Akdeniz rotası: Çocuklar tek başına ölümcül yolculukta

Arama-kurtarma gönüllüleri alarmda: Her zamankinden fazla sayıda çocuk ve genç, tek başına dünyanın en tehlikeli rotalarından Akdeniz'i geçip Avrupa'ya ulaşmaya çalışıyor.

25 Ekim 2025 - 14:52
25 Ekim 2025 - 14:52
 0
Akdeniz rotası: Çocuklar tek başına ölümcül yolculukta
SOS Humanity gönüllüleri tarafından kurtarılan küçük bir çocuk/ Fotoğraf: Pietro Bertora

"Eğer başka bir yol olsaydı, hiç kimse hayatını denizde riske atmazdı. Ama başka bir çözüm yok. Bu yüzden hayatımızı tehlikeye atıyoruz."

Bu sözler, deniz kurtarma örgütü SOS Humanity tarafından kurtarılan Gineli 15 yaşındaki bir çocuğa ait. Reşit olmayan çocuk, Akdeniz'i tek başına geçmeye çalışırken boğulma tehlikesi yaşamıştı.

Berlin merkezli sivil toplum örgütü, 10 yılı aşkın süredir boğulma tehlikesi geçiren göçmenleri kurtarmaya yönelik çalışmalar yürütüyor. Ancak örgüt, son dönemde giderek daha fazla sayıda çocuk ve gencin Libya veya Tunus'tan kapasitesinin üzerinde dolu ve denize dayanıksız botlarla tek başına yola çıktığını aktarıyor. Kurtarılanların yaklaşık beşte birinin reşit olmadığı belirtiliyor.

Psikolog Esther, Kasım ve Aralık 2024'te gönüllü ruh sağlığı görevlisi olarak "Humanity 1" gemisinde görev yaptı. O dönem altı farklı teknelerden toplam 347 kişiyi kurtardıklarını, bunların 43'ünün refakatsiz ve hem fiziksel hem de psikolojik olarak son derece yorgun gençler olduğunu anlatıyor:

"Bu çocuklar günlerce, gecelerce yemek ve su olmadan denizde kalmıştı. Çoğu susuzluktan bitkin düşmüş, deniz tutmasından dolayı güçsüzdü. Bazıları yakıtla karışık tuzlu suya maruz kaldıkları için vücutlarında ciddi yanıklar oluşmuştu. Maalesef pek çoğunda uyuz ya da benzeri cilt hastalıkları vardı, çünkü uzun süre Libya'daki kamplarda tutulmuşlardı. Hepsi duygusal olarak da tamamen tükenmiş durumdaydı."

Libya'daki kamplarda insanlık dışı koşullar

Esther'in anlattığına göre, Akdeniz'de yakalanıp Libya'ya geri gönderilen çocuklar ve gençler, kamplarda son derece ağır koşullarda tutuluyor. Avrupa Birliği ile milyonlarca euro değerinde yapılan sınır koruma anlaşması çerçevesinde göçü durdurma görevi verilen Libya, yıllardır ciddi insan hakları ihlalleri nedeniyle eleştiriliyor.

"Gençler bana cinsel şiddet, işkence, çocuk işçiliği, insan ticareti ve yakınlarını kaybetme hikâyelerini anlattılar. Bazıları işkence izlerini gösterdi, kollarında, bacaklarında yaralar vardı. Kamplarda çekilmiş fotoğraf ve videoları da gösterdiler, kelepçelenmiş, dövülmüş hallerini," diyor Esther.

Akdeniz'de 3 bin 500 çocuk kayboldu ya da öldü

Kamplardan kaçmayı başaran çocukları ise denizde yeni bir ölüm riski bekliyor. Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu (UNICEF) verilerine göre, son on yılda Akdeniz'in orta rotasında İtalya'ya ulaşmaya çalışan yaklaşık 3 bin 500 çocuk yaşamını yitirdi veya kayboldu. Bu, on yıl boyunca her gün en az bir çocuğun denizde öldüğü ya da kaybolduğu anlamına geliyor.

Bu nedenle SOS Humanity, Avrupa Birliği'nin Libya ve Tunus'la yürüttüğü işbirliğine derhal son verilmesi çağrısında bulunuyor.

Örgütün genel müdürü Till Rummenhohl, DW'ye yaptığı açıklamada şöyle diyor:

"Son on yılda mülteciler arasındaki çocukların oranı sürekli artıyor. İtalya'ya ulaşanların yaklaşık beşte biri çocuk. Bizim kurtardıklarımız arasında bu oran çoğu zaman üçte birin üzerinde. Geçenlerde tamamı 120 refakatsiz çocuktan oluşan bir botla karşılaştık. Hepsi panik halindeydi, Libya sahil güvenliğinden korktukları için denize atlamışlardı."

USAID'in kapatılması durumu daha da ağırlaştırabilir

SOS Çocuk Köyleri Dünya Başkanı Lanna Idriss, giderek daha fazla çocuğun bu tehlikeli rotayı seçmesinin önümüzdeki dönemde artabileceği uyarısında bulunuyor. Nedeni: ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, ülkenin kalkınma yardımı ajansı USAID'i (ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı) kapattı.

Tıp dergisi The Lancet'te yayımlann bir araştırmada, bu kararın önümüzdeki beş yılda 14 milyon ek ölüme, bunların arasında 5 milyon çocuğun kaybına yol açabileceğini öngörülüyor. Almanya da kalkınma yardımı bütçesini yaklaşık bir milyar euro azalttı.

"Bu bizi kısır bir döngüye sürüklüyor. Sonuçta daha fazla çocuk Avrupa'ya gitmeye çalışacak" diyen Idriss örnek olarak Somali'yi veriyor:

"Somali'nin yüzde 80'i USAID yardımlarına bağımlıydı. Geçen yıl orada 4,5 milyon çocuk ve gence ulaşabiliyorduk, bu yıl sayı 1,3 milyona düştü. Neden? Çünkü bu çocuklara destek veren kamplar yazdan beri boş."

BM Çocuk Hakları Sözleşmesi özel koruma öngörüyor

DW'nin görüştüğü Berlinli avukat Vera Magali Keller, insani yardım kuruluşlarına hukuki destek sağlayan bir büroyu yönetiyor. Keller, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin açık olduğunu hatırlatıyor:

"Denizde kurtarılan çocuklar ve gençler öncelikle tahliye edilmeli ve korunmalıdır. Avrupa'daki bazı ülkelerde çocuklara, özel kalma hakkı ve aile birleşimi imkânı tanınıyor. Örneğin İtalya'da bu hak çoğu zaman 18 yaşına kadar geçerli. Çocuklar, yetişkinlerden ayrı yerleştirilmeli ve özgürlüklerinden yoksun bırakılmamalıdır."

Alman hükümeti sivil deniz kurtarma desteğini kesti

SOS Humanity, 2026 yılında Akdeniz'de ikinci bir deniz kurtarma gemisini görevlendirmeyi planlıyor. Bu gemi, özellikle Tunus açıklarında göçmen botlarını tespit etmek ve insan hakları ihlallerini belgelemekle görevli olacak. Ancak bu faaliyet artık yalnızca bağışlarla sürdürülebilecek, zira Alman hükümeti, yılda 2 milyon euroluk kamu desteğini sona erdirdi.

Avukat Keller, geleceğe dair kaygılı olduğunu dile getiriyor:

"Mevcut siyasi ve yasal gelişmeler ışığında olumlu bir tablo görmüyorum. Sivil deniz kurtarma faaliyetlerinin ve mültecilere yönelik dayanışmanın kriminalize edilmesi riski giderek artıyor. Avrupa'da mülteciler için zaten yetersiz olan koruma ve barınma standartlarının daha da kötüleşeceğini düşünüyorum." (DW)

 

Bu haber toplam 265 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 17:58:14