Millet ittifakı sayın adayı Kürt sorunu çözümü için meclisi adres göstermesi doğru olsa bile beraberinde çok sayıda kuşku ve soru işareti getiriyor.
Dilde eşitlik, Eğitimde eşitlik, Statüde eşitlik, Yönetimde eşitlik ve Anayasal eşitlik talepleri yani hak ve hukukta eşitlik talebini meclis nasıl sağlayabilir?
Bunun için mevcut hangi ittifakın bir yol haritası var?
Bunun için mevcut siyasi partiler HDP dahil hangi Parti\'nin programında bu talep yer alıyor?
Anayasanın ilgili maddelerinin değişmesine bugüne kadar karşı çıkmış, karşı çıkan siyasi partiler millet ittifakı koalisyonu çatısı altında bir araya gelmişler.
Bunlar: Irkçı Milliyetçiler, Muhafazakârlar, Liberaller, Radikal Solcular, Dinciler, Demokratlar, tekçi Ulusalcılar Radikal Demokratikçiler, kısaca her İdeoloji ve anlayıştan, radikallerin, uzlaşmazların, zıtların koalisyonudur.
Cumhur ittifakına dahil olan siyasi partiler de mevcut siyasi ideolojik durumu bu konuda millet ittifakına yakın bir çizgiye geldi.
Anayasanın ret, inkâr ve imhacı maddeleri değişmeden Kürd halkının doğuştan gelen hak ve hukukta eşitlik sorunu çözülmez. Mevcut ittifakların kendi içinde Anayasayı değiştirme, çoğulcu, çağdaş, farklılıkların hak ve hukukta eşitliğine dayalı bir anayasa yapma mutabakatı henüz yok ve kendi aralarında mutabakat olmadığı sürece konu sadece seçime yönelik olabilir ve sözde kalacak gibi görünüyor.
Kürd halkını temsil ettiğini iddia eden ve varlığını Kürd halkına borçlu olan HDP ve benzeri siyasi partilerin duruşu da Kürd halkının doğuştan gelen haklarını temsil etmiyor.
Yetersiz bir programa ve yanlış bir siyasi duruşa, yanlış siyasi ilişkilere sahipler. Şayet evrensel değerler literatüründe yer alan haklı meşru ulusal statü talebini programına almış olsaydı, şayet buna dayalı bir siyasi İdeolojik duruşa sahip olsaydı her şey çok farklı olacaktı.
İktidar mücadelesi veren Türk siyasi partileri arasında bir tarafa destek bir tarafa düşmanlık yapmazdı. Buna gerek kalmadan Kürd halkının hâk ve hukukta eşitliğine dair çözüm koşullarını müzakere masasına koyardı.
Ve her hangi bir ittifak çözümü kabul ettiği ve güvence altına aldığı taktirde tarafını belirlerdi. Böyle bir şey olmadı, masada Kürd halkının evrensel değerler literatüründe yer alan haklı meşru ulusal statü talebi ile ilgili hiçbir şey yok, halkımıza bir hayal satıyorlar, her zaman olduğu gibi karşılığı olmayan bir hayaldir.
Hâlbuki süreç halkımızın lehinde idi, iktidar olmak isteyen taraf halkımızın desteği olmadan iktidara gelemez. Maalesef bu süreç doğru değerlendirilmedi, bu süreç halkımız açısından boş işler uğruna tüketiliyor.
Bunları bilmeden değil elbette gayet bilinçli olarak yaptıklarını düşünüyorum.
Amaç Kürd halkının evrensel temel değerlere göre hâk ve hukukta eşitliği değildir. Burada esas hedef çok uzun zamana yayarak Kürd halkını anlamsız bir şeylerle meşgul etmek olabilir.
Bütün yapılanları çözümlemeye çalışıyorum iyi niyetli bir siyaset olmadığını, kasıtlı ve art niyet taşıdığı tespit ediyorum.
Kürdçe bir deyimle yazıyı sonlandıralım, \"Diz û malxwê dibinê êk Ga kulekê de derinin û di dizin\" yani hırsız ile ev sahibi bir olup öküzü küçük pencereden çalıyorlar. Kısaca siyasi İdeolojik hile oyun ve entrika almış başını gidiyor, bunun tek çözümü halkımızın dar radikal solcu ve dinci İdeolojik çağdışı siyasetlerden kurtulma bilincine ulaşmasıdır. Aksi takdirde Türklerin radikal sol partilerine, Türklerin iktidar mücadelesi veren taraflarına basamak ve payanda olmaktan kurtulamazlar.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.