Öcalan tutanakları çözüm komisyonuna açılacak mı?

TBMM'deki çözüm komisyonu 19. toplantısında Öcalan ile yapılan görüşmeyi ele alacak. Bir diğer gündem maddesi komisyon raporunun hazırlanması olacak. Peki süreç hangi noktada?

4 Aralık 2025 - 10:42
4 Aralık 2025 - 10:42
 0
Öcalan tutanakları çözüm komisyonuna açılacak mı?

TBMM'de çözüm süreci için oluşturulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun çalışmalarında rapor ve yasal hazırlıklar aşamasına gelindi. Komisyonun 19'uncu toplantısı bugün yapılacak. Toplantının gündeminde PKK lideri Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmenin tutanakları olduğu kadar komisyon raporunun hazırlık süreci de var.

Toplantıda İmralı'da PKK lideri Öcalan'a yapılan ziyarete ilişkin komisyon üyelerine bilgi verilmesi bekleniyor.

Öcalan ile yapılan görüşmenin tutanaklarının doğrudan paylaşılıp paylaşılmayacağı, bu bilgilendirmenin nasıl yapılacağı ya da toplantının kapalı olup olmayacağı henüz netleşmiş değil.

Ancak DEM Parti Öcalan ile yapılan görüşmenin tam tutanaklarının açıklanmasını talep ediyor. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş her komisyon toplantısı öncesinde partilerin koordinatörleri ile bir araya gelerek gündemi ele alıyor. DEM Parti'nin bu konudaki talebini bu ön toplantıda dile getirmesi bekleniyor.

Süreçte önemli bir eşik 24 Kasım'da çözüm komisyonu heyetinin Öcalan'ı İmralı'da ziyareti ile aşılmıştı. DEM Partili Gülistan Kılıç Koçyiğit, AKP'li Hüseyin Yayman ve MHP'li Feti Yıldız'dan oluşan komisyon heyeti Öcalan ile yaklaşık üç saatlik bir görüşme gerçekleştirmişti.

Komisyon raporu nasıl hazırlanacak?

Süreç kapsamında bu hafta ayrıca Aralık ayı sonunda çalışma süresi sona ermesi beklenen komisyonun hazırlayacağı raporun başlıklarının da ele alınması bekleniyor.

Bu ortak rapor için önce partiler kendi hazırladıkları raporları sunacak. Bunun ardından komisyonun ortak raporu hazırlanacak. Ama bunun yönteminin henüz netleşmediği belirtiliyor. Bu kapsamda bir alt komisyonun kurulması, uzmanların hazırlaması ya da bir heyetin hazırlaması gibi farklı seçenekler masada.

Yaklaşık 10-15 gün sürmesi öngörülen bu yazım aşamasının ardından ortaya çıkan rapor TBMM Genel Kurulu'na sunulacak ve böylelikle yasal hazırlıklar aşamasına gelinmiş olunacak.

Bu arada MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Türkgün gazetesine Salı günü verdiği demeç de DEM Parti yetkilileri tarafından genel olarak olumlu karşılanmış durumda. Bahçeli, "Terörsüz Türkiye milli ve tarihi bir hedeftir. Hedefle ilgili taviz, tehir veya en küçük tereddüt asla söz konusu değildir. Ok yaydan çıkmıştır. Gemiler yakılmıştır. Kararlığımız aşınmaz ve tartışılmaz düzeydedir" ifadelerini kullanmıştı.

DW Türkçe'ye konuşan DEM Parti'den üst düzey bir yetkili "Devlet Bey'in duruşu en sağlam duruş. Röportajı toplam olarak ele aldığımızda bir kez daha kararlılığını görüyoruz. Yani geri dönülmez bir yola girdik, bunu başarmak zorundayız diye bir irade var. Bu konuda sağa sola savrulan, kararsız olan, imtina eden herkes açısından önemli mesajlar var" yorumu yapıyor.

Bahçeli Türkgün gazetesine dün verdiği demeçte ise Cumhur İttifakı olarak al-ver pazarlığı içinde olmadıklarını söylerken, "Farklı saik ve sebeplerle aldanıp kandırılan, fakat suça karışmamış, silahlı bir eylemde bulunmamış kim varsa gelip ailesiyle kucaklaşmalı. Türkiye Cumhuriyeti haşmetlidir, bunun yanında şefkatlidir. Biz hep birlikte Türkiye'yiz, hepimiz Türk milletiyiz" dedi.

Mesut Yeğen: Süreç enfekte olmaya açık

Peki süreçte bir yıl geride kalırken gelinen nokta neresi?

Prof. Dr. Mesut Yeğen, PKK'nin feshi, silahsızlanma, Öcalan ile görüşme gibi adımların önemsiz olmadığı ancak halen bu yapılanların süreci güvenli bir limana çıkarmadığı görüşünde.

"Yani net bir manzara olduğunu söylemek mümkün değil" diyen Yeğen, bu belirsiz ortamın oluşmasındaki bazı unsurları şöyle sıralıyor:

"Öncelikle süreç dediğimiz şey yani Kürt meselesinin hukuk ve siyaset zeminine çekilmesi, silahtan arındırılması işi çok büyük bir iş ve görebildiğim kadarıyla işin büyüklüğü aktörlerin hepsi tarafından kavranmış değil ve hazırlığı da yapılmış gibi görünmüyor. Yani aslında çözüme hazır gibi görünmüyor Türkiye toplumu ve siyasi aktörler."

Yeğen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP'nin siyasi liderlik olarak süreci çok sahiplenmediğine dikkat çekerek, bunun da kamuoyunda bir tereddüt yarattığını söylüyor.

Bu durum nedeniyle CHP gibi aktörlerin de hevesle bu işin içine giremediğini ve dolayısıyla ortaya kamuoyunun destek açığının çıktığını belirten Yeğen, şu değerlendirmeyi yapıyor:

"Devlet ve hükümetin başta söylediği gibi 'pazarlık yok, müzakere yok, silah bitecek, bu iş hallolacak, kardeş olacağız' söylemini duymak birçok insanın hoşuna gidiyor olabilir ama bunun böyle olmayacağı tahayyül de edilebiliyor. Ama ne olacağı belli değil. Yani ne çıkacak buradan? Suriye'de ne olacak, Türkiye'de Kürtler ne alacak ya da ne almayacak? Bütün bu belirsizlik de bence sürece dair kuşkuyu artırıyor."

Bu arada Yeğen halkın ana gündem maddelerinin süreçten daha çok ekonomi ve diğer meseleler olduğuna da işaret ederek, CHP üstündeki iktidar baskısını da süreci olumsuz etkileyen bir diğer faktör olarak görüyor ve şunları söylüyor:

"Bütün bunları toparlarsak; bence bu süreç enfekte olmaya hakikaten çok açık. Son günlerdeki işte CHP'nin heyete üye vermemesi, sonra PKK'den gelen açıklamalar şunu gösteriyor ki; halen bir böyle sanki ip üzerinde yürüyoruz. Yani iki tarafa da gidilebilir; başladığımız yere de dönebiliriz ama karşıya da geçebiliriz hali ortaya çıkıyor."

Yaz ayları boyunca gündemde olan Öcalan'a gidip gitmeme kararı komisyonun üye tam sayısının beşte üç nitelikli çoğunluğunun oyuyla alınmıştı. 21 Kasım'da basına kapalı yapılan oturumda CHP salondan ayrılırken; AK Parti, MHP ve DEM Parti ile TİP ve EMEP "Evet" oyu kullanmıştı. CHP ve Yeniden Refah'ın katılmadığı oylamada DP, DSP, Hüda Par "ret" oyu vermiş, Yeni Yol grubundan iki kişi "çekimser" oy kullanmıştı.

CHP-DEM Parti arasında ipler daha da gerilir mi?

CHP'nin İmralı heyetine katılmaması DEM Parti ve süreci destekleyen kesimler tarafından eleştirilirken, CHP ile DEM Parti arasındaki gerginlik yeni açıklamalarla sürüyor.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel geçen hafta sonu CHP kurultayındaki konuşmasında "Herkesi bizi değil, kendi varlıklarını ve çok partili rekabeti savunmaya davet ediyoruz. Herkesi canı istediğinde 'Şu parti kapatılsın, kapatmıyorsa Anayasa Mahkemesi de kapatılsın' diyenlerin demokratlığını hatırlamaya davet ediyorum. Bir Stockholm Sendromu'na kapılmamaya, dün elinden zor kurtulduğumuz celladımıza aşık olmamaya davet ediyorum" demişti.

Özel son verdiği demeçte ise DEM Parti'yi doğrudan hedef almadığını söyleyerek "Hangi siyasi parti olursa olsun diye başladım cümleme zaten. AKP'nin MHP'nin Kürt seçmenlere neler yaptığını anımsattım sadece. Alınganlık göstermişler. Canları sağ olsun. Tülay (Hatimoğulları) Hanım'ın da dediği gibi muhalefet partisinin muhalefet partisiyle bu tür tartışmalar yaşamasını doğru bulmam. O nedenle bu tartışmayı sürdürecek değilim" dedi.

DEM Parti yetkilileri bu açıklamaya karşı tepkilerini saklamazken, yine de CHP ile ilişkileri daha da kötüleştirme niyetinde olmadıklarının da işaretini veriyor. DEM Partili bir yetkili iki farklı siyasi parti olarak birbirini eleştirmenin mümkün olduğunu ancak acılı bir halka bu sözleri sarf etmenin doğru olmadığını belirterek, şunları söylüyor:

"Bizim derdimiz CHP ile polemik yaratmak, ona muhalefet etmek değil. Muhalefet, muhalefete muhalefet etmemeli. Ama bazı sözler toplumun travmalarını tetikliyor. Bunlara gerek yok. Biz cellatlardan cellat mı beğenelim yani? Biz cellatlardan tümüyle kurtulmak istiyoruz. Dün bana cellat olan, bugün sana cellat."

Prof. Dr. Yeğen de pratik olarak hem CHP'nin hem DEM Parti'nin Türkiye'de seçimler söz konusu olduğunda bir iktidar değişikliği isteniyorsa birbirlerinin yanında kalmaları gerektiğini bildiklerini söyleyerek, öte yandan bu sürecin gerekliliklerinin iki partiyi ayrı yerlere itmekte olduğuna işaret ediyor.

Yeğen bir sonraki seçime kadar bu gerilimlerin yaşanmaya devam edilebileceğini belirtiyor ve Erdoğan'ın 2028'e kadar DEM Parti ve Kürt seçmenlerine bir şekilde seçim anında "Erdoğan kalırsa işler daha iyi olacak" izlenimi vermeye çalışacağı öngörüsünde bulunuyor. Ancak Yeğen'e göre bu stratejiyi hiçbir şey vermeden, adım atmadan seçime kadar sürdürmek de zor ve bu nedenle bazı yasal adımları da atmak durumunda kalacak.

 

 

Bu haber toplam 1 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 10:42:20