Öcalan'ın çağrısı sonrası yanıt aranan sorular neler?

Öcalan'ın çağrısı ve PKK'nın ateşkes kararı sonrası sürecin nasıl ilerleyeceği tartışılıyor. DEM Parti devletten bazı adımlar atmasını bekliyor. Peki bunlar hangi adımlar?

06.03.2025, Per - 15:00

Öcalan'ın çağrısı sonrası yanıt aranan sorular neler?
Haberi Paylaş

PKK lideri Abdullah Öcalan'ın geçen hafta örgüte yaptığı silah bırakma ve kendini feshetme çağrısıyla önemli bir eşik aşılmış olsa da sürecin bundan sonra nasıl işleyeceği ile ilgili ise hâlâ belirsizlikler var.

Öcalan'ın 27 Şubat'taki çağrısının ardından PKK'den ateşkes kararı geldi ancak örgütün kendisi feshetmesi için toplayacağı kongrenin ne zaman ve nasıl düzenleneceği bilinmiyor. PKK’nin nasıl silah bırakacağı, YPG'nin nasıl bir tavır ortaya koyacağı ve Ankara'nın karşı tarafın beklentilerine yanıt veren adımlar atıp atmayacağı da belirsiz.

DEM Parti'nin beklentileri neler?

İktidar, kısa süre içinde Öcalan'ın çağrısının ardından örgütün kongreyi toplaması ve kendini feshetmesini bekliyor. DEM Parti ise bunun gereklerinin yerine getirilmesine dikkat çekiyor. DEM Parti'ye ve Öcalan'ın avukatlarına göre öncelikle tecrit altındaki PKK liderinin İmralı'daki koşullarının düzeltilmesi gerekiyor.

DW Türkçe'ye konuşan DEM Parti yetkilileri, bunu "sağlık, güvenlik, özgürlük" olarak formüle ediyor.

Bu formülasyonun açılımı tecridin kalkması, Öcalan'ın örgütüyle bu tasfiye sürecini yönetmek açısından da iletişiminin sağlanması, DEM Parti heyeti dışındaki kesimlerle de görüşebilmesi, özgür çalışma koşullarının oluşturulması olarak aktarılıyor.

DEM Parti yetkililerine göre 45 yıllık bir örgütün feshedilebilmesi için Öcalan'ın süreci koordine edeceği koşulların, iletişim, beslenme ve bilgi kaynaklarının olması gerekiyor. Bu beklentilerin bir şart ya da ön koşul olmadığını söyleyen parti yetkilileri, eğer süreç başarılı olsun isteniyorsa bu şartların zaten bir gereklilik olduğunu aktarıyor.

İmralı'ya son giden heyette yer alan DEM Parti İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek de Rudaw TV'ye yaptığı açıklamada Öcalan ile ilgili beklentilerini şöyle açıklamıştı:

"Sayın Öcalan'ın sürecin ilerlemesinde rolünü oynayabilmesi için kendi sekretaryasının, kendisiyle birlikte çalışan ekibin oluşturulması ve orada bir ekiple çalışması gerekiyor. Bulunduğu yerin dışında yaşayan bütün aktörlerin kendisine ulaşabilmesi; kendisinin de bir şekilde bir formla, ihtiyaç halinde hızlı bir şekilde her aktöre, her çevreye ulaşabileceği, istişare edebileceği ve karar alma sürecini sağlayabileceği bir ortam gerekiyor. Bunlar bence zaten önümüzdeki dönem süreci belirleyecek en temel unsurlardan biri olacak."

DEM Parti: Anayasa şu an gündemde değil

İmralı ile başlayan sürecin iktidarın Anayasa'yı değiştirmek için çoğunluğu sağlama niyetiyle ilgili olduğu yönünde de değerlendirmeler yapılıyor.

DEM Parti yetkilileri ise Anayasa ile ilgili tartışmaların şu an için daha gündemde olmadığını söylüyor. Partiye göre Anayasa tartışmalarına gelene kadar devletin bazı başka adımları atması gerekiyor. Bunun başında da kongrenin toplanabilmesi için güvenli bir ortam oluşturulması ve bunun için de iyi niyet adımı olarak sınır ötesi operasyonların durdurulması geliyor.

DEM Partili bir yetkili, "Demokratik bir ortamın açığa çıkması gerekiyor ki biz özgür bir Anayasa tartışması yürütelim" diyerek mevcut koşullarda yürütülecek bir anayasa tartışmasının kadük kalacağını belirtiyor.   

Çağrının ardından PKK silah bırakacak mı?

Çağrının ardından PKK ilk yaptığı açıklama ile ateşkes ilan ederken kongresini ne zaman toplayacağı ve nasıl bir karar alacağı ile ilgili henüz bir netlik bulunmuyor.

Taraflar kongre sürecinin birkaç ay alabileceğini belirtiyor. PKK'nin de kongrenin güvenli koşullarda yapılması ve hatta Öcalan'ın da bizzat bulunması gibi istekleri var. Ancak Öcalan'ın fiziki olarak kongreye katılması devlet için bir seçenek değil. DEM Parti de fiziki katılımın olmasının zorluğunu bilerek teknolojik yöntemlerle bir formül bulunmasından yana.

DEM Partililer henüz karşılıklı müzakere aşamasına gelinmediğini, şu anda ortada tek taraflı bir beyan bulunduğunu ve sürecin nasıl ilerleyeceğinin ve hükümetin ne yapacağının görülmesi gerektiğini aktararak iktidardan "güven artırıcı adımlar" atmasına yönelik beklentilerine işaret ediyor.

İlk etapta sınır ötesi operasyonların durması, insansız hava araçlarının uçmaması ve Öcalan'ın şartlarının iyileştirilmesinin yanı sıra hasta tutukluların bırakılması, infaz yasasında değişiklik ve kayyum yasasının kaldırılması bu beklentiler arasında yer alıyor.

DEM Parti'ye göre bu adımların atılması PKK kongresinin toplanması ile eş zamanlı olarak sağlanabilir ve örgüt de kendi üstüne düşeni yapabilir. Partiden bir yetkili, iktidarın bu beklentilerle ilgili adım atarak "Evet biz bu sürece ve barışa varız" mesajı vermesi ve toplumda güven oluşturması gerektiğini belirterek "Devlet bunları yaptığı zaman sonra PKK de zaten 'yapacağız' demiş, onlar da gereğini yapacak. Onu yapmayan tarafa biz diyeceğiz ki 'sen çözümden yana değilsin'" diyor. 

YPG de kendini feshedecek mi?

Çağrının ardından yanıt arayan bir başka soru ise Türkiye'nin PKK'nin uzantısı ve bir terör örgütü olarak gördüğü, Suriye Demokratik Güçleri'nin (DSG) omurgasını oluşturan YPG'nin de silah bırakıp bırakmayacağı.

Öcalan çağrısında "Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir" demişti.

DEM Parti'ye ve YPG'ye göre Öcalan sadece PKK'ye çağrıda bulundu ve DSG/YPG'yi kapsamıyor.

Suriye Demokratik Güçleri'nin (DSG) lideri Mazlum Abdi de çağrının PKK'ye yapıldığını kendilerine olmadığını söyleyerek "PKK ile Türkiye arasındaki ilişki ve barışın sağlanması, bölgemiz üzerinde de etkili olacaktır. Eğer bu süreç başarılı olursa, bunun bize olumlu bir etkisi olacak ve Türkiye'nin bölgemize saldırmak için hiçbir bahanesi kalmayacak" demişti.

İktidar kanadındaki yetkililer Öcalan'ın "tüm gruplar" ifadesinin yurt içindeki PKK/KCK yapılanması ile Kandil'in yanı sıra Suriye'deki PYD/YPG, İran'da PJAK ve tüm uzantılarını kapsadığını vurguluyor.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik çağrıdan bir gün sonra yaptığı açıklamada PKK'nin Irak ve Suriye'deki tüm unsurlarıyla silah bırakması ve kendisini feshetmesi gerektiğini söyleyerek "Terör örgütü dediğimizde sadece Irak'taki değil Suriye'deki YPG/PKK'nın da tasfiyesi ifade edilmektedir. Terör örgütü PKK, YPG, PYD hangi isimle olursa olsun tüm uzantılarıyla silah bırakmalıdır" demişti.

DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan ise dün parlamento muhabirleri ile toplantısında Ömer Çelik'in çağrıyı yanlış yorumladığını söyleyerek "PKK, Türkiye merkezlidir. Çağrı, bu evin içinde kurulan Öcalan'ın kendi örgütüne yapıldı. Suriye'de farklı bir denklem var. Henüz oturmamış bir rejim var. Sayın Öcalan yaptığımız dört saatlik görüşmede, Suriye'yi tarif etmedi" diye konuştu.

"CHP süreçte garantör olmalı"

Sürecin farklı unsurlarına yönelik tartışmalar devam ederken DEM Partili yetkililere göre CHP son yerel seçimden birinci olarak çıkan bir parti olarak yapıcı ve AK Parti'nin sorunun çözümünde adımlar atması için teşvik edici olmalı.

"Bu sürecin garantörü bir anlamda CHP olmalı" diyen bir yetkili, olumsuz yönde özellikle de DEM Parti'yi hedef gösteren açıklamaların seçmenlerinde etki yaptığına dikkat çekerek CHP'nin sorumluluk alarak bazı adımların atılması için "çıtayı yükseğe koyarak" AK Parti'yi zorlayabileceğini belirtiyor.(DW)

 

Bu haber toplam: 6026 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:04:46:19
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x