüz etmek, kendi bencil zevk ve keyifleri için kullanmak bile eşyadan daha kötü davranışın örneğidir.
İŞİD anlayışına göre bunu “kendi has islamlarına” dayandırarak yapıyorlardı. Öyle ya bu canavar ve insanlık ve soykırım savaşı yürütürken cennete gideceklerdi. Has birer Müslümanlar olarak onları cennette her biri için 70 huri bekliyordu. 70 huri ile yatıp kalkmanın ve zevk sefa sürmenin hayallerini yaşıyorlardı.
Bu dünyada ise savaşta alınan kadın ve kızlar savaş ganimeti gibi değerlendirir. Arap küçük kız hayranları olan mahluklara satılırlar. Yine bir başka esir Ezidi kızının anlatımlarına göre, savaşta bizleri üst katlara çıkarır, ırzlarımıza geçerlerdi.
Bir kişi değil, iki kişi değil. Onlarcası ve yüzlercesine varacak bir insanlık suçu.
Küçücük kız çocuklarının hayallerine kurşun sıkmaktan daha kötü bir durum. Onların hayatları her meslekten Arap kodamanlarının ayakları altına serilir.
Bu işi sıradan meslek sahiplerine sorarsan: ehh paralarını vermişler, bir de kızlara bakıyorlar. Karınlarını doyuruyorlar. Hatta evlenebilir veya bir başkasına satabilirler.
Tövbe deyin...
Kesinlikle günah işlemiyorlar.
Malum herşeyin bir izahatı vardır.
Hani bazı kızlar ve kadınlar sosyal medya ve TC medyasına yansıdığı kadarıyla Recep Tayyip Erdoğan’la gerdeğe girmekten memnunluk duyacaklarını belirtiyorlar.
Hani bu tecavüzlerin birde yasal olanı vardır. Sarayların hareminde padişaha her beğenilecek kadın ve kızı istediği kadar getirilebilir. Bunlar Sultan’ın hoşuna gidenler. Arap şeylik ve krallık sarayları da böyle işliyor. Ya İran daki ‘Muka Nikahı’na ne dersiniz?
Ehh, “büyük adamların” haremleri olur da “küçük adamların” haremleri, küçük ve canavarca olan “haremleri” olmaz mı?
Cihat için savaştığını söyleyenlerin kadın ve kız savaş ganimetleri olmaz mı?
Kısacası düşmanı olarak görüyorsa herşey daha da mubahtır.
Düşman ülkemizi işgal etmiş ve herşeyimizi yağmalıyorsa en fazla kadınları, genç kızları ve çocukları yağmalayacağı çok açıktır.
*Hemen aklım Dersim’e gitti..
38 tertelesini-soykırımını yaşayan bir kadın anlatıyordu: Bizleri topladılar, kadınları ayırdılar. İçinde bir güzel Kürd kadını onlara teslim olmuyordu. Ben o anda ormanın içine saklanmış seyrediyordum.
“Kadınların üzerinden sırayla askerler geçtiler. Bu güzel kadın teslim olmayıp direnince onu bir ağaca bağladılar. Bütün askerler üzerinden geçtiler. Kadın öylece can verdi. Akşama yanına gittim… Parçalanmıştı....” Anlatmaya kelimelerim yetmiyor bundan sonrasını...
Hala da bazı Türk-İslam sentezcisi siyasal İslamcılar bir kadını açık görünce tahrik oluyorlarmış.
Ne olacak tahrik olacak? Anandan doğarken sen de annen de çıplaktınız. Sonrası normal herkes örtünüyor. Kadından görünce el ayak ve yüz niye senin için tahrik meselesi oluyor.
*NC olayına değinirken size gerçek bir hikayemi anlatayım...
Bir yerde çalışma yapıyorum. Kitle çalışmasıydı. Oradan “yurtsever” melle diye biri vardı. Kürddü.
Bakıyorum bu her gün tıraş oluyor, yaşlı ve kokular sürüyor. Hani normal buna kimsenin bir diyeceği olmaz. Bir gün baktım halktan bir kadın yanıma geldi. Hoş beş derken “biliyor musun bizim Melle şu adamın kızını istedi, babası razı ve almak istiyor”.
Kız hala 15 inde değil. Çocuk ve kendisi hakkında karar verecek hali hiç yok. Daha ortaokula mı gidiyordu ne..
Olay doğrumu diye araştırdım. Doğru olduğu kanısına vardım. Kız 14 yaşını sanırım yeni bitiriyordu. Melle 60 yaşlarında var... Evli sanırım iki de eşi vardı. Çoluk çocuk sahibi.
Kızın babasının evine gittim. Misafir olarak iyi karşılıyorlar. Sohbet ettik. Kıza bakıyorum. Daha ne yapacağını bilemeyecek hallerde..
Derken sözü Melle ve kıza getirip sordum babasına.
Kızın babası ilkin inkar etti, annesi de öyle... Sonra baktı bilgilerim sağlam kabul etmek zorunda kaldı.
Nasıl olur, kızınızı verecek misiniz diye soruyorum.
Kem küm ediyor. Sonrası uzatmayayım, izahatı olmadığı için vaz geçiyor. Sonra bizim Melle ye el attım. Ayrıca halka gelen bazı paralara da el koymuştu. Derken hem paraları getirdi, birde oradaki halk içinde küçük bir kızı alamayacağını gördü.
Böylece küçücük bir kız yaşlı başlı ve evli erkeğin egemenliğinden kurtuldu.
*İŞİD ruhu deyip geçemeyesiniz...
Onların yakın zaman ve bu günlerde epey deşifre olduğu için aktarıyorum. Müslüman toplumların ve tabi iki Kürdlerin içinde de küçük işidçikler vardır.
İŞİD babası TC ve Suudi Arabistan ve benzerleri. Finansman, lojiktik destek, silah ve planlar bunlardandır. Suudi Arabistan ve TC yi neden vurmadıklarını çok rahat anlayabilirsiniz.
Türk medyasında hep sapıkları ve flimlerinde kişi olarak tecavüzcüleri anlatıyorlar. Evet, bunu yapan her meslekten, asker ve polisten kişilerdir. Ama tecavüz olaylarının sosyal, siyasal, sistemden kaynaklı nedenlerine hiç değinmezler. Mahkemelerin ve sistemin kadına karşı yasalarca ve zihniyet olarak nasıl korunmadığını ve doğrudan ve gizliden alkışladıklarını görmemezlikten gelirler.
Bu tür olaylarda; “erkektir yapar kadın razı olmasaydı” gibi safsatalarla işler savuşturulur. Hatta İran ve diğer İslam toplumlarında kadın zina yapmaktan sorumludur, linç bile edilir.
Erkeği geç, ufak sakarlıkları olmuştur, erkek kişi yapar mantığıyla geçilip gidilir. Bir iki kulağını çekersin, “ha bir daha olmasın” denir ve olup-biter.
*NÇ olayında tam 31 erkek var...
Bunlar her meslekten kişilerdir. Tecavüz kültürünü anlatır. Öyle olay TC de yansıtıldığı gibi bazı “sapık”ların işi olarak açıklanamaz. Bey, kravatlı ve zengin olmayanlar, “minareyi çalan kılıfını bulur” cinsinden olmayan erkelerle izah esilecek kadar basit değildir.
Aralarında; “Kızıltepe Kaymakamlık Yazı işleri Müdürü, Mardin İl jandarma Komutanlığından yüzbaşı, devlet memuru, zabıta memuru, zabıta memuru, belediye memur, Mardin Vakıflar Şube Müdürü, Ziraat Odası Başkanı, astsubay, ilköğretim okulu UTANMAZ müdür yardımcısı, veznedar, Orman İşletme Müdürlüğü şefi, veznedar, işyeri sahibi, serbest meslek, TEDAŞ işçisi, üniversite öğrencisi, muhtar, serbest meslek ve meslek belirtmeyenler…
Olayın yaşandığı yerde herkes gerçeği olduğu gibi bilir.
*Ama Yüksek Türk adaleti olayı nasıl değerlendirmiş birde ona bakalım.
Bu olayı birde yazar biri araştırıyor.
“Doktorlar daha sonraları küçük kız oturabilsin diye tam dört ameliyat yapmak zorunda kalıyorlar.
Mardinli küçük kızın hikayesini daha sonraları öğrenen yazar, en çok bir ifadede donup kalıyor:
Yukarıdaki adları ve meslekleri belli erkeklerden biri, bir işyeri sahibi, işini bitirdikten sonra kıza şöyle sesleniyor:
– Kızım, kusura bakma şeytana uydum; benim de senin kadar bir kızım var. Ramazanda bana gel de karnını doyurayım.
Bu çok erkek beyefendiler, işin kolayını da bulmuşlar, işte asıl korku filmi burada başlıyor:
Ramazanda bir kap yemek, cuma namazında bir rekat namaz ve işi şeytana havale ederek, pür-pak evlerine, işyerlerine ve kahvelerine dönecekler!
Öyle ki memurların haklarında işlem yapılmayacak, şube müdürleri, oda başkanları, zabıta memurları Mardin’in sokaklarında başları dik dolaşacaklar!” (Avukat)
12 yaşındaki genç kızın nelere maruz kaldığını ve neler yaşadığını insan düşünmek istemiyor. Olayın üstünün nasıl kapatılacağı yol ve yöntemlerine kafayı yoruyorlar. Sömürgeci sistem; Türk egemenlik sisteminin bir kopyası yapmaya çalışıyor, Kürd erkek egemenlikli toplumu. Sömürge kültürü aynı zamanda bir yağmalama, talan ve tecavüz kültürüdür. Çünkü Sömürgeci egemenlik yaşamın her alanında Kürde egemenlik kurar. Dolayısıyla bu sömürgeci erkek egemelikli işgale, kadına karşı egemen Kürd erkeğini ekler. Kadına karşı yapılan bir işgaldir. Tecavüz kültürüne Kürd erkeğini de alet etmeye çalışır ve toplumdaki erkek egemenliğini iyice çarpıklaştırır.
Savaş ve operasyon ganimetine sahip ordu ve polis vb güçlerin hoyratça davranışlarını mahkeme acaba ne zaman yargı konusu yapmıştır?
*NÇ olayı ilkin Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülür.
Her konuda mağduriyeti yaşayan ve daha 12 yaşında olan bir kız mahkemede ne yapabilir?
Masum olduğu halde mahkeme acaba onu mu suçlu ilan eder?
Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesi vardığı kararla zaten neden ve sonuçlar üzerinde hiç durmaz.
12 yaşındaki küçük kızında “rızası varmış” deyip kızı suçlu çıkarmayı, olayı sıradanlaştırmaya, yapanları ve arkasındaki zihniyeti vb yargılama ve açıklama zahmetine girmez.
Suçlu ayağa kalk: ey 12 yaşındaki kız sen niye “rıza gösterdin” anlat bakayım!...
Kız kurtların içinde kalmıştır.
Ha bu günlerde sıkça Siyasal bazı islamcılardan duyuyoruz; küçük te olsa rızası varsa sorun yoktur açıklamalarıyla karşılaşıyoruz.
Vay hain kız birde “rıza gösterirsin” erkekleri yoldan çıkarırsın, şeytan senin içine girmiş, tövbe tövbe bizi de şeytana uymaya teşvik ettin. Sen olmasaydın, böyle bir olayda olmazdı.
Tıpkı Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesi tamda bu yönde karar vermiştir.
Bu yargıçlar suçludur. Tecavüz kültürünü küçük bir kıza karşı meşru gösteriyorlar.
Diğer mahkemelerin acaba bunlardan bir farkı var mıdır?
Olay burayla bitmiyor, birde Yüksek yargı var. Yüksek Adalet divanı, Büyük millet meclisi, Yüce Anayasa mahkemesi, Büyük Türk adaletinden şüphe duymayınız. Suçluları hemen bulur ve yargılar. Bu tür olayların bir daha olmaması için devletimiz de neden ve sonuçlarını dikkate alarak tedbirler alır!...
Bakalım ne yapmışlar:
“Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, 13 yaşında 26 erkeğe satılan küçük kızın, bu kişilerle kendi rızasıyla birlikte olduğu yorumu, anlı şanlı Yargıtay’ın 14. Ceza Dairesi’nde onay gördü. (Kararı veren Yargıtay 14.Ceza Dairesi’nin 11 üyesinden 8’ini AKP dönemindeki yeni HSYK atamıştı.)
Ey ağır ceza mahkemesi hakimleri, Yargıtay üyeleri, bu verdiğiniz kararla siz de bu korku filminin ana kahramanlarının yanında yer aldınız.
Kanunlar böyle diye kestirip atmayın, küçücük bir kız çocuğunu savunamayan hukuk ve sizlerin bunun arkasına sığınmanız, bu korku filminin en utanç verici bölümü.” (Avukat Ömer K A V İ L İ-İstanbul Barosu – 15638)
Avukat açıklamasında olayı yapan kişileri isimleri ile açıklamış. Ben onları vermedim, olayın doğru olduğu kesin, kişiler hakkında net bir kanaatim olmadığından yazmadım. Ama öte yandan savcı ve hakimlerin, yargıtay üyelerinin isimlerini vermemiştir.
*NÇ olayı, “küçük taş atan çocukları cezalandırınız, bir daha böyle bir şey yapmasınlar” Olaylarını hatırlattı.
TC yasalarına göre işgalcilerine taş atan, bilye fırlatan, çamur vb atan çocukların cezalandırılması hikayelerini gözlerimin önüne getirdi.
Öyle ya, yaşları küçük, daha çocuk... Acaba sizlere niye taş atıyorlar, bunları hiç düşündünüz mü?
Hayır, düşünmezler....
Polise vb se, taş atan çocuklar suçludur.
Bu küçük çocuklar cezaevlerine dolduruldu, cezalar verildi, diğer erkeklerle aynı yerlere verildiler.
Bunlara yapılan tecavüz ve tacizler kamu oyu gündemlerine kadar geldi..
Öyle ya, birşey olmaz. Osmanlı sultanların bazılarının oğlancı-süpyancı olduklarını biliyor muydunuz?
Nerden bilecekler, ecdat hep büyük ve temiz...
Yapmışlarsa da ulu hakanlıklarındandır.
Bu kadarını başkalarının çocuklarına yapmışlarsa çok mu?
Ecdat kendi çocuklarını taht için harcıyorsa diğerlerinin ne önemi var...
Ne olacak, nede olsa gariban ve ekmek bulmayan “sapık” ve tecavüzcüler var, onları taşlayıp kendi eteklerindeki günahları dökerler....
Bey efendiler, kravatlılar, ensesi kalınlar, büyük silahlı güçlerin üzerinde otorite taslayanlar güçlüdür ve dolaysıyla güçlü olan temizdir.....
Bakın genel Kurmay Araştırma merkezi SARER in raporunda ne diyor:
“Elbette bunların yanında hukuku işletin.
PKK'yı savunmanın cezası olursa PKK'yı savunan çıkmaz. Molotof yasası çıktı Kürd çocuklar sokaktan çekildi.
Ama bugüne kadar yapılan propaganda"Biz bu çocuklara çikolata, muz verelim vazgeçerler" deniyordu değil mi.
Muz verdikçe şımardılar ama cezayı görünce hepsi adam oldu.”
*Anlaşıldı mı şimdi sorunun püf noktası…
12 Yaşındaki Küçük kızı ne diye korusunlar?
Türkiye’de çocukları ve kadını koruyan ve pozitif ayrımcılık tanıyan yasalar mı var?
Hele sömürge Kürd çocukları oldu mu, bırakın ne halleri varsa görsünler denmiyor mu?
*NC olayı ve 12 yaşındaki küçük kızın sonu ne oldu?
Acaba intihar mı etti?
Bakıyorum bazıları kulak kabartıyor. Ya başka ne yapsın diyecekler?
İŞİD tecavüzlerinde kendinin kirlendiğini hisseden bazı çocuk ve genç kızlar intihar etti.Kimisi ele geçmemek için uçurumdan kendisini attı. Tıpkı 38 Dersimili kasınların yaptığı gibi..
Türk medyasında intihar etti, dayanama dı haberleri var….
İntihar etti mi yaşıyor mu?
Bunu bende tam size anlatamam.
Ölüm ve yaşam arasında bir çizgi var. Bütün insanlar ölümlüdür.
11 Yaşındaki bu genç şahsi görüşüme göre ölüme tercih etmemeli.
Zamanı geldiğinde bu toplumun karşısına geçmelidir.
Hani bazı genç kızlar kirlendiğini hissedince dayanamıyor ve yaşamına son veriyor.
Hayır dayanacak bir nokta olmalıdır.
Eğer hayatlarında hiç bir şey yapamayacak fırsatı ve imkanları bulmasada ibreti alem için yaşamalıdır. Böylece bazılarının ve sistemin suçlarını yüzlerine vurur.
NC olayını yaşayan genç kız intihar mı etti, sürünüyor mu veya yaşayıp günün birinde ders vermeye mi hazırlanıyor?
Bekleyelim, görelim.
Bunun sırrı Eren Keskin xan da saklı.
Burayı tıklayınız...
http://bianet.org/bianet/genclik/125189-n-c-nin-avukati-keskin-hakimler-tecavuze-ortak-oldu
Dursun Ali Küçük
3.3.2017
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.