Öcalan'ı Bahçeli Bile Anladı Ama Hala Kürdlerin Bir Kesimi Anlamadı

''Öcalan'ı ne dediğini, ne istediğini en iyi anlayan Devlet Bahçeli’dir. Bahçeli’nin anladığı Öcalan'ı ve ne yapmak istediğini kendisinin de belirttiği gibi Kürdlerin belli bir kesimi hala anlamadı.''

5 Kasım 2025 - 12:22
5 Kasım 2025 - 12:22
 0
Öcalan'ı Bahçeli Bile Anladı Ama Hala Kürdlerin Bir Kesimi Anlamadı

İmralı'ya giden DEM Parti heyetine yaptığı açıklamada Öcalan "Kürd olgusu tüm boyutlarıyla ile cumhuriyetin yasallığına dahil edilmelidir" diye buyurmuş.

 "Kürd olgusu cumhuriyetin yasallığına dahil edilmelidir" demek ile anlatmak istediği 24 anayasası ve sonra değiştirilen her anayasa etnik kökeni farklı olanları yok sayan tekçi anlayışı yasal hale getirilmesidir.

Cumhuriyet ile birlikte oluşturulan yasalarla ve yasal olmayan uygulamalar ile Kürdlerin ulusal hakları inkar edildi.

 "Kürd olgusunun cumhuriyetin yasallığına dahil edilmelidir." diyen Öcalan yasal ve yasal olmayan uygulamalar ile  yüzyıldır uygulanan inkar siyasetinin devamını ikinci yüzyıl için de istiyor.

Kürd'ler anayasanın değişmez denilen ilk dört ve 66. maddesini (Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'ür) doğumları ile birlikte kendilerine  verilen nüfus cüzdanları ile  cumhuriyet yasalarına nasıl bağlandıklarını çok iyi biliyor.

Ulusal haklardan, eşitlikten söz edildiğinde de "Türkiye de Kürdler millet vekili dahil her şey olabiliyor, daha ne istiyorsunuz?" deniyor. Doğru, Türkiye’de Kürd'ler millet vekili dahil her şey olabilir. Ancak bununda şartı var. Yeterli oyu alsa bile Türkiye'de millet vekili olabilmek için şart koşulan "Türk milletinin kayıtsız şartsız egemenliğine bağlı kalınacağına" dair yemini  inansın ya da inanmasın milletvekili olabilmek için TBMM'de okumak zorundadır.

Çok partili sistem sonrasında da tekçi anlayış değişmedi. "Kürd realitesi tanıyoruz”, AB’nin yolu Diyarbakır'dan geçer”, “Baldıran zehiri içerim" gibi kulağa hoş gelen tatlı sözlere rağmen Kürdlerin ulusal hakları inkar edilerek Türkleştirilmek istendi.

Öcalan'ın İmralı'dan yaptığı açıklamalar ile yapılmasını istediği de bundan farklı bir şey değil. “Kürd olgusu tüm boyutları ile cumhuriyetin yasallığına dahil edilmeli" diyerek "Tek dil, tek kimlik ve tek ulus"  anlayışını farklı sözlerle tekrar ediyor.

Bir kere Öcalan’ın dediği gibi Kürd'ler "olgu” değildir. Türk'ler, Arap'lar ve Pers'ler gibi farklı bir ulustur.

Resmi ideoloji gibi Öcalan'da varlıklarını  inkar edilemediği Kürdleri "olgu" olarak değerlendirerek ulus ve halk olarak değil cumhuriyetin "Kürd asıllı" bireyler olarak kabul edilmesini istiyor. Söyledikleri gibi Kürdleri cumhuriyete ortak eden de yok.

Öcalan'ı "serok" kabul edenlerden daha iyi tanıyan Devlet Bahçeli TBMM'de oluşturulan "Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Dayanışma Komisyonu'ndaki milletvekilleri için "İmralı'ya gitsin" diyerek  Öcalan'ı onure ediyor.

Bir yıl önce 4 Kasım'da "İmralı ile Edirne itilafı çıkarmak, Öcalan ile Demirtaş'ın arasına nifak sokmak terörsüz Türkiye hedefini baltalamaktır." diyen Bahçeli bu gün "Ne Kandil, ne Edirne" diyerek muhatap alınması gerekenlerin İmralı'dan DEM'in atanmış kayyumlar ile sınırlı tutulmasını istiyor.

Dün dediklerinin tersine Bahçeli çok Öcalan, Kandil, Demirtaş ve DEM Parti'yi yönetenleri arasında kendisi ayırım yapıyor.

Öcalan, Kandil, Demirtaş ve DEM Parti'nin atanmış kayyumları arasında görüş farkı olduğunu Bahçeli dışında kimse iddia edemez.

Öcalan’ın Kürdleri nasıl aşağılayarak hor gördüğünü, bu güne kadar zorla uygulanan asimilasyon politikasının devamı için Demokratik Entegrasyon dediğini, içindeki Kürd düşmanlığını, Demokratik ulus yaratma iddiası ile Kürdleri asimile ederek Türklüğe entegre etme çabasını ve ulusal mücadeleye karşı kırmızı çizgiler çizerek aldığı pozisyonu ve gönüllü olarak üstlendiği görevi yine  en iyi kendisi anlatıyor.

Tek parti döneminde olduğu gibi Kürdlerin varlığını Öcalan'da inkar edemiyor. Kürdlerin varlığını inkar ederse o zaman Kürdler üzerinde yaratılmak istenen etkisini kaybeder ve savunduğu görüşler suya yazılan yazı gibi kaybolur. Kendisi de Demokratik Ulus, Demokratik Cumhuriyet, Demokratik Konfederalizm, Kapitalist Moderniteye karşı Ekolojik-Demokratik toplum  gibi eklektik mantık ile savunduğu ulus devlet çağının bittiği görüşünü Türk, Arap ve Fars'lar için değil sadece Kürd'ler için savunuyor. Oysa ulus devlet çağının bitmediğini dünya haritasına ve çizilen ulusal sınırlara bakarak en sıradan insanlar bile  anlayabilir. Bu görüşleri savunmasa Öcalan'dan geriye bir şey kalmadığı gibi kullanılan eleman olma özelliğini kaybedeceğini çok iyi biliyor.

Öcalan'ı ne dediğini, ne istediğini en iyi anlayan Devlet Bahçeli’dir. Bahçeli’nin anladığı Öcalan'ı ve ne yapmak istediğini kendisinin de belirttiği gibi Kürdlerin belli bir kesimi hala anlamadı.

Anlayıpta hala pesinden gidenlere, anlamamakta ısrar edenlere de bu saatten sonra söylenecek söz yok......

Adnan Güllüoglu


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Bu yazı toplam 1035 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 13:22:06