Batılı diplomatlar: 'İsrail’in İran’a Kısa ve Yoğun Saldırısı Bekleniyor'

İsrail’in olası bir saldırısı kısa ve yoğun olacak, ancak stratejik olarak sınırlı etkiye sahip olacak. İran, nükleer ve balistik programlarını sürdürmeye kararlı ve Washington ile Tahran arasında bir nükleer anlaşma sağlanamazsa çatışma riski artıyor.

7 Aralık 2025 - 09:46
7 Aralık 2025 - 09:46
 0
Batılı diplomatlar: 'İsrail’in İran’a Kısa ve Yoğun Saldırısı Bekleniyor'

Avrupa diplomatlarına göre, İsrail önümüzdeki yıl İran’a saldırabilir; bu, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminden onay alınmasa bile gerçekleşebilir. “Al-Monitor” sitesinin aktardığına göre, diplomatlar, Haziran ayında İsrail ve ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine verdiği zararlara ve İsrail’in İran ordusu ve hava savunma sistemleri karşısındaki belirgin askeri üstünlüğüne rağmen, Tahran’ın nükleer hedeflerinden ve balistik füze programından vazgeçmeye niyetli olmadığını belirtiyor.

Bir Batılı diplomat, saldırının kısa ve yoğun olacağını, ancak nihai olarak stratejik anlamda etkisiz kalacağını ifade etti. Diplomat, İran’ın bir önceki saldırıda olduğu gibi roketlerle karşılık vereceğini ve bu durumun İsrail ile İran arasındaki stratejik dengeleri köklü olarak değiştirmeyeceğini söyledi.

Haziran ayındaki operasyon, güç dengesinde gerçek bir değişim yaratmıştı; yeni bir saldırı bu durumu değiştirmeyecek. ABD yönetimi, İsrail’in olası bir İran saldırısına odaklanmak yerine, Trump’ın Gazze planının ikinci aşamasına yoğunlaşıyor.

Ancak nükleer anlaşma sağlanamaz ve Tahran, uranyum zenginleştirmeyi yeniden başlatır veya balistik kapasitesini artırırsa, İsrail önümüzdeki 12 ay içinde harekete geçebilir.

Tel Aviv’deki Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü’nden Raz Zemit, Haziran savaşından sonra oluşan durumun son derece istikrarsız olduğunu ve her iki tarafın da çatışmayı yönetmekte olduğunu, ancak bu durumun ne kadar süreceğine dair garanti olmadığını söyledi.

Zemit, İsrail’i endişelendiren iki senaryonun olduğunu belirtti: biri yanlış hesaplama, diğeri ise Tahran’ın uranyum zenginleştirmeye başlaması. Özellikle uranyum zenginleştirme veya nükleer silah geliştirme çabaları, İsrail’in askeri bir yanıtını tetikleyebilir.

Zemit’e göre, ABD ile İran arasında bir nükleer anlaşma sağlanmazsa, çatışma olasılığı zamanla artıyor. İran ise hava savunmasını yeniden inşa ediyor, füze kapasitesini güçlendiriyor ve nükleer tesislerini koruyor. Bu durum altı ay veya bir yıl boyunca İsrail’in müdahalesi olmadan sürebilir.

İran’da ekonomik yaptırımlar etkisini gösterirken, ülke uranyum zenginleştirme hakkını savunuyor. Lider Ali Hamaney, ABD’nin güvenilir bir ortak olmadığını belirterek müzakerelere şüpheyle yaklaştı.

İsrail açısından herhangi bir ABD-İran anlaşması üç önemli şartı içermeli: uranyum zenginleştirme oranının %3,67’yi geçmemesi, uluslararası denetimin sağlanması ve 60% oranında zenginleştirilmiş 408 kilogram uranyumun durumu. Bu talepler karşılanmazsa İsrail, anlaşmayı desteklemeyecek.

Zemit, ABD’nin acele etmediğini ve Trump’ın nükleer programın artık tehdit oluşturmadığını düşündüğünü belirtti. ABD’nin uranyum zenginleştirme ve balistik program konusundaki talepleri, İran tarafından kabul edilemez bulunuyor ve bu nedenle Tahran, İsrail’in beklentileri kadar taviz vermeyecek.

Bu haber toplam 1154 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 13:50:39