Kürtçe şarkıların yasaklı olduğu, o uzun ve zor yılların efsane sanatçısıydı Şivan Perwer. Kürtler arasında şarkıları kadar ismi de saygıyla anılırdı. Kürt Müziği denince listenin ilk sırasında hep o vardı.
Yasaklı, zor zamanların ekmeği suyuydu Kürtçe klamlar, stranlar. Bir dengbejin klamı ya da Şivan gibi bir sanatçının sesini duymak, o günlerde büyük bir ayrıcalık sayılırdı.
Baskılar, yasaklar artıkça Kürtçe üzerindeki faşizm büyüdükçe sanki daha bir güzel oluyor, daha bir değerleniyordu Kürtçe müzikler.
Türkçe söyleyen Kürt kökenli bir şarkıcının türkülerinin arasına sıkıştırdığı tek bir Kürtçe kelime bile büyük heyecan yaratıyordu.
Evin yüksek bir yerine konulan radyonun başında toplanıp Erivan\'dan Elegez\'den gelen o Kürdi sesi ve nağmeyi duymanın verdiği güzelliği kim unutabilir, bunu yaşayıp tadı damağında kalmayan var mı?
Yasaklar, baskılar, inkar ve imha adeta Kürtçe müziği bir başka güzel yapmıştı. Belki de bu yüzden müziği sadece yeteneği olan, bu uğurda her şeyi göze alanlar yapıyordu.
Zaten çoğu sürgündü, politik olarak fişlenmişti,yasaklanmıştı. Şivan Perwer şüphesiz bu dönemin en büyük simgelerinden biriydi.
Kürtçe şarkıların yasaklı olduğu, o uzun ve zor yılların efsane sanatçısıydı Şivan Perwer. Kürtler arasında şarkıları kadar ismi de saygıyla anılırdı. Kürt Müziği denince listenin ilk sırasında hep o vardı.
Yıllar geçtikçe ve sürgün uzadıkça Şivan\'ın yaptığı eserlerde giderek anlam kazanıyordu. Örneğin Halepçe mezalimini hiçbir tarih, hiçbir vicdan ondan daha dokunaklı daha iyi anlatamaz.
\"Mıhemedo\" sadece bir şarkı değildir 30 yıllık bir savaşın nağmelere sözlere işlenmiş kısa bir hikayesidir. Cegerxun\'un \"Kine em\" şiiri onun sayesinde inkar ve imhaya karşı milyonlara ulaşan bir manifestoya dönüştü.
Şakiro\'nun bir köy evinde sıradan bir teybin başında söyleyip kayda aldığı klamının kalitesini, bugün kendisine sanatçı diyen çoğu kişi modern stüdyolarda, teknolojik kayıtlara rağmen yakalayamıyor.
Dengbejler, Ayşe Şan, Şehribana Kurdi, Aram Tigran hemen her evde sözleri, nağmeleri yankılanan isimlerin başında geliyordu.
90’lı yıllarda MKM\'nin çalışmaları, verdiği eğitim ve Med Tv yayınlarıyla birlikte, yeni nesil Kürt şarkıcılar ortaya çıkmaya başladı.
Hepsi aynı kalibrede olmasa da yaptıkları müzik ve politik atmosfer çoğunu hatırı sayılır bir kitleye ulaştırdı. Siyasi mesajları ve şarkı sözleri müzikalitelerinin eksikliklerini kamufle ediyordu.
2000\'lerden sonra Kürtçe müzik ve Kürtçe söyleyen kişi sayısı giderek çoğalırken aynı şekilde yapılan müzik de giderek kalitesizleşiyordu.
Politik nedenler, ambargolar, aforozlar ve küstürülmeleri nedeniyle Şivan gibi pek çok kişi vitrinden çekilince sahne düğün şarkıcılarına kaldı.
Kürtçe tv serbestisi sonrası ve günümüzde uydu aracılığıyla bal-tencere-tabak satmak için açılan kanallarla birlikte Kürtçe müzik adı verilen büyük bir çöplük oluştu.
Cebinde 3 bin lirası olan tüm düğün şarkıcıları klip çekip yayınlamaya başladı. \"Were were\" \"here here\" \"xezal delal\" \"çawreş\" kelimelerinden geçilmeyen şarkı sözleriyle neredeyse bir istila ve işgal başladı.
Aynı kameraman ve yönetmenin elinden çıkan, çoğunlukla şarkı söyleyenin yürüdüğü, halay çektiği hoplayıp zıpladığı yada bir kızın fotoğrafına baktığı klipler mantar gibi türemeye ve günün her saati yayınlanmaya başlandı.
Bunlar içerisinde en kötüsüyse bana göre, dinleyeni Kürtçe müzikten soğutan o şarkılarının kliplerine, alakasız bir şekilde politik figürler yerleştirenler.
Birçok klipte Ahmet Kaya, Yılmaz Güney hatta Deniz Gezmiş ve Che\'nin fotoları kullanılıyor. Sanatçımız bize lazım olan mesajını da verip,herhalde boş olmadığını göstermeye çalışıyor.
Tabi hepsine haksızlık etmeyelim aralarında alkışı hak edenler de var ama bu çöp yığını arasında maalesef görünmez oluyorlar. Ya da bu şaklabanlar yüzünden onlara sıra gelmiyor.
Zaten bu iş para kazandırmaya başlamış olmalı ki, zamanında Türkçe müziği Kürtçe\'ye tercih edip Kral TV\'nin kapılarında heykel olanlar bile, bu TV\'lerde boy gösterip Kürtçe şarkı söylemeye başlamışlar.
İşin bir başka kötü tarafı da sınırlı sayıdaki Kürtçe müziklerin, klamların, stranların bunlar tarafından yeniden yorumlanmasıdır. Bunu önleyecek hiçbir mekanizma ve yaptırım olmadığı için, maalesef o güzelim şarkılar da adeta katlediliyor.
İnsan o yüzden yasaklı zamanların o kıymetli ve sadece yetenekleri olanın yaptığı Kürtçe müziği arıyor.
http://huseyinaladag.blogspot.com.tr/
@normalgasteci
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.