Göbeklitepe ve Karahantepe’de 30'a yakın yeni Neolitik eser ortaya çıkarıldı

Neolitik Çağ’ın anlaşılmasına büyük katkı sağlayan Ufa’daki Göbeklitepe ve Karahantepe’de elde edilen yeni arkeolojik bulgular Çarşamba günü kamuoyuna tanıtıldı. Tarihi 11.000 yıl öncesine uzanan bölgedeki keşifler, insanlığın avcı-toplayıcılıktan yerleşik hayata geçiş sürecine dair bilgileri önemli ölçüde genişletiyor.

Açıklanan buluntular arasında, yüz ifadesi ölü bir kişiyi anımsatan bir heykel de yer aldı. Arkeologlar, bu eserin Neolitik topluluklarda ölüm ritüelleri ve sembolik anlatım açısından benzersiz olduğunu söyledi. Toplamda 30 civarında eser gün yüzüne çıkarıldı; bunlar arasında insan ve hayvan figürleri, heykeller, kaplar, tabaklar, kolyeler ve insan biçimli boncuklar bulunuyor.

Türkiye Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, bu keşiflerin Neolitik döneme ve yerleşik yaşama geçiş sürecine dair bilgileri yeniden şekillendirdiğini belirterek, “Bu alanlar, inanç, ritüel, toplumsal örgütlenme ve kültürel üretim açısından önce düşündüğümüzden çok daha gelişmiş bir bilince işaret ediyor” dedi.

Bakanlık tarafından yürütülen “Taş Tepeler” projesi kapsamında Urfa genelinde MÖ 9500’e uzanan 12 yerleşik Neolitik alan bulunuyor. Göbeklitepe ve Karahantepe, dünyanın bilinen en eski toplanma ve ritüel yapılarını barındırıyor.

Karahantepe’de yakın zamanda yürütülen bir kazıda, üzerinde insan yüzü bulunan bir T biçimli dikilitaş keşfedildi. Bu bulgu, bu tür bir yapıdaki ilk insan yüzü tasviri olarak kaydedildi.

Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, beslenmeden mimariye, sembolik dünyadan ritüellere kadar uzanan çeşitliliğin, tarihöncesi toplumları hiç olmadığı kadar yakından anlamayı sağladığını belirterek, “Bu insanların hâlâ avcı-toplayıcı olmalarına rağmen yerleşik hayata geçmiş olduklarını görüyoruz” dedi.

Göbeklitepe’nin bu yıl yaklaşık 800 bin ziyaretçiyi ağırlaması bekleniyor; bu da bölgenin dünya çapındaki artan önemini gösteriyor.