Amed Surları UNESCO yolunda
Diyarbakır’ın simgesi olan yaklaşık 5 bin 700 metre uzunluğunda, 12 metre yüksekliğinde, 4 metre genişliğinde üzerindeki yazıtları, burçları ve bezemeleriyle görkemli bir açık hava müzesi konumunda olan Diyarbakır Surlarının dünya mirası olması için .
Diyarbakır’ın simgesi olan yaklaşık 5 bin 700 metre uzunluğunda, 12 metre yüksekliğinde, 4 metre genişliğinde üzerindeki yazıtları, burçları ve bezemeleriyle görkemli bir açık hava müzesi konumunda olan Diyarbakır Surlarının dünya mirası olması için adaylık süreci resmen başladı.
Diyarbakır Kalesi ve Surları Alan Başkanı Soyukaya, AA muhabirine, Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Kültürel Peyzajının UNESCO’ya aday olduğunu belirterek, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesince hazırlanan nihai dosyayı tamamlayarak Kültür ve Turizm Bakanlığına teslim ettiklerini söyledi.
“UNESCO’ya adaylığımızda iddialıyız”
Soyukaya, büyükşehirlerde kentsel sit alanlarında bu çalışmaları yasa gereği belediyelerin yürüttüğünü, bu nedenle Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Kültürel Peyzajının UNESCO’ya sunulması için sürecin Diyarbakır Büyükşehir Belediyesince yürütüldüğünü kaydetti.
Bu kapsamda bir birim oluşturularak konuyla ilgili yerli ve yabancı uzman ve danışmanlarla anlaşmalar yapıldığını anlatan Soyukaya, şöyle dedi:
“Danışmanlar ve bilim insanları ile kentteki tüm kurum, kuruluş ve sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle Kültür ve Turizm Bakanlığının öncülüğünde bu çalışma yapıldı. İyi bir çalışma olduğunu düşünüyorum. Alan yönetim planı henüz sonuçlanmadı. Bu aşamadan sonra alan yönetim planı, danışma kurulunda tartışılacak. Diyarbakır Valiliği başkanlığında bir heyetle çalışmaları tartışmaya açtık. Eşgüdüm ve denetleme kurulunda bu tartışmayı yürüteceğiz. Bu kurul tarafından alan yönetim planının onaylanması halinde planı dosyaya eklenmek üzere mart ayı sonun kadar UNESCO’ya ulaştıracağız.”
Soyukaya, şöyle konuştu:
“UNESCO’ya adaylığımızda iddialıyız. Diyarbakır kalesi gibi Mezopotamya’da, Akdeniz’de ve mevcut UNESCO Kültür Mirası içinde önemli bir değer ve dünya mirasına sahibiz. Aynı şekilde Hevsel Bahçelerine de sahibiz. Binlerce yıldır işlevini yitirmeden günümüze kadar ulaşmış bir kültürel peyzajdan söz ediyoruz. Çünkü Hevsel Bahçeleri sadece tarım değil, aynı zamanda kentle bütünleşmiş, kentin besin ihtiyacını yerine getirirken, somut olmayan kültürel mirasa da kaynaklık etmiş kültürel bir alandır. Kent doğduğu yerde 8 bin yıldır hiçbir şekilde ara vermeden yaşamını bugüne kadar getirmişse bunda Dicle Nehri ve Hevsel Bahçelerinin çok büyük önemi var. Bu nedenle iki tarihi mirasımızı UNESCO’ya sunduk.”
Nerina Azad
Bu haber toplam: 3492 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:13:47:44