İran, Son Yüzyılın En Şiddetli Kuraklığıyla Karşı Karşıya...
İran, Son Yüzyılın En Şiddetli Kuraklığıyla Karşı Karşıya: 10 Milyon Nüfuslu Tahran’da Su Kesintisi Planlanıyor

İran, son yılların en şiddetli kuraklığıyla mücadele ederken, Enerji Bakanı Abbas Ali Abadi, başkent Tahran’da dönemsel su kesintilerinin uygulanacağını açıkladı. 10 milyondan fazla nüfusa sahip şehirde yağışların son yüz yılın en düşük seviyesine indiği belirtiliyor. Ülkenin yarısına yakın eyaletinde ise aylardır tek bir damla yağmur düşmedi.
Abadi, devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “Bu uygulama bazı rahatsızlıklara neden olsa da israfın önüne geçmek için gerekli” dedi. Tahran’ın bazı mahallelerinde gece saatlerinde su kesintileri başladığı bildirildi.
Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ise cuma günü yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında, kuraklığın yıl sonuna kadar devam etmesi halinde Tahran’ın “tahliye edilmek zorunda kalabileceğini” söyledi ancak bu denli büyük bir operasyonun nasıl yürütüleceğine dair ayrıntı vermedi.
Alborz Dağları eteklerine kurulu Tahran, uzun yıllardır mevsimsel yağışlar ve kar erimeleriyle dolan barajlara bağımlı. Ancak bu yıl kentin ana su kaynakları neredeyse tükenmiş durumda. Tahran Su Şirketi Genel Müdürü Behzad Parsa’ya göre, kente su sağlayan beş büyük barajdan biri olan Emir Kebir Barajı’nda şu anda sadece 14 milyon metreküp su bulunuyor. Geçen yıl aynı dönemde bu miktar 86 milyon metreküptü.
Günlük yaklaşık 3 milyon metreküplük tüketim hızında, yağış olmaması durumunda Tahran’ın su rezervlerinin iki hafta içinde tamamen tükenebileceği belirtiliyor.
Benzer tablo, İsfahan, Tebriz ve Meşhed gibi büyük kentlerde de görülüyor. Yetkililer bu şehirlerde de gece su kesintilerini gündemlerine aldı.
Hükümet, Temmuz ve Ağustos aylarında su ve enerji tüketimini azaltmak amacıyla iki acil tatil ilan etmişti. Bu dönemde ülke genelinde aşırı sıcaklar nedeniyle sık sık elektrik kesintileri yaşanmıştı.
Ekonomiye Yeni Darbe
Su krizi, İran ekonomisine bir darbe daha indiriyor. ABD, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler yaptırımlarıyla zaten ağır hasar gören enerji, sanayi ve ticaret sektörleri şimdi kuraklığın baskısı altında. Tarım, sanayi ve kent yaşamı ciddi risk altında.
Su sıkıntısı, özellikle petrokimya, madencilik ve çelik gibi suya bağımlı sektörleri yavaşlatabilir; bu da işsizlik ve enflasyonu daha da tırmandırabilir.
İran para biriminin büyük ölçüde değer kaybettiği bir dönemde yaşanan bu çevresel kriz, ülkenin toplumsal huzursuzluğunu derinleştirebilir.
Bölgesel Etkiler
Uzmanlara göre, kuraklık sadece İran’ın iç istikrarını değil, bölgesel etkisini de zayıflatabilir. Ekonomik ve kaynak sıkıntıları büyüdükçe, Tahran’ın Lübnan’daki Hizbullah, Yemen’deki Husiler ve Irak ile Gazze’deki milis gruplara sağladığı destek azalabilir.
Washington ve Tel Aviv, uzun süredir İran’ın bölgesel nüfuzunu sınırlamayı hedefliyordu. Uzmanlar, çevresel felaketin bu hedeflere “doğal yoldan” hizmet edebileceğini belirtiyor.
“Asıl Kuraklık Yönetimde”
Çevre uzmanları, İran’daki sorunun yalnızca yağış eksikliğinden değil, yıllardır süren su yönetimi hatalarından kaynaklandığını vurguluyor. Gereksiz baraj projeleri, verimsiz tarım ve kötü koruma politikaları, doğal bir kuraklığı ulusal bir felakete dönüştürmüş durumda.
Bir çevre aktivisti, sosyal medyada şu yorumu yaptı:
“Asıl kuraklık nehirlerimizde ve göllerimizde değil, yönetişimimizde ve önceliklerimizde.”
Uzmanlara göre İran hızlı bir dönüşüm gerçekleştiremezse, çevresel kriz kısa sürede jeopolitik bir krize dönüşebilir — ve bu da Ortadoğu’daki dengeleri kökten değiştirebilir.
Son güncellenme: 22:12:37






































































































































































































