Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü: 'Üniversitenin Rojin Kabaiş Olayında Bir Sorumluluğu Yok'

Rojin Kabaiş’ın şüpheli ölümüyle ilgili soruşturma sürerken, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli sessizliğini bozdu. Şevli, “Üniversitemiz üzerine düşeni yaptı, kurumumuzun bu olayda bir ihmali veya sorumluluğu yok” dedi.

21 Ekim 2025 - 09:05
21 Ekim 2025 - 09:05
 0
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü: 'Üniversitenin Rojin Kabaiş Olayında Bir Sorumluluğu Yok'

 

27 Eylül 2024’te kaybolduktan 18 gün sonra Van Gölü kıyısında cansız bedeni bulunan Rojin Kabaiş’ın ölümüyle ilgili belirsizlikler sürüyor. Kabaiş’ın ölüm nedeni ve olayın nasıl gerçekleştiğine ilişkin soruşturmanın ilerlememesi kamuoyunda tepkilere yol açarken, dosya yeniden gündemin üst sıralarına taşındı.

Bu süreçte, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi yönetiminin ve özellikle Rektör Prof. Dr. Hamdullah Şevli’nin tutumu da tartışma konusu oldu. Gazetecilerle bir araya gelen Şevli, hem eleştirilere hem de üniversitenin olaydaki rolüne ilişkin soruları yanıtladı.

“Üniversitemiz Üzerine Düşeni Yaptı”

Rektör Şevli, üniversitenin olayla ilgili kapsamlı bir iç soruşturma yürüttüğünü belirterek, kurumlarına yöneltilen suçlamaları reddetti.

“Üniversitemiz bu süreçte üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirdi. Herhangi bir ihmal ya da sorumsuzluk söz konusu değil,” diyen Şevli, kampüs içindeki güvenlik eksikliklerinin de büyüklükten kaynaklandığını ifade etti.

“Kampüsümüz on bin dönümden fazla bir alanı kapsıyor. Her noktanın gözetlenmesi teknik olarak mümkün değil,” dedi.

“Akıntı Araştırması Bakanlık Yetkisinde”

Rojin Kabaiş’ın cansız bedeninin bulunduğu noktayla kaybolduğu yer arasındaki mesafe ve Van Gölü’ndeki akıntı yönleri kamuoyunda en çok tartışılan konulardan biri. Bu konuda neden araştırma yapılmadığı sorusuna Şevli, yetkinin bakanlıkta olduğunu belirterek yanıt verdi:

“Bu tür bilimsel araştırmaların yetkisi bakanlığa aittir. Bakanlık, Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden bir ekip getirerek inceleme yaptırdı. Raporun içeriğine ilişkin bilgimiz yok.”

“İntihar Telkini ve Otopsi İddiaları Gerçeği Yansıtmıyor”

Şevli, Kabaiş’ın ailesine “intihar” yönünde telkinde bulunduğu ve otopsiye katıldığı yönündeki iddiaları da reddetti.

“Cenazenin bulunduğu sırada ambulansta değildim. Böyle bir telkinde bulunmadım, otopsiye de girmedim,” dedi.

Bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını, Van Tabipler Birliği’nin de aynı yönde açıklama yaptığını vurguladı.

“Bazı Çevreler Meselenin Üzerinden Siyaset Üretiyor”

Üniversitenin kamuoyunu bilgilendirmede yetersiz kaldığı eleştirilerine değinen Şevli, yapılan açıklamaların göz ardı edildiğini savundu:

“Biz açıklamalarımızı yaptık, ancak bunlar görülmedi. Bu meselede bazı çevrelerin kasıtlı yönlendirmeleri olduğunu düşünüyorum,” ifadelerini kullandı.

Öğrencilerle görüşme talebine yanıt vermediği iddialarını da reddeden Şevli, “Ben görüşmeye hazırdım, ancak öğrenciler gelmek istemedi,” dedi.

DNA Bulguları Yeni Soru İşaretleri Yarattı

Rojin Kabaiş dosyasında Adli Tıp Kurumu, genç kadının bedeninde iki farklı erkeğe ait DNA bulunduğunu açıklamıştı. Ancak bu DNA örneklerinin kimlere ait olduğu ve olayla ilişkileri açıklanmadı.

Bu gelişme, soruşturmadaki belirsizlikleri derinleştirirken, kamuoyunda “dosyanın karartıldığı” yönündeki şüpheleri güçlendirdi.

Kabaiş ailesi ve kadın örgütleri, soruşturmanın şeffaf yürütülmesi ve gerçeklerin ortaya çıkarılması için çağrılarını sürdürürken, Van’daki yerel otoritelerin “intihar” yönündeki ısrarlı tutumu eleştirilmeye devam ediyor.

 

Bu haber toplam 488 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 11:06:40