Newroz’dan Futbol maçlarına: Urmiye’de Kürt karşıtı ırkçılık nasıl körükleniyor?
Rojhılat’ın Urmiye kentinde son haftalarda oynanan futbol maçları, Kürtler ile Azeri Türkleri arasında derinleşen etnik gerilimleri yeniden su yüzüne çıkardı. Newroz kutlamalarından tribünlere taşan bu çatışma dili, yalnızca yerel milliyetçiliğin değil, aynı zamanda İran, Türkiye ve Azerbaycan’ın desteklediği devlet merkezli Türkçü ideolojinin bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Uzmanlara göre, Urmiye’deki olaylar, İran’ın “Batı Azerbaycan” politikasıyla şekillenen uzun vadeli Kürt karşıtı ayrımcılığın yeni bir aşamasını temsil ediyor.

Son haftalarda Urmiye’de oynanan birçok futbol maçı, Kürtler ile Azeri Türkler arasında yaşanan etnik çatışmalara sahne oldu. Maçların ardından yaşanan olaylar, bölgedeki karmaşık etnik ve dini meselelerin bir yansımasıydı.
Urmiye, Doğu Azerbaycan eyaletinde (Doğu Kürdistan veya İran’ın kuzeybatısı olarak da bilinir) yer alan, tarihi ve çok kültürlü bir metropoldür. Kürtler, Azeri Türkler, Ermeniler, Asuriler ve diğer etnik-dini azınlıkların yaşadığı kent, her zaman bu gruplar arasındaki gerilimlerin merkezi olmuştur.
Kürtler ve Azeri Türkler, şehirde ve çevresinde nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturmaktadır. Ancak politik güç ve nüfuz Azeri Türk nüfusu lehinedir. Kürtler ve diğer azınlıklar, İran devletinin ayrımcı politikaları altında sistematik biçimde dışlanmakta ve marjinalleştirilmektedir. Bununla birlikte, İran, Türkiye ve Azerbaycan devletlerinin desteklediği ve beslediği Türk aşırı milliyetçiliği de Kürtleri hedef almaktadır.
Ekim 2025’te şehirde oynanan ve sosyal medyada olduğu kadar politik alanda da büyük yankı uyandıran futbol maçları, Kürtlerin Urmiye’de maruz kaldığı devlet destekli ırkçılık, nefret söylemi ve ayrımcılığı bir kez daha gözler önüne serdi.
Kürt Takımının Zaferi ve Toplumsal Mesajı
10 Ekim 2025’te, Urmiye’nin en büyük stadyumu olan Bakeri Stadı’nda Kürt takımı Hoor Spor Urmiye ile Naft-e-Masjed Soleyman karşı karşıya geldi. Hoor Spor Urmiye, tanınmış bir Kürt restoranı tarafından finanse edilirken, Naft-e-Masjed Soleyman İran Ulusal Petrol Şirketi’ne aittir.
Maç kısa sürede bir futbol müsabakasının ötesine geçti. Taraftarlar Kürt kıyafetleri giydi, Kürtçe şarkılar söyledi ve “Bijî Urmiye” (“Yaşasın Urmiye”) gibi barışçıl sloganlar attı.
Stadyumda Kürt kıyafetleriyle yer alan kadınların takıma desteği, kadınların spor alanlarına girişinin yasaklandığı bir ülkede yeni bir gelişme olarak dikkat çekti.
Maç 0-0 sonuçlandı ancak Hoor Spor Urmiye penaltılarda 8-7 kazanarak büyük sevinç yarattı. Kutlamalar hem stadyumda hem de sokaklarda devam etti.
Bu sıradan bir maç değildi. Urmiye gibi bir şehirde Kürtlerin kendi kimliklerini ve varlıklarını temsil eden bir takımı desteklemek için bir araya gelmeleri, Amedspor veya Vanspor maçlarını andırıyordu.
Kürtlere Yönelik Nefret Kampanyası
Ancak Azeri Türk milliyetçileri olaya farklı tepki gösterdi. Araz News gibi medya organları ve Türkiye’de yaşayan Azeri Türk siyasetçi, aşırı milliyetçi bir örgüt olan GAMOH örgütünün sözcüsü Eliyar Makuyi gibi isimler, Kürtlere yönelik bir karalama ve nefret kampanyası başlattı.
Bu kampanyalarda Kürtler “terörist” ve “bölücü” olarak hedef gösterildi, “göçmen” ve “yabancı” olarak damgalandı. Bu söylem, yeni bir olgu değil; İran ve Türkiye’nin onlarca yıldır Kürtleri ülkenin toprak bütünlüğüne tehdit olarak gören propagandalarının devamı niteliğinde.
Üç gün sonra, 13 Ekim’de Azeri Türk takımı 90 Urmiye, İranlı takım Nasaji Mazandaran ile aynı stadyumda karşılaştı. Bu maç, Kürt karşıtı bir gösteriye dönüştü. Taraftarlar “Hasani, neredesin, Kürtleri idam et!” diye slogan attı. Bu slogan, Batı Azerbaycan Eyaleti'nde İran’ın dini liderinin temsilcisi olan ve 1979’daki Qarna Katliamı gibi olaylarda Kürtlerin katledilmesini teşvik eden radikal din adamı Gholamreza Hasani’ye atıfta bulunuyordu.
Azeri Türk kalabalık, stadyumda Türk aşırı milliyetçiliğinin sembolü olan “Bozkurt” işaretini yaptı. Bu sembol, Avrupa’daki bazı ülkelerde yasaklanmış ve aşırı sağcı/faşist bir işaret olarak tanımlanmıştır.
Aynı zamanda kalabalık, Suriye bayrağı taşıdı ve Türkiye’nin Afrin, Girê Spî ve Serêkaniyê’ye yönelik işgallerini öven sloganlar attı:
Bazı taraftarlar, Kürt lider İsmail Ağa Şikak’ın idam fotoğraflarını da taşıyarak, Kürtlere yönelik açık tehditlerde bulundu. Sosyal medyada bazı hesaplar da Türklere, Kürt işletmelerini boykot etmeleri ve Kürtlerle ticareti kesmeleri çağrısında bulundu.
Devletin Tepkisi: Irkçılara Değil, Eleştirenlere
İran devletinin bu tür olaylara tepkisi her zamanki gibi oldu: ırkçılığı eleştirenleri cezalandırmak. Kürtlere karşı nefret söylemini kınayan ılımlı Azeri Türk araştırmacı ve aktivist Şayan Huşyar, güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı.
İran yasaları “bölücülüğü” suç saymasına rağmen, Türk ve Azerbaycan yanlısı sloganlar, semboller ve Kürtlere karşı şiddet çağrıları görmezden geliniyor.
Türk ve Azerbaycan bayrakları açmak serbestken, barış ve birlikte yaşam çağrısı yapan Kürt vatandaşlar kovuşturmaya uğruyor.
17 Ekim 2025’te, Kürt takımı Ronahî Urmiye ile Qaraquyunlu Şahin Dejh arasında oynanan maçta Kürt taraftarlar önceki günlerde 90 Urmiye taraftarlarının attığı ırkçı sloganları protesto etti. Ronahî’nin galibiyetinden sonra kalabalık şehir merkezinde toplanarak ırkçılığı kınayan ve Simko Şikak’ı onurlandıran sloganlar attı.
Bazı Türk aktivistlerin kalabalığı fotoğraflayıp yetkililere bildirmesi, genç Kürtler tarafından provokasyon olarak görüldü ve gerginlik tırmandı.
Azeri medya ve milliyetçi gruplar ise olayları “Kürt terörü” ve “bölücülük” olarak yansıtarak nefret söylemini yeniden üretti.
Newroz’dan Futbola: Baskının Sürekliliği
Aynı dinamikler 2025 Mart’ında düzenlenen Newroz kutlamalarında da yaşandı. Urmiye’de Kürtler, Doğu Kürdistan tarihinin en büyük Newroz festivalini düzenledi; 80 ila 100 bin kişi Kürtçe şarkılar söyleyip halay çekti, Kürt kimliğini kutladı.
Ancak bu barışçıl kültürel etkinlik, Türk milliyetçilerini kışkırttı. Eski milletvekili ve Devrim Muhafızları komutanı Nader Kazıpur’un öncülüğünde sokaklara çıkan gruplar, ellerinde sopalarla “Heydar, Heydar” sloganları attı — bu slogan genellikle İran devletine bağlı dini-militer gruplar tarafından kullanılır.
Kürt karşıtı sloganlar atıldı, Molla Hasani ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan övüldü.
Yine, şiddet çağrısı yapanlar değil, hedef alınan Kürtler gözaltına alındı. Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu birçok Kürt yurttaş, Kürt kıyafetleri giydikleri veya sosyal medyada paylaşım yaptıkları gerekçesiyle sorgulandı.
Urmiye: İran’daki Etnik Gerilimlerin Mikrokozmosu
Bugün Urmiye, İran’daki daha geniş etnik gerilimlerin bir mikrokozmosu olarak duruyor. Kürt kimliği sistematik biçimde bastırılırken, Türk ve İran milliyetçiliği devletin seçici hoşgörüsüyle gelişiyor.
On yıllardır süren Kürt karşıtı politikalar sonucunda, kültürel, sportif ya da dilsel her türlü Kürt kimliği ifadesi politik bir suç olarak görülürken, Azeri Türk kimliği için aynı durum geçerli değil.
İran devleti, Urmiye gibi stratejik ve çok kültürlü bölgelerde toplumu kontrol etmek için “böl ve yönet” stratejisini sürdürmektedir.
Newroz kutlamaları, futbol maçları ve kültürel etkinlikler sırasında yaşananlar, Kürt halkına karşı İran ve Türkiye milliyetçiliği tarafından desteklenen sistematik bir ırkçılığın yalnızca yansımalarıdır.
-Gordyaen Benyamin Jermayi-
*Gordyaen Benyamin Jermayi, Doğu Kürdistan'ın Urmiye kentinde doğmuş, inşaat mühendisliği mezunu bir Kürt insan hakları aktivistidir. İran devletinin Doğu Kürdistan'daki ihlallerini belgeleyen bir insani yardım kuruluşunun üyesidir.
Son güncellenme: 17:25:50


































































































































































































