Öcalan: PKK’nin yıllık bütçesi 100 milyon dolardı
Tutuklu gazeteci Fatih Altaylı’nın, 1996 yılında PKK lideri Abdullah Öcalan’la yaptığı röportajın ikinci bölümü yayımlandı. Öcalan, PKK’nin o dönemki bütçesinin 100 milyon doları aştığını söyledi; uyuşturucu ticaretiyle ilgilerinin olmadığını iddia etti.

Fatih Altaylı’nın 28 yıl önce, 1996’da gerçekleştirdiği ve şimdi yeniden yayımlanan röportajın ikinci bölümünde Abdullah Öcalan, örgütün finans kaynaklarından Türkiye’deki siyasete kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu.
Mesut Yılmaz, Necmettin Erbakan gibi siyasileri de değerlendiren Öcalan; Türk-Kürt birliğine ilişkin görüşlerini paylaşıyor ve Altaylı'nın örgütün gelir kaynağına ilişkin sorularını yanıtlıyor. Öcalan, gelir kaynağının örgütünün düzenlediği kampanyalar olduğunu öne sürüyor.
Röportajdan öne çıkanlar şöyle:
"Askerlere fiske vurmadık"
(Refah Partili Fethullah Erbaş'ın girişimiyle askerlerin serbest bırakılması) Erbakan’ı biraz daha beklemek gerektiği kanısındayım. Bazı girişimleri var gibi. Bu günlerde belki açığa da çıkar. Bazı sondajlar yapacağım. Biraz bekledikten sonra bir basın toplantısı ile Erbakan’ın gerçek niyetini açığa çıkarmasını talep edeceğim. Şimdi Sayın Fethullah Erbaş’ın (Refah Partisi eski milletvekili) bazı girişimleri vardı. Başka girişimler de var. O süreç siyasal bazı ilişkilerin gelişme süreciydi. (Fethullah Erbaş’ın 1996’da esir 8 asker için Zap’a gitmesi) İki yıl aç kaldık, susuz kaldık o askerlere tek bir fiske bile vurmadan en son ailelerine teslim ettik. Onların hepsi PKK’li arkadaşlar diye konuşurlar. Kesinlikle kendi kendilerine karar vermiş arkadaşlar. Bu savaşın Anadolulu çocukların da istemediği bir savaş olduğunu gösterebilmek, bunu bir diyalog sürecine dönüştüre bilmek için o süreci bilinçli olarak uzattım. Birinci girişimdi bir iki kişi bırakmıştık. Diğerlerini daha sonra İnsan Hakları Haftası’na denk getirdik. İHD, Mazlum Der ve hükümetteki Refah’ın Erbaş’ı birlikte geldiler. Ben basın huzurunda olmasını şunun için istedim; halklar kardeşlik istiyor. Anaların gözyaşlarının dinmesi gerekiyor. Analar ve çocuklarının bağını Türkiye halklarını görmesini istedim. Son yılların en acıklı sahnesi ana ile o askerin kucaklamasıdır.
"Apo gider binlerce Apo çıkar"
(Türk-Kürt birliği) Bu kadar hırsızlık, rant bölücülüğe yol açmıyor mu? Tam tersi en güzel birlik tavrı benim tavrımdır. Gerçekçi bir birlik, halkların enginliğine dayanan bir birliktir. Kürt bir Türk ile ilişki kurduğundan onurlu bir ilişki kursun. Ben çok önceden ulusların ilişkilerini evlilik ilişkisine benzettim. Çam yarması gibi bir adam ve çok fukara bir kadın karşısında olsa ve adamın işi gücü o kadını dövmek olsa. Bu iyi bir evlilik olabilir mi? olmaz. Şuan Kürt-Türk birliği öyle bir birliktir. Bu birlik kabul edilmez. Bu birlik yıkılırsa tarafların bunun yerine eşitliğe, özgürlüğü ya da tarafların istemlerine dayalı bir birlik gelişirse bu en sağlıklı birlik olmaz mı?
Kürt ve Türk ilişkilerindeki bağlılık biraz daha özgündür. Çok daha tehlikelidir. Bana göre diğer eşitsizliklerin kaynağıdır. Bu eşitsizlik en temel eşitsizliktir. Alevi-Sünni, doğu-batı eşitsizliği buna dayanır. İnsanların bir birini küçük görmeleri buna dayanır. Kültürdeki çirkinlik buna dayanır. Bir tarafın çok yeteneksiz olması buna dayanır. Eşitsizliğin kaynağı budur. Sorun bu olduğu için ben bütün ağırlığımı sorunun çözümüne veriyorum. Eğer çözüm yoluna gidilirse diğer bütün bölücülükler birliğe doğru dönüşür. Bunu anlamanızı istiyorum. Ben bunun mümkün olduğuna inanıyorum.
Eğer onu tasfiye edersek her şey hal olur’ diyorlar bu büyük bir yalandır. Apo gider binlerce Apo çıkar. Sorunun kaynağı ben değilim. Ben yeni doğdum. Ben sorunu yeni ele aldım. Bunun kökleri tarihtedir ve gelecekte de olacak. Günümüzün sorunları yok etmekle çözülür mü? Benim durumumu bir şans olarak değerlendirmeleri gerekir. Ben siyasi sorunları çözecek durumdayım, bir tecrübem var. Türkiye halkı benim tecrübemden yaralansın.
"Halk bize yardım ediyor"
(PKK'nin geliri ve gelir kaynağı) Tek bir PKK’de uyuşturucu ile yakalandı desinler her türlü hakareti kabul etmeye hazırım. Yoktur. PKK'nin bir yıllık bütçesi 100 milyon doları aşar. Halk bize gerçekten yardım yapıyor. Ortadoğu’da PKK’yi tümüyle finanse edecek kaynakları bulabiliyoruz. Büyük yardımlar var. Şuan kesinlikle maddi bir sorun yok. Kesinlikle bütün maddi kaynaklarımız halkımız. PKK’nin 10 yıllık ihtiyacı için para vardır. Ortadoğu’da finans kaynakları var. Bizde herkes bir fedaidir. Bizim özgün hayatlarımız için para talep etmeye anlayış durumundan bir ihtiyaç duyma olmaz. Bu muazzam masraflarımızı azaltıyor.
"Kapıyı açsam her gün bir devletin temsilcisi gelir, çoğunu reddediyorum"
(Dış ilişkiler) Ben öyle yabancı temsilcilerin gelmesinden hoşnut olan biri de değilim. Kapıyı açsam her gün bir devletin bir temsilcisi benin ziyaret etmeye gelir. Türkiye’nin baskısından kaynaklı sanırım gayri resmi yapıyorlar ancak hepsi de devletlerinin adına gelmiş. ABD başkanının adına gelenler de var, Rusya başkanının da adına gelenler var. Çin’den de gelenler var. Ben bunlardan sıkıldığım için çoğunu reddediyorum. Diplomaside en ufak bir sıkıntım yok.
"33 asker vakasında bir provokasyon var"
(33 askerin öldürülmesi) 33 asker meselesi. Şemdin Sakık kendi inisiyatifi ile geliştirdi. O askerleri öyle silahsız götürenlerde de biraz kabahat var. Orası savaş alanı. Onları götüren eskortluk yapanlar silahlı ancak o askerler silahsız. Orada araştırılması gereken bir olay vardır. Bir provokasyon var.
Kaynak: Özgür Düşünceler web sitesi
Son güncellenme: 13:14:31





































































































































































































