Kürtleri, ulus ve ulusal hakları içinde değerlendirmeyen tüm çağrı, anlaşma ve imzaların hükmü esas değil ve yoktur.
Kürt ulusu, Dûrzi, Alevi, Hiristiyan ve başka bir ulus ve dini grup ya da aidiyete karşı girişilen katliam, soykırım ve mezalim sorgulanmadan, müsebipleri yargılanmadan, yüzleşme sağlanmadan, ayrılmak, siyasi statü ve demokratik haklarına saygı taahhütnameyi içermeyen, yapılan kalıcı anlaşmalar ile ortaklaşmalar, suça ortak olma durumunu ortaya çıkarır ki bunu mazlum bir ulus adına yapmak tarihi yanlıştır... En azından Kürtler bunu kaldırmaz...
Yapılan antlaşmalar, garantörleri ve garantileri sağlam örülmemiş ve net statü içermiyor ise yol almak zor ve kesintilere uğrar. Bu vahametler yaşıyan Kürt ulusu için çekilmez olur.
Burada sürece sonradan organize olup katılan taraf(DSG)lar, kalabalık güce sahip olsalar da siyasi girişimlerinde ki eksik ve bariz hatalardan ekseriyet zararlı çıkar...
Tanımları önemsemeyen ve taktikleri tanımların önüne koyan siyasetin omurgası olmaz ve zayıflar!
Mazlum Kobani ve cihadist Muhammed El Colanî arasında yapılan anlaşmada, demokrasi vurgusu bol olan Mazlum Kobani cephesinde, Rojavadaki siyasi çevrelerden Kürt ulusu ve bu arada DSG içinde bir yol haritası çizerek konsensüs içinde mi gitti, yoksa kendi ya da bir parti adına mi gitti?
Bu hassas kararlarda ulusal birlik, siyasi etik ve ittifak güçleri ile hareket etmesi önem arz eder.
En azından kendi açımdan, durumu ve anlaşmanın iç yüzünü öğrenmeye ihtiyaç duyuyorum.
Bir iki günde daha gerçekçi yazmak mümkündür!...
Ancak dünya kamuoyu olumlu yönde Suriye Federasyonuna vurgu yaparken, bu aceleden alt taleplerle yapılabilinmiş anlaşmalar karşısında kaygılıyım...!