Eylül 2025 ve tek kutuplu düzenin sonu: Yeni dünya nasıl şekillenecek?

Ağustos’un son günleri ile Eylül’ün ilk haftası, Soğuk Savaş sonrası dönemin tek kutuplu düzeninin yerini çok kutuplu bir sisteme bırakmaya başladığı tarihsel eşik olarak kayda geçti.

6 Eylül 2025 - 14:24
6 Eylül 2025 - 14:24
 0
Eylül 2025 ve tek kutuplu düzenin sonu: Yeni dünya nasıl şekillenecek?
Barbara Gibson/Al Majalla

Tarihsel dönüm noktaları genellikle kendilerini açıkça ilan etmez. Ancak 31 Ağustos–3 Eylül 2025 haftası, Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan tek kutuplu düzenin yerini farklı temeller üzerine kurulan yeni bir sisteme bırakmaya başladığı an olarak anılabilir. Bu yeni düzen; insan hakları, liberal demokrasi ve serbest piyasa ilkelerinin gerilediği, onların yerine kimlikler, kalkınma gereklilikleri ve stratejik özerkliğin öne çıktığı bir dünyayı işaret ediyor.

Çin–Hindistan Yakınlaşması

Bu dönemin en dikkat çekici gelişmesi, 2,8 milyar insanı temsil eden ve küresel ekonomik büyümenin önemli bölümünü sağlayan Çin ile Hindistan arasındaki yakınlaşma oldu. Başbakan Narendra Modi ve Devlet Başkanı Şi Cinping’in Tianjin’de bir araya gelmesi, yalnızca ikili ilişkiler açısından değil, ABD’nin Avrasya stratejisinin geleceği bakımından da kritik bir dönüm noktasıydı.

Uzun süredir ABD, Hindistan’ın demokrasi değerleri ile Çin’in bölgesel iddialarının doğal çatışma yaratacağını varsaymıştı. Ancak artan ortak çıkarlar, bu varsayımı zayıflatıyor.

Enerji Ekseninde Yeni Ortaklıklar

Aynı hafta imzalanan “Sibirya’nın Gücü-2” doğalgaz hattı anlaşması, Rusya ile Çin’i 30 yıl boyunca yılda 50 milyar metreküp gaz üzerinden birbirine bağlayacak. Bu tür enerji altyapıları, kısa vadeli ticari alışverişlerin ötesinde, uzun dönemli stratejik bağımlılıklar yaratıyor. Moskova için bu hat, Avrupa pazarını kaybetmesinin ardından can damarı niteliğinde; Pekin içinse güvenli enerji arzı ve Orta Asya’da artan nüfuz anlamına geliyor.

Türkiye’nin Çelişkili Rolü

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesine katılımı, Soğuk Savaş döneminde şekillenen ittifakların günümüz gerçekleri karşısında yetersiz kaldığını gösterdi. NATO üyesi olmasına rağmen Şanghay İşbirliği Örgütü’nde de yer alan Ankara, hem Batı hem Doğu bloklarıyla eşzamanlı ilişkiler kurarak stratejik esneklik kazanmaya çalışıyor. Bu durum, Batı ittifakının dayanışmasına dair yeni soru işaretleri doğuruyor.

Askeri Gösteri ve Mesajlar

Haftanın sonunda Pekin’de düzenlenen büyük askeri geçit töreninde Çin, en yeni silahlarını sergileyerek caydırıcılık mesajı verdi. Ancak asıl dikkat çeken, Şi Cinping, Vladimir Putin ve Kim Jong-un’un aynı platformda birlikte görünmesiydi. Bu tablo, ABD hegemonyasına karşı birleşen ama resmi ittifaklarla bağlı olmayan aktörlerin yeni güç merkezini sembolize etti.

Yeni Düzenin Özellikleri

Bu gelişmeler, tek kutuplu düzenin geride kaldığını ve çok merkezli, farklı normların öne çıktığı bir dönemin başladığını işaret ediyor. Yeni sistem, Batı’nın hâkim olduğu kurumlara alternatif yapılar sunarken, küresel ekonomide de doların aşırı ayrıcalığını zayıflatma potansiyeli taşıyor.

Ancak bu düzen aynı zamanda riskler barındırıyor. Ortak standartların olmaması, uluslararası çatışmaların daha keskin ve sıfır toplamlı hale gelmesine yol açabilir.

Eylül 2025, dünya düzeninde tarihsel bir eşik olarak kayda geçti. Artık mesele, bu yeni dönemin yavaş yavaş mı yoksa hızla mı şekilleneceği değil; Batı başkentlerinin, değişen gerçeklere uyum sağlayıp sağlayamayacağı.

 

Bu haber toplam 644 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 17:27:34