Cenevre’de Azınlıklar Konferansı: Uluslararası Platform, Federalizm Tartışmaları ve İsrail Gölgesi

BM Cenevre Ofisi’nde düzenlenen toplantı, Suriye’deki azınlıkların ilk kez bağımsız bir platformda ortak sesini duyurmasına sahne oldu. Katılımcılar, adil temsil, uluslararası koruma ve federalizm talep ederken; toplantının İsrail’in “azınlıklar ittifakı” söylemiyle kesişmesi dikkat çekti.

18 Eylül 2025 - 09:25
18 Eylül 2025 - 09:25
 0
Cenevre’de Azınlıklar Konferansı: Uluslararası Platform, Federalizm Tartışmaları ve İsrail Gölgesi

Geçen hafta Birleşmiş Milletler’in Cenevre’deki merkezinde düzenlenen özel bir oturumda Suriyeli azınlık temsilcileri dünyaya seslendi. Suriyeli-Alman aktivist Rawan Osman’ın koordinasyonunda gerçekleşen toplantı, Mart ayında kurulan “Azınlıklar Komitesi”nin siyasi çatı olarak öne çıkmasıyla, Suriye azınlıklarının ortak bir platformda buluştuğu ilk bağımsız girişim olarak tanımlandı.

Toplantıda farklı toplulukların temsilcileri dikkat çekici mesajlar verdi. Aktivist Muna Ghanem, Avrupa’nın azınlık sorununu federalizm ve birlik modelleriyle aştığını hatırlatarak, Suriye’nin geleceğinin de adil bir azınlık çözümüne bağlı olduğunu söyledi. Alevi şeyhi Ghazal Ghazal, uluslararası topluma seslenerek sahil bölgesindeki Alevilerin “yavaş bir soykırıma” maruz kaldığını dile getirdi. Dürzi temsilciler Wail Maghribi ve Nours Saghbini, Süveyda’da sivillere yönelik saldırıları “soykırım ve etnik temizlik” olarak nitelendirdi ve acil uluslararası koruma çağrısı yaptı. Kürt temsilci Sherwan İbrahim, çözümün “merkeziyetçi değil, vatandaşlığa dayalı kapsayıcı bir ulusal proje” olduğunu vurguladı. Êzidî temsilci Mimi Hassan ise “federalizmin veya herhangi bir adem-i merkeziyetçi modelin, azınlıkların haklarının tek güvencesi olduğunu” söyledi.

Konferansın perde arkasına ilişkin bilgi veren Osman, etkinliğin Temmuz ayında Süveyda’da yaşanan saldırılar sonrası planlandığını, ancak BM İnsan Hakları Konseyi oturumları nedeniyle Eylül’e ertelendiğini aktardı. Osman, bazı temsilcilerin ailelerinin Suriye’de zarar görme korkusu nedeniyle katılmaktan çekindiğini söyledi. Katılımcıların etkinlik sonrası Amerikalı, İngiliz, Fransız diplomatlarla ve Kızılhaç temsilcileriyle görüştükleri, ayrıca İsrail’in BM Büyükelçisiyle de temas kurdukları ifade edildi.

Bu durum, konferansın zamanlamasıyla ilgili soru işaretlerini de gündeme getirdi. Çünkü İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar geçen Eylül’de, “bölgedeki azınlıkların birlikte hareket etmesi gerektiğini” vurgulamış, özellikle Kürtler ve Dürzilerden bahsetmişti. Bu söylem, İsrail’in 1950’lerde Ben Gurion tarafından geliştirilen “çevre doktrini”ni yeniden hatırlattı. Tarihsel olarak İsrail, Irak Kürtleriyle 1960’lardan itibaren ilişkiler geliştirmiş, Lübnan’daki Marunileri desteklemiş ve Filistin içindeki Dürzileri müttefik olarak görmüştü.

Aynı dönemde, İsrailli gazeteci Edi Cohen’in Ekim ayında Tel Aviv’de “Suriye ve Irak’ta Azınlıkların Geleceği” başlıklı bir konferans düzenleneceğini duyurması, konunun bölgesel gündemde giderek öne çıktığını gösterdi. Osman ise Cenevre toplantısının bu girişimden bağımsız olduğunu özellikle vurguladı.

Sonuç olarak, Alevilerden Kürtlere ve Êzidîlere kadar Suriyeli azınlıklar, Esad sonrası dönemde uluslararası koruma ve yeni anayasal güvenceler talep ederek kendilerine yeni bir siyasi alan açmaya çalışıyor. İsrail ise bu süreci, tarihsel “azınlıklarla ittifak” stratejisini canlandırmak için bir fırsat olarak görüyor. Bu girişimlerin azınlıklara gerçek bir koruma mı sağlayacağı, yoksa onları yeni bir bağımlılık ilişkisine mi sürükleyeceği ise hâlâ yanıtı belirsiz bir soru.

 

Bu haber toplam 284 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 10:25:49