Bir Körlüğün anatomik nedenleri!

Aslında solun, ‘’Filistin davası masumiyeti“ adı altında hep Filistin’den yana bir tutum takındı. Filistin topraklarını kendilerine karargah seçti ve kendi sol cenah propagandanın malzemesi yaptı. Ama hiçbir zaman Filistin örgütleri ile bölgedeki kanlı diktatörlükler ve Arap İslam sermayesi arasındaki ilişki bağını irdelemediler, buna ihtiyaç da duymadılar.

Şeyhmus Özzengin

18.04.2024, Per | 17:03

Bir Körlüğün anatomik nedenleri!
Makaleyi Paylaş

Solcuları, milliyetçileri ve islamistleri bir araya getiren nedenler:

Bugün, devam eden iki savaş alanı ile ilgili, solcuları, islamistleri ve egemen devlet milliyetçileri ortak paydada birleştiren nedenleri irdeleyeceğim. Bu alanlardan biri; Türkiye, İran, Irak, Suriye, Hamas, Hizbullah ve Haşdi Şabi denilen kanlı islamist devlet ve terör örgütleri ile; ‘’Yahudi düşmanlığı“ bazında solcuları, islamistleri Gazze’de bir araya getiren gerçektir.

Aslında solun, ‘’Filistin davası masumiyeti“ adı altında hep Filistin’den yana bir tutum takındı. Filistin topraklarını kendilerine karargah seçti ve kendi sol cenah propagandanın malzemesi yaptı. Ama hiçbir zaman Filistin örgütleri ile bölgedeki kanlı diktatörlükler ve Arap İslam sermayesi arasındaki ilişki bağını irdelemediler, buna ihtiyaç da duymadılar. Bugün de İran, Türkiye ve Katar vb.… gibi barbar diktatörlüklerin islamist kanlı terör örgütleri ile ilişkiyi irdeleme ihtiyacı duymuyorlar.

Ayni şekilde İslamcılar da, ‘’Filistin davası masumiyeti“ adı altında İsrail devleti varlığını ortadan kaldırma andı altında düşmanca bir zeminde hep İsrail‘e saldırdılar. Bu saldırı süreci İsrail’in ömrü süreciyle özdeş bir uzun tarihi kapsıyor.

 Gerek Arap sermayesi, Arap İslam devletleri ve giderek koroya katılan İran gibi, Türkiye gibi eli kanlı iki devletin ‘’Müslüman kardeşler“ adı altında; Yahudi düşmanlığını, kendi iç kamuoylarını dizayn etme ve içte Kürd millet davasına karşı sergiledikleri barbarlıklarını örtbas etme aracına çevirdiler.

Oysa dün de, bugün de Filistin, her gün Arap sermayesi, islamist örgütler ve Müslüman devletlerin yatağında sabahlayan bu güçlerin ortak fahişesidir. Onları Filistin davasında birleştiren neden, bu kurnazlığın muhtevasında gizlidir. Aynisi Arap sermayesi için de geçerlidir. Kendi ülkelerinde Filistin mültecilerine hayvan muamelesi yapan bu diktatoryal sermaye, dünyaya karşı „Filistin kardeşliğini“ pazarlıyor.

Bu halkaya bir de dünyada ve Türkiye solcular da hep yer aldı ve katıldı.100 yıldır Türklerin, Arapların ve perslerin anti Kürd ve barbarlık derecesinde yürüyen siyasetlerini yanı başında, kendi devletlerinde görmeyen Türk, Arap ve Pers solu, islamistleri, Filistin için gözyaşı döküyordu. Adeta islamistlerin, Arap diktatoryal sermayesinin aracı ve destekçisi pozisyonunda, Filistinci kesilmişlerdi.

Bu halkaya son 30 yıldır birde siyasette fundamentalistlerle üst üste düşen bir solculuk halkası eklendi. Ortak duruşları şu:

‘’Gazze’de direnen Filistin halkını selamlıyoruz“ diyerek ;“.İsrail devleti bütün emperyalist güçleri ve yerli iş birlikçilerini yanına alsa da 7 aydır Gazze’yi teslim alamamaktadır. ‘’(!) yanılmasıdır.

Bir diğer halka ise; Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı işgal saldırısıdır:

Burada da eski Sovyetçi-Stalinist damarları kabaran solcular, bir ağızdan Putin’inin barbarlığını haklı çıkaracak ve Ukrayna’yı ‘’haksız-Nazi yanlısı“ ilan edecek propagandaya, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal hareketi ile başladılar. Hâlbuki, Rusya’nın eski sömürgeci damarları yeniden kabarıyordu. Rus mafyası, Rus baronları, yeniden Sovyet dağılmasından sonra kopup, bağımsızlığını ilan eden bütün eski Sovyet sömürgeleri geri almak için bir hamle yapıyordu. Ama solcular bunu, ‘’Nazi yanlısı bir devlete karşı operasyon“ olarak ve adeta Stalin’in Berlin çıkarmasını çağrıştıran bir zemine çekerek, işgal saldırısını haklı kılıyorlardı. Bunu da, Ukrayna’yı Rus işgaline karşı destekleyen, Amerika, Avrupa Birliği, NATO ve İngiltere’ye karşı ‘’masum Putin, haklı Putin“ gibi sakatlıklarla yapıyorlardı.

Avrupa’da Rusya İşgal hareketi ile dirsek teması kuran bir güç daha çıktı ortaya. Bunlarda, yabancı düşmanlığı adı altında ırkçılığı ve beyaz milliyetçiliği savunan kesimlerdir. Avusturya’da patlak veren ‘’Rus casusluk skandalı“ ile, Avrupa milliyetçileri ve Ruslar arasında rant ve dayanışma muhabbeti çıktı ortaya. Bu da netleştirdi ki Avrupa milliyetçileri Rusya‘yı destekleyen, dayanışma içinde olan bir siyasi eğilim.

Burada da solcularla Avrupa ırkçılarını ayni cepheye taşıyan ortak bir siyaset anlayışı var!

Hem solcular, hem İslamcılar ve hem de Avrupa milliyetçilerini ortak paydalarda birleştiren siyasi nedenler ne olursa olsun, bir mürid bağımlılığı felsefesi ile işleyen bir körlük, gerçekleri tersyüz eden bir durum çıkıyor önümüze.

İslam alemini körlüğe, cehalete ve diktatöryal sistemlere mahkum ederek, bu diktatörlerin yaptıklarını örtbas eden bir siyasetin, bir anlayışın meşru zemini yoktur. Ayrıca bu anlayış asla düşünce üretmez. Bu gerçeklik, hem İslam devletlerinde, hem onların islamist vekalet güçlerinde ve hemde Solda çok net olarak görünüyor.

Burnun dibindeki zulümü görmeyen İslami anlayışın, sol anlayışın ‘’Filistin kardeşliği davası“ meşru değildir.

 

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
3240 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:22:36:47
x