Ancak Corona virüsü yaşadığımız bir gerçeği de çok açık bir biçimde ortaya çıkarmıştır. O da mazlum milletleri sömürerek dinozorlaşan küresel güçlerin silahlanmaya ve farklı alanlardaki çabalarıyla mazlum halkları ve emekçi sınıfları daha fazla baskı altında tutarak köleleştirmek istedikleri bu ortamda eli kolu bağlı durumda ve adeta zavallı bir pozisyonda yaşamaktadırlar. Küresel güçlerin mazlumları sömürerek elde ettikleri artı değer artık bir işe yaramaz duruma gelmiş ve Corona illetini mazlum milletlerle birlikte yaşayarak neredeyse ezdikleri insanlarla eşitlenmiş durumdadırlar.
Burada Corona konusunu daha fazla uzatmadan asıl sohbetimize dönmek istiyorum. Corona virüsünün bütün dünyayı kasıp kavurduğu bu kritik süreçte ne acıdır ki Kürdistan’ı işgal eden devletler Kürd halkı üzerindeki çirkin emellerinden bir türlü vaz geçmiyor ve hemen her gün ellerindeki gelişmiş savaş araçlarıyla Güney Kürdistan ve Rojava Kürdistan’ını bombalayarak bir çok gencimizin şahadetine sebep olmaktadırlar. Ayrıca işgalci devletler Haşti Şabi ve ÖSÖ çeteleri vasıtasıyla mazlum Kürd halkına ve onarın iradesi olan Kürd siyasi çevrelerine saldırılarını aralıksız devam ettirmektedirler. Bütün bunlardan daha önemlisi ve hazmedemediğimiz durum ise İran ve Türkiye bağlantılı bir kısım satılmış Kürd çevreleri halkımızın özgürlük mücadelesini zaafa uğratmak üzere ihanetlerine aralıksız devam etmekte ve Kürdistani kazanımları boşa çıkarmak amacıyla ihanet atlarını bir avuç çıkarları için fütursuzca koşturmaktadırlar.
Bütün bu talihsiz ve düşmanca eylemler karşısında ebetteki yurt sever Kürd gençliğine önemli görevler düşmektedir. Bu anlamda; Kürd gençliği yaşanan olayların seyircisi değil bizzat düşmanlarımıza karşı mücadelenin bayrağını yükselterek hem işgalci devletlere hem de içimizdeki hainlere yönelik somut ve ciddi bir çalışma içerisine girmelidirler. Bilinmelidir ki işgalci devletler ve onların uşaklığını yapan ihanetçi ve işbirlikçi çeteler halkımız için Corona virüsünden çok daha tehlikelidirler. Ve bahsi geçen bu zorba ve korkak çevreler, atalarımıza ait bu toprakları gerçek anlamda zehirleyen kahredici düşmanlarımızdır. Bu anlamda asıl mücadelemiz iflah olmaz işgalci ve ihanetçilere yönelik olmalıdır.
SEVGİLİ GENÇLER;
EVLERİMİZDE KAPALI OLDUĞUMUZ BU GÜNLERDE AŞAĞIDA YAZACAĞIM GÖREVLERİ YAPMANIZI HASSETEN SİZLERDEN RİCA EDİYORUM
Herhangi bir milletin kurtuluşu ancak ve ancak kendi kutsallarını, değerlerini ve sembollerine sahip çıkmakla mümkün olacaktır. İşte bu sebeplerden dolayı sizlere birkaç naçizane öneride bulunmak istiyorum.
Mela Mustafa Barzani, gazi Muhammed, Şex Sait, Seyid Rıza vs. şehitlerimiz ve önderlerimiz Kürd halkının önemli değerleridirler. Her Kürd genci bu şehitlerimizin resimlerini evlerinin özel bir yerine asmalı ve kendi aile fertlerine onların mücadelelerini anlatmalıdırlar. Kürdistan bayrağı bir tanedir ve bütün Kürdleri ulusal ve uluslararası arenada temsil eden sembolümüzdür. Bu sembol Kürd mehabat cumhuriyetinde, Ağrı Kürd cumhuriyetinde ve Kürdistan Federe devleti tarafından tescil olunarak kullanılmaktadır. Bu bayrağı evlerinizde bir sembol olarak iftiharla asabilirsiniz. Ey Ragip marşı Kürd halkının milli marşı ve onun mücadelesini gururla temsil etmektedir. Bu marşımızı da her biriniz mutlaka ezberleyip diğer aile fertlerine de öğretmeyi ihmal etmeyiniz. And olsun ki genç şehitlerimizi de mücadelemizde unutmayıp unutturmayacağız. Çünkü onlar Kürd halkının onur mücadelesinde ve yaşamlarının baharında toprağa düşenlerdir.
Daha sağlıklı günlerde buluşmak dileğiyle.
Saygılarımla.
M. Hüseyin TAYSUN
25.04.2020 Ä°st
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.