İran’ın Belucistan bölgesinde yeni militan birleşme: Tahran için yeni tehdit

İran’ın Belucistan eyaletinde faaliyet gösteren silahlı grupların “Halk Direniş Cephesi” adı altında birleştiğini duyurması ve Devrim Muhafızları’na yönelik ölümcül saldırıyı üstlenmesi, Tahran’ın etnik ve güvenlik dengeleri açısından yeni bir döneme işaret ediyor.

13 Aralık 2025 - 12:25
13 Aralık 2025 - 12:25
 0
İran’ın Belucistan bölgesinde yeni militan birleşme: Tahran için yeni tehdit

İran’ın güneydoğusundaki Sistan-Belucistan eyaletinde yeni bir silahlı yapılanma ortaya çıktı. “Halk Direniş Cephesi” (People’s Resistance Front) adını kullanan yeni çatı örgüt, bu hafta yayımladığı video mesaj ve eş zamanlı sosyal medya paylaşımlarıyla kuruluşunu ilan etti. Grup, aynı gün İran Devrim Muhafızları Ordusu’na (IRGC) ait bir konvoya düzenlenen ve dört askerin öldüğü saldırının sorumluluğunu da üstlendi.

Devlet medyasına göre yeni yapı, PADA Beluç, Harakat el-Nasr ve Cebhet Muhammed Resulallah gibi küçük ve sınırlı etkisi olan grupların birleşiminden oluşuyor. Ancak sahadaki göstergeler, bu yeni yapılanmanın esas olarak İran’daki en etkili Sünni Beluç silahlı örgütlerinden biri olan Ceyş’ül Adl (Jaish al-Adl) merkezli olduğunu ortaya koyuyor.

Kendini “birleştirici tek ses” olarak tanıtan grubun sözcüsü Muhammed Beluç, Farsça yaptığı açıklamada, Halk Direniş Cephesi’nin amacını “İslam Cumhuriyeti’nin mezhepçi ve baskıcı yönetimine karşı insanî, ekonomik, siyasi, kültürel ve dini onuru savunmak” olarak tanımladı. Yeni logo ve bayrağın tanıtılması ile geniş kapsamlı bir siyasi bildirgenin açıklanması, Beluç silahlı hareketinde söylemsel bir değişime işaret etti.

Önceki yıllarda daha çok Sünni kimlik ve yerel Beluç talepleri üzerinden şekillenen silahlı söylem, bu kez daha kapsayıcı bir dil benimsedi. Yeni bildiride Kürtler, Araplar, Türkler, Türkmenler ve Gilaklar başta olmak üzere İran’daki tüm etnik ve dini gruplara çağrı yapıldı. Bu yaklaşım, örgütün yalnızca Beluç bölgesiyle sınırlı bir isyanın ötesine geçme arzusunu yansıtıyor.

İran güvenlik bürokrasisine yakın medya kuruluşları ise hızlı bir karşı anlatı geliştirdi. Fars Haber Ajansı ve Meşrek, yeni yapıyı “Ceyş’ül Adl’in yeniden ambalajlanmış hali” olarak niteleyerek, grubun etkisini yitirdiğini savundu. Bazı yayınlarda birleşme, “Doğu İran’da yeni bir Mossad projesi” olarak tanımlandı ve dış istihbarat bağlantıları öne çıkarıldı.

Tahran açısından bu söylem iki amaca hizmet ediyor: Hem iç kamuoyuna güvenlik operasyonlarının başarılı olduğu mesajını vermek hem de etnik temelli silahlı hareketleri dış güçlerin uzantısı olarak göstererek sert önlemleri meşrulaştırmak.

Uzmanlara göre, her ne kadar Halk Direniş Cephesi’nin ulusal ölçekte bir harekete dönüşmesi kısa vadede zor görünse de, kullandığı kapsayıcı dil İran’daki etnik azınlıklar arasında yaygın olan dışlanmışlık hissine hitap ediyor. 2022’deki Jina Emini protestolarının ardından artan baskılar, özellikle Kürt, Arap ve Beluç bölgelerinde bu tür söylemlerin daha fazla yankı bulmasına neden oluyor.

Ancak analistler, grubun söylemi ile sahadaki gerçek kapasitesi arasında ciddi bir fark olduğuna dikkat çekiyor. Yeni yapı, tüm iddialarına rağmen hâlâ belirli bir coğrafya ve kimlik temelinde faaliyet gösteren bir Beluç silahlı hareketi niteliğini koruyor. Buna rağmen, etnik taleplerin birbirine bağlı olduğu fikrini öne sürmesi, İran güvenlik kurumları açısından yeni ve potansiyel olarak rahatsız edici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

 

Bu haber toplam 674 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 13:25:15