Numan Kurtulmuş: Örgüt bir an önce silahlarını bırakmalı ve siyasetin önünü açmalıdır
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, çözüm süreci kapsamında Meclis çatışı altında kurulan Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu toplantısında yaptığı konuşmada, "En önemli hususlardan birisi örgütün bir an evvel silahlarını tamamıyla terk ederek bütün unsurlarıyla birlikte İmralı'dan yapılan çağrıya uyduğunu açıklaması ve bunun gerektirdiği, gerektireceği adımların atılabilmesi için de Türkiye siyasetinin önünü açması ve Türkiye siyasetini rahatlatmasıdır” dedi.

Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında toplandı.
Toplantıda, ''çatışma-çözümü alanında'' çalışmaları bulunan akademisyenler dinleniyor.
Toplantının açılışında konuşan Numan Kurtulmuş, bugün onuncu toplantının gerçekleştirildiğini belirterek, “Başından itibaren gayet ince detaylarıyla planlanmış bir süreci yürütüyoruz. Bugüne kadar da önemli bir mutabakatla bu noktaya kadar çalışmalarımızı getirdik. En kısa sürede çalışmalarımızı tamamlamayı ümit ediyoruz” dedi.
Başından itibaren iki önemli hususa özellikle dikkat ettiklerini söyleyen Kurtulmuş, komisyonu oluştururken yüksek siyasal temsil gücünün olmasını sağlamayı amaçladıklarını ifade etti.
Numan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu toplantılar, bu komisyonun çalışması; hiç şüphesiz İmralı'dan gelen, 'örgütün tamamıyla kendisini feshedeceği ve silahların tamamıyla bırakılacağı, bırakılması gerektiği' çağrısı üzerine gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla bu komisyonun öncelikli vazifesi bu sürecin millet adına denetiminin ve kontrolünün yapılması ve sürecin gerektirdiği yasal düzenlemeleri, toplumsal mutabakatı da sağlayarak gerçekleştirecek adımların atılmasıdır."
“Gerçekleştirmeye çalıştığımız husus Türkiye modelini ortaya koymalıdır”
Bugün burada dinlenecek akademisyenlerin ve uzmanların Latin Amerika'dan Asya'ya, Afrika'dan Avrupa'ya kadar farklı bölgelerdeki çatışma çözümleri ile ilgili konularda derin araştırmaları olduğunu aktaran Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki bizim şu anda gerçekleştirmeye çalıştığımız husus bir Türkiye modelini ortaya koymalıdır. Biz bu süreçte bütün çalışmaların, yapılan barış müzakerelerinin, çatışma çözümleriyle ilgili atılan adımların detaylı bir şekilde analizini gerçekleştireceğiz. Ama şunun da farkındayız ki yaptığımız şey Türkiye'ye has bir modelin ortaya konulmasıdır.
İnşallah en kısa süre içerisinde bu çalışmaları tamamladıktan sonra dünya literatürüne ve dünyadaki demokrasi tarihine armağan edeceğimiz başarılı bir Türkiye örneği olacaktır. Şunu biliyoruz: Hiçbir örnek bir diğerinin aynısı olmaz, hiçbir bir örnek bir diğerine tamamıyla benzerlik göstermez ama dünyanın farklı yerlerindeki çatışma müzakerelerinden, çözümlerinden çıkaracağımız derslerin olduğunu biliyoruz. Buradan alacağımız derslerle tamamıyla bize ait bir modeli ortaya koyabilecek hem siyasal güce, hem toplumsal mutabakata, hem bilgiye hem de Türkiye demokrasisi olarak tecrübeye sahibiz.
Ümit ediyorum bugünkü çalışmalarımız bu çerçevede bize yeni bir perspektif açacak, çalışmalarımıza yeni bir boyut kazandıracaktır. Sürece ilişkin farklı kanaatleri olmakla birlikte herkesin ortak cümlesi artık analar ağlamasın, artık silahlar konuşmasın, artık bu memlekette huzurun, barışın, selametin temin edilmesi için ilgili herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirsin.
“Milletimizin büyük desteği olmasa bu komisyon bir dakika toplanamaz"
Hiç şüphesiz bu süreçte en önemli hususlardan birisi başlangıçta ifade ettiğim gibi örgütün bir an evvel silahlarını tamamıyla terk ederek bütün unsurlarıyla birlikte İmralı'dan yapılan çağrıya uyduğunu açıklaması ve bunun gerektirdiği, gerektireceği adımların atılabilmesi için de Türkiye siyasetinin önünü açması ve Türkiye siyasetini rahatlatmasıdır. Bunun sağlanmasıyla birlikte yaptığımız işlerin çok daha güçlü bir şekilde ilerleyeceğini biliyorum. Şunun farkındayız; bu çalışmaların arkasında milletimizin büyük desteği olmasa bu komisyon bir dakika toplanamaz. Bu büyük desteğin kıymetini bilmek zorundayız.
Dikkatle, iyi planlayarak attığımız adımları niçin ve hangi amaçla attıklarımızı gayet iyi hesap ederek çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ama bir taraftan da elimizi çabuk tutmak ve özellikle bölgesel ve küresel şartların Türkiye üzerine her geçen gün ağır yükler getirdiği bu ortamda bir an evvel kalıcı nihai barışı temin etmek, huzuru, kardeşliği tesis etmek zorundayız."
Kurtulmuş'un konuşmasının ardından akademisyenler dinlenmeye başlandı. Her bir konuşmacıya 20 dakika süre verildi.
Son güncellenme: 18:32:49