Batı Kürdistan Özerk Yönetimi İle Şam Arasındaki Anlaşmayı Nasıl Okumak Gerekir?

Gencettin Öner

11.03.2025, Sal | 16:15

Batı Kürdistan Özerk Yönetimi İle Şam Arasındaki Anlaşmayı Nasıl Okumak Gerekir?
Makaleyi Paylaş

ABD'nin, 55 yıllık eli kanlı BAAS diktatörlük rejimine yönelik sürdürdüğü yaptırımlarla, İsrail'de son ayda yoğun bir şekilde askeri operasyonlarla rejimi nefes alamaz duruma getirerek diktatörün ülkeden kaçmasına önayak olması, kıyıda bekleyen ve fazla bir çaba harcamadan Suriye yönetimi üzerine gelip oturan El-Kaide'nin bir kolu olan El-Nusra kafa kesen cihatçı cephesi lideri Colani, diğer adıyla Ahmet- El Şara, elini kolunu sallayarak Şam'a gelip koltuğa oturdu. Esad diktatörünün iktidarı bırakıp ülkeden kaçmasına en fazla üzülenler Türk sol kesimi, ulusalcı CHP ve bilumum Türk ırkçı ve şovenleri olmuştu (Türk solu son kertede konu Kürtlerin ulusal hakları ve özgürlük talepleri olduğunda nihai kertede yukarıda adını andığım kesimlerle çok rahat bir şekilde ortaklaşa biliyorlar -Irkçılık ve şovenizm- Bu durumun somut analizini başka bir makalede tartışacağız) Böyle bir şeyi beklemeyen ve şaşkınlık içinde olan Ahmet El Şara, apar-topar Türkiye'ye davet edilerek perde arkasında Kürtlerle siyasal ve kültürel statü konusunda hiç bir şeyi müzakere etmemesini, her türlü statü taleplerinin reddetmesini kulaklarına fısıldadılar. O da ülkeye döner dönmez Kürtlerin ulusal taleplerinin hiç birini kabul etmediğini açıkladı.

Ahmet El Şara'nın Suriye'deki şu anki statüsü ve konumu ciddi çelişkileri içeriyor. Türk devleti onun konumunu ve statüsünü hemen cumhurbaşkanı seviyesine çıkarttı. Halbuki uluslararası devletler hukukunda Ahmet El Şara'nın statüsü "Devlet başkanı" şeklinde adlandırılır. Cumhurbaşkanı sıfatı Cumhurun, yani halkın oylarıyla meşru olarak seçilmiş ve göreve gelmiş kişilere verilen bir statü ve konumdur. Devlet başkanı, darbe veya silahlı bir gücün desteğiyle iktidara gelmiş ve ülkenin başına geçmiş kişilere denir. Neyse, biz konumuza dönelim. Ahmet El Şara'nın geçmişi, mücadele amacı Sünni şeriata dayalı bir yönetim kurma amacını gütmüştür. Oysa Suriye gibi çok uluslu, çok kültürlü ve çok inançlı insan topluluklarını içeren bir ülkede dinsel kavramlara dayalı bir devlet kurulamayacağını, kurulsa bile, kaos ve kıyımların kaçınılmaz olacağını, kısa sürede de yıkılacağını kaçınılmazdır. Ahmet El- Şara, Türk devletinin bu dayatmalarından ısrar etmenin deyim yerindeyse evdeki pirinçten olacağını sanırım gördü. Onun için ülkenin 2. büyük ulus toplumu olan ve aynı zamanda dinamik bir toplum duyarlılığına ve orduya sahip Kürtlerle anlaşmak zorunda kaldı.

Türkiye’deki basında, iktidar yanlısı trollerin yalan ve dezenformasyon propagandaları, Türk kesimini kandırıp ikna ettiyse de, Kürtler bu anlaşmanın ne olduğunu çok iyi biliyor. Yandaş ve ulusalcı-şoven kanallarda Flaş...flaş diye geçen anonslarda "YPG teslim oldu. Silahlarını Suriye devletine teslim edecek" gibi kargaların bile gülebileceği komediye varan başlıklar attı. Tabi Türk cephesinde hiç kimse çıkıp "Yahu bu nasıl teslimiyet. Başkentte, devlet başkanı şahıs ile davet edilen Kürt komutan arasında resmi protokol imzalanıp kayıt altına alınıyor" diye sormuyor. Peki yaşanan olay nedir? Ahmet El Şara, kendisini iktidara taşıyan güçlerden (Amerika, İsrail ve İngiltere) ve dünya kamuoyundan çok yoğun eleştiri ve tepkiler aldı. Ülkenin güneyinde, Dürziler ile yaşanan ciddi ve ölümlerle sonuçlanan çatışmalar, batı ve sahil kentlerinde Arap Alevilere karşı Türkiye’nin destekleyip donattığı Adı ÖSO sonradan SMO olan çapulcu, tecavüzcü ve paralı askerlerin "devlet güçleri" adı altında yapılan ve SOHR a göre en az 1300 sivilin vahşice katledildiği saldırıların sorumluluğu el Şara'nın boynunda asılı durumda. Onun için Mazlum Abdi'yi arayarak Kürtlerin taleplerini karşılamak işin anlaşmaya hazır olduğu haberi gönderildi. Peki bu ne anlama geliyor? Bundan sonra ne olacak?

Kürtlerin, bu statüye kavuşmak uğruna toprağa verdikleri on binlerce canları pahasına (İŞİD, Türk devlet saldırıları ve yer yer eski rejim ordusuyla yaşanan çatışmalardaki kayıplar) elde ettikleri özgürlük statüsünü sonuna kadar korumada kararlı olmaları lazım. Yine bir dezenformasyon şeklinde, "YPG'nin silah bırakacağı" söylentileri idi. Oysa bu açıklama ve anlaşma, PKK örgütü ve Türk devleti arasında süren ve bir bildiri ile kamuoyuna sunulan bir anlaşmadır. Öcalan'ın mektubu konusundaki düşüncelerimizi bundan önceki makalede detaylı bir şekilde açıklamıştır. Bu anlaşma, Suriye Kürtlerini ve İran Kürtlerini niye bağlasın ki? Suriye Kürtleri kesinlikle silah bırakmamalıdır. Bu kaosta olası Kürt soykırımını etkisiz kılmak ve kendi halkının can güvenliğini sağlamak için daha güçlü ve modern silahlara ihtiyaçları vardır. Kürtleri ile Suriye yeni yönetimi arasında yapılan bu anlaşma günümüz koşullarında başlangıç olarak kabul edilebilir bir anlaşmadır. Suriye'nin yeni yönetiminin, geçmişi karanlık ve katliamlarla dolu bir yapıya pek güven olmaz, Kürtler her zaman her şeye hazırlıklı olmalıdır. Kürt silahlı güçleri Suriye ordusu içinde özerk bir kuvvet olarak varlığını sürdürmelidir. protokolde anladığım kadarıyla öyle formüle edilmiş. Rojava'nın savunmasını da kendi güçleri bu görevi üstlenmelidir. Bu aynı zamanda dezavantajlı olan ülke içindeki inanç ve etnik topluluklara da bir güvencedir. Kürtlerin ordusu farklı etnik ve inançsal kesimlere zulüm yapmaz/yapamaz. Suriye'nin demokratik kurallar içinde, farklılıkların özgürce kendilerini ifade edeceği bir Suriye'nin de güvencesidir. Suriye’nin Resmi adının Eski BAAS diktatörlüğü döneminden kalama "Suriye Arap Cumhuriyeti" olması da ciddi bir güvensizlik ve sorundur. Devletin isminin "Suriye Cumhuriyeti" olması herkesi kapsar. Yeni anayasa da devletin ismi bu kapsayıcılık olmalıdır. Mazlum Abdi bu çağrı üzerine Şam'a gitmeden önce diğer Kürt partilerini bu konuda bilgilendirmesi gerekirdi. Bunu yapmamışsa yanlış yapmıştır. Bütün Kürtler aralarındaki ideolojik ve siyasi hesapları bir kenara bırakmalı, ellerine geçen bu tarihi fırsatı bir daha kaçırmamalıdırlar.

 

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
6319 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:12:35:25

Gencettin Öner

Yazarın Önceki Yazıları

Irkçılık Genetik Bir Hastalıktır! Kürtler bu tarihi kritik süreçte nasıl bir duruş sergilemeli? Öcalan Ve Demirtaş; Sorumlu Ve Onurlu Bir Duruşun Neresindeler? Bir Varmış... Bir Yokmuş Toplumların Ve Bireylerin Onurlu Yaşama Boyutu; Yalanlar, Karartmalar Ve Dezenformasyonlar Önce İğneyi Kendimize Batıralım (Empati) Ortadoğu'nun Yeniden Yapılanmasında Kürd/Kürdistan Sorunu Hakkında Bir Kaç Aforizma-Söz İmralı Açıklamaları Sorunlar Gerçek Çözüm Ve Çözümsüzlük Ortadoğu’nun Yeniden Yapılanmasında Kürtler Ne Yapmalı? Ortadoğu'da Tam Olarak Neler Oluyor? Kürtler Bu Kez Makûs Talihlerini Yenebilecekler mi? Kürd/Kürdistan Sorunu Ve Demirtaş'ın PKK/DEM Ekseninden Kopuş Emareleri Ortadoğu Ve Dünyadaki Son Gelişmelere Paralel Olarak Kürtler Özgür Ve Onurlu Gelecekleri İçin Ne Yapmalı? Karartmalar, Dezenformasyonlar Ve Olgusal Gerçekler Hep Karıştırılan İki Sorun Ve Olgu; Ulusal Sorun Ve Demokrasi Sorunu 'Hafıza-i Beşer, Nisyan İle Maluldür' Anayasalar, İkiyüzlülükler ve Niyetler Aklın ve Ferasetin Durduğu An Sıradan Kötülük, Bağnaz Bir Dinsel Veya İdeolojik Vicdansızlıkla Birleşince Ortaya Çıkan Manzaralar 'Derin Dewlet Nedır Abê?' Komedilerden Komedi Beğenin Çend Dimên Li Ser Jîyana Rewşenbir, Lêkolinvan û Entelektuelê Kurd Dr. Tarıq Ziya Ekinci Ezber Bozan Bir Yazı Toplumsal Hafıza, Org. Mustafa Muğlalı ve 33 Kurşun Olayı Riyakarlık, Yalan, Aldatma ve İnanç Adına Yaşatılan Barbarlık Diyarından Seçmeler İki Fotoğrafın Düşündürdükleri Diamond Tema, İnanç-İnançsızlık ve Agnostizm Demokrasi ve Özgürlüklerin Kağıt Üzerinde Kaldığı Ülke ve Toplumlarda Aforizmal Bir Bakış Bir Ulusa ve Onun Değerlerine Dayatılan Onursuzluk Selahattin Demirtaş ve Seher’in Dramı İnsanlık Değerlerinin Yerle Bir Edildiği, İnsanlık Erdeminin Çöktüğü Nokta; Soykırımlar 2024 Seçiminin Patolojik Siyasal Anatomisi Üzerine Bir Kaç Söz? Kürt Siyasetçilerin Aymazlıklarına Kim Dur Diyecek? Mertliğin, Onurun ve Yiğitliğin Timsali; Yılmaz Güney Toplumlara 'Hakikat' Diye Dayatılan Sosyal Psikoz ve Sosyal Halüsinasyon Handikaplarından Kurtulmaları Mümkün Olabilir mi? Sekülerlik, Laiklik, Komünizm ve Sosyal Darwinizm Üzerine Felsefi Bir Analiz; Kürtler Bu Kavramları Nasıl Algılıyor? (2) 3 Olgu, 3 Sonuç ve Toplumun Çok Hazin Aymazlığı Sekülerlik, Laiklik, Komünizm Üzerine Felsefi Bir Analiz; Kürtler Bu Süreçte Ne Yapmalı (1) Tarihten Hiç Ders Çıkaramama Sarı Hoca(İsmail Beşikci) Hakkında Birkaç Hayat Anekdotu Aptallığın Resmi Var Mıdır Acaba? Yalanlarla Zihinlere Kazınmış Ezberlerin Bozulması ve Hakikat 'Xwedê Mırov Kor Neke, Kor Bikejî Kerr Neke' Sosyal Psikoz ve Hakikat 'Cumhuriyet' Nedir? Ne Değildir? 'İlericilik', 'Gericilik', 'Faşizm' ve 'Demokrasi' Kavramları Üzerinde Felsefi Bir Beyin Fırtınası Sivil Katliamları İdeoloji ve Din Kisvesi Altında Savunan Barbarlık 'Göz Bebeği' 'Göz Ağrısı' 'Göz Dikeni' Katliam, yağma, fetih ve işgalleri kutsama, bu kötülüklerin mağdurlarının torunlarının aymazlıkları üzerine Bayramlar; Kimilerine Sevinç ve Mutluluk Vesilesi Olurken, Kimilerine Neden Hüzün ve Yok Sayılma Vesilesi Oluyor? Tabuları Yıkmak Değerli Hukukçu, Hakperest İnsan, Hacı Akyol’un Anısına Saygıyla Toplumsal Hafıza, Mustafa Muğlalı ve 33 Kurşun olayı Sivas Katliamı Üzerine Tekrarlı Bir Hatırlatma Hakikat ve Vicdanla Bağdaşmayan Rutinleşmiş bir İnanç Ezberi; Kurban İnsanlığın Erdemli Olma Yolundaki Uzun Yürüyüşü; Evim mi? Devrim mi? İki Yüzlülük, Riyakarlık ve Yalanlarla Nereye Kadar? 2023 Seçim Sonuçları Üzerine Birkaç Söz… Kaybedenler ve Kazananlar; Neden? Nasıl? Niçin? Yüz Yıldır Kürtlere Dayatılan 'Kırk Katır mı? Kırk Satır mı? ' Anlayışına Ne Zaman Dur Denilecek? Faşist Nobranlıkla Nereye Kadar? Bir Seçimin Sosyolojik ve Siyasal Anatomisi 'Denizler'in Yolu' ve Gerçekler Dersim Katliamı Olguları, Kavramları Çarpıtma Ve Türk Toplum Algısında Karşılık Bulmuş Politik-Şoven Psikoz 23 Nisanı Bayram Havasında Kutlayan Türkler, 24 Nisan Trajedisini de Unutmamalılar Toplumu İnanç Ve Bayrak Dayatmasıyla Terbiye Etmeye Çalışılan Oyunlar Ve Erdemlilik Tarihte yaşananlardan ders çıkaramama ve son hazin siyasi aymazlık Kılıçdaroğlu'nun 'Halil İbrahim Sofrası' Temennisi ve Gerçekler Spor centilmenliği, seri katilleri kutsama ve faşistleşen toplum Coğrafyamızda meydana gelen deprem felaketi üzerine birkaç söz Riyakarlık, makyaj ve yalanlarla nereye kadar? Etnik nefretin aramızdan aldığı güzel insan; Hrant Dink 'Öteki'ye Olan Düşmanlık ve Nefret, Empati ve Erdemliliğe Dönüşebilir mi? 100. Yılına girecek olan otoriter ve tekçi rejimin kalıcı otokrat bir rejime evrilmesine karşı mağdurlar ne yapmalı? 'Kimseye Verilecek Bir Çakıl Taşımız Yoktur' Veya ‘Ya Sev Ya Terket!' Metaforu Üzerine Birkaç Söz Nasıl Bir Anayasa? Sedama bındestîya Kurda azlû bu! Neo-Osmanlıcılık ile Neo-İttihatçılığın 100 yıllık ezeli düşmanlıktan, iktidar ittifakına geçmeleri ve 10 kasım üzerine birkaç söz Cumhuriyet mi, Demokrasi mi? 2023 Seçimlerinde 'vatandaş bekası' için kime ve neye göre oy verilmeli?
x