Aslında yaşanan bölgesel savaştır. Ortadoğu savaşıdır.
Hep diyorlardı ya “savaşların anası Ortadoğu’da olur”. Alın size Ortadoğu savaşı.
Ey siyasetçilerimiz Kürtler hedef alınarak sürdürülen Ortadoğu savaşını daha anlamdınız mı?
Görünüşe göre bölgedeki sömürgeci devletler İŞİD(DAIŞ)vebenzer kartları öne sürüyorlar.
Arap baharı çabuk bitti ve bölgesel savaşa dönüştü.
Afganistan’ı yani el Kaide ve Talabanı başta TC olmak üzere bölgenin sömürgeci rejimleri Ortadoğu’ya taşıdılar.
Küresel güçler bunu görmediler mi?
Evet, gördüler. Hatta bölge rejimlerinin bunları kullanması yararına geliyorsa teşvik ettiler. Şimdi bir yandan TC’nin Neo-Osmanlı imparatorluk hayalleri, Suriyenin mezarlığa dönüşmesi, Irak’ın aslında üç devlete ayrılması, TC ve Arap rejimlerinin Siyasi islamı kullanmaları ve vahşi siyasi islam terörizmini desteklemeleri ve kendi çıkarlarına kullanmaları gösteriyor ki, ortalık tam bir savaş alanına çevrilmiştir.
Yarın neresi patlayacak belli değildir.
Hani “heran herşey olabilir” deniyor ya, tam öylesi bir durum yaşanıyor.
Siyasi islam demokrasi ve insan hakları üzerinden gelişmez ve gelişmiyor. Sözde en iddialısı TC’dir, onuda görüyorsunuz.
EVET; YAŞANAN TAM BİR SAVAŞTIR
Bu savaşta Kürtler üzerinden yürütülmektedir. En son bu noktaya gelip dayanmıştır.
İŞİD’nin Musul vb yerlere saldırarak ele geçirmesi ve hemen peşinden Kürdistan federasyonuna saldırarak yıkmaya çalışması, Batı Kürdistan’a eskiden beri yaptığı işgalci saldırılara hız vermesi ve en son Ezidilerin kutsalı olan Şengal’i ele geçirmeleri ve şimdi Kobaniye saldırmaları ve işgal etmeye kalkmaları gösteriyor ki, Suriye ve Irak ta süren savaş Kürdistan ve Kürtlere karşı yürütülen bir savaşa dönüşmüştür.
TC’nin bölge politikası Suriye’de çöktü. Irak’ta çökmeye başladı. Güney Kürdistan Arap sömürgecileri ve İŞİD eliyle ele geçirmeye çalışmaları ters tepti. Şimdi Kürdistan lehine bir karşı hamleye dönüştü.
Şimdi ara yerde bulunan Kobaniye yapılan katliam ve vahşi saldırlara karşı yürütülene büyük direniş ve çatışmalar hala sürmektedir. Batı Kürdistan’ı düşürüp arap sömürgecilerinin eline vermek ve tabiiki TC nin hizmetine sunmak istiyorlar.
Güney Kürdistan ve daha önce Kürdistan’a dahil olmayan Kürt bölgelerinden adım adım sökülmelerini, Kobani saldırısı ile bir çıkışa dönştürmek niyetindeler.
Bu savaşta ABD öncülüğünde Koalisyon oluşturuldu.ABD ve AB bölgede dengeleri kendi lehine çevirmek isteyen TC ve bazı bölge devletlerine karşı oluşturduğu koalisyon ve hava saldırları, Kürdistan’a gösterilen dayanışma ve yardımlarla ters çevirmek hamlesine başlamıştır.
İran sorunu kendisinden uzaklaştırmak için hep bölgeyi karıştıran bir güçtür. En çok reaksiyonuda son süreçte Kürdistan federasyonuna karşı gösterdi.
Yani kartlar yeniden karılıyor. Oynanan oyunlar anlaşılmıştır. Küresel güçler bölgeye farklı biçimde müdahale ediyor. Batı ve Koalisyonun en çok destek verebilceği Kürdistan federasyonu ve Kürtlerdir. Kürdistan ve Kürtlerin de kendi çıkar amaçları gereği Batı ve Koalisyonla işbirliği yapmaları kaçınılmazdır.
Batı, Kürdistan bağımsızlaşırsa “bölgesel savaş ve patlamalar olur” diyor ve bundan sözde korkuyorlardı.
Bölgede savaşı asıl başlatan anlayacağınız Türk, Arap ve Fars sömürgecileridir. Özellikle TC ve Sunni Araplar İŞİD kartını öne sürerek bölgeyi savaş alanına çevirdiler.
Aslında bu durum ABD ve Batı tarafından anlaşılmıştır. TC, bu tutumunu devam ederse kara devletler listesine girmesi kaçınılmaz olur.
ORTADOĞU SAVAŞI KÜRTLER ÜZERİNDEN YÜRÜTÜLÜYOR
Siyasetçilerimizin çoğunluğu bunu anlamış değildir. Durumu yeterince görenler ve buna göre politika yürütmede çok zayıflar.
örneğin TC’nin kalleşliğini görmeleri için ilahi İŞİD ve Arapların Kürdistan federasyonuna saldırmaları mı gerekliydi?
“Süreç bitti” demek için Kobani katliamı ve halkın göç etmesini görmek mi gerekliydi?
Katliam ve işgalleri gördükten sonra mı aklınız başınıza geliyor.
Şu siyasetçilerimize bir ders vermenin zamanı gelmiştir. Bunlardan bazılarını aymazlığına rağmen Kürdistan demeliyiz. Kürtler üzerinden sürdürülen Ortadoğu savaşına Kürdistan ve halkımız için kazanca dönüştürmeliyiz.
Her ne kadar Ordaoğu savaşı Kürtler üzerinden yürütülüyorsa, Kürdistan ve halkıda Ortadoğunun kaderini tayin edecek bir düzey yakalamıştır. Yeterki doğru kullanılabilsin. Bu son işgal ve katliamlardan yeni Kürdistanlar doğacaktır ve Güney Kürdistan devletleşerek çıkacaktır. Batı Kürdistan ise daha ileri bir statü yakalayacaktır.
Batı ve Güney Kürdistan’ın fiilen birleşme fırsatları ortaya çıkacaktır.
Güney Kürdistan’ın statüsünü ortadan kaldırıp zayıf düşürmek isteyen Arap milliyetçiliği, aşiretleri, İŞİD ve TC’di. Bu ters tepince Kobaniyi düşürüp Batı Kürdistan da fiili olan duruma son vermek isteyen yine bu çevrelerdir.
Yani Sunni arap sömürgeciliği Kürdistan’ın Batısını da almak için savaşıyor. Böylece TC ile birlik oluşturacaklardı.
Anlaşılan Kobani direnişi ve Kürdistan çapında sunulan destek ve yardıma koşmalar Kobani ve Batı Kürdistan’da zafere dönüşecektir.
Dün akşam ABD ve Fransız uçakları Kobani ve Suriye’deki İŞİD dolayısyla TC mevzilerini vurdular. Bu çok önemliydi. Batı Kürdistan’ın yardımına Koalisyonun koşması direnişi başarılı kılmak için önemli bir fırsattır.
Salih Müslim, Koalisyonun hava saldırılarını “memnuniytele karşıladığını ve İslamcı teröristlere karşı Koalisyon la işbirliği yapmaya hazır olduklarını” belirtti.
Batı Kürdistan için bu günkü gelişmeler bir kilometre taşı niteliğindedir.PYD ve Batı Kürdistan tıpkı Kürdistan federasyonu gibi Koalisyonla işbirliği yapmalıdır. Çıkarları bunu gerektirmektedir. Esad ve TC den birşey çıkmayacağı kaç kezdir kanıtlanmıştır.
Ama ne yazık ki, ANF ye baktım, aradan 20 saat geçmesine rağmen hala Koalisyonun Kobani de İŞİD mevzilerine yaptıkları hava saldırılarını haber bile yapmamışlardı. Anlamak çok çok zor. PYD TC’ye giderken tepki göstermeyenler ve bunu olumluymuş gibi verenler aslında TC ve doğrudan İŞİD’e karşı yapılan hava saldırılarına ilgi duymuyorlar. Bölgenin sömürgeci güçleri sana karşı birleşmiş, sen hala çok ses ve gürültü çıkarmana rağmen Kobani direnişine sunulan yardımı görmek istemiyorsun. Şimdi baktım hala da haber yapılmamış.
Ne garip bir durum değil mi?
SAVAŞ HALİ VE KÜRDİSTAN
ASIL SAVAŞ Kürdistan ve halkına karşı sürdürülmektedir. TC, Irak, Suriye, İran Kürdistan’a karşı savaşıyor. Güneyi boğmak, Batıyı ezmek için kullandıkları güçleri devreye koyuyorlar.
Aslında bir yönüyle bu savaş Irak Sunni Araplarla Kürtler, Suriye’de İslami çeteler ve destekleyen Araplarla Kürtler,
TC, Sunni Araplar(Irak) İŞİD Arap aşiretleri ve Kürtler,
İran Irak Şii Arapları ve Kürtler,
TC sömürgeciliği ve Kürtler,
İran sömürgeciliği ve Kürtler arasında çeşitli biçimlerde doğrudan ve dolayı sürmektedir.
Şüphesiz Ortadoğu savaşı hepsi Kürtlerle ilgili değildir.
TC, İslami çeteler ve Suriye rejimi-başta batı vardı, sonra desteklerini çektiler-,
Irakta Şii ve Sunni araplar arasında süren savaş,
TC ve İran arasında ve genelleştirirsek Sunni ve Şii eksen oluşturmak isteyenler arasında süren savaş, sultan anlayışındaki TC nin yeni koşullarda Osmanlı ve İran ekseni üzerinde yürüttüğü bölge savaşı,
Küresel güçlerle bölge rejimleri arasında dolaylı ve bazen açık sürdürülen savaş,
Vebenzerlerden oluşmaktadır. Ortadoğu ateşle oynanan bir alana dönmüştür. Bombanın fitili her an heryerde çekilebilir.
Evet bunlar ve daha sıralamadığımız birçok şey var.
Kürtler ve Kürdistan Ortadoğu’nun kaderini kesinlikle belirleyecektir.
Kürdistan da kazanılan her başarı ve haritanın değiştirilmesi ile sömürgeci rejimleri de hizaya getirecektir. Ve o zaman Ordaoğu’da demokrasi ve demokratik rejimlerin kapısı açılacaktır. Özgürlükler gelişecektir.
****
Kürdistan siyasi ve askeri güçlerine düşen görev asgari müştereklerde işbirliğine gitmelidirler.
Karşılıklı atışmalar ve kirli propagandaya son vermelidirler. Nerede olusa olsun savaş cephelerinde hep Kürdistan ve Kürdistan halkının yanında yer almalıyız. Katılmalıyız ve dayanışmada bulunmalıyız.
Kürdistan’ın bir parçasını diğerine karşı çıkaranın gözü kör olsun ve ağzı dili tutulsun.
Kürdistan’da hepimize fazlasıyla yer vardır.Biraz sabredin, o darlıklarınız ve bağnazlıklarınızı aşın, bakın sizede kapılar açılır ve bu durumu aşarsınız.
Kürdistan ve Kürtlerin TC cephesi yoktur ve olamaz. Bu cepheden uzak duralım. Suriye ve Irak cepheside aslında yoktur. Geçici ilişkilenmeler olabilir. Kürdistan cephesi fiilen oluşmuştur. İnsanların ve halkın gönlünde yer bulmuştur. Bunu bozmayın.
Birlik diyorsak bunun üzerinden yürümeliyiz. Eskiden aşiretler, ağalar birleşmedi, lokal kaldık ve yenildik diyorduk.
Küresel dünyada yaşıyoruz. Siyasi lokal kalmalara ve parçaların birbirine karşı çıkarılmasına hayır demeliyiz. Her parçada mevcut koşullarından dolayı farklı şekillenmeler olabilir, ilahide kendimize benzetmeye çalışmayalım.
Küresel güçlerle ilişkilenmek ve çıkar ortaklığı sağlamak çok önemlidir. Yoksa bölge sömürgecileri ile başbaşa kalırız, her biri başımıza farklı çoraplar örer. Kazıklar ve arkadan hançerlemeleri yemeye devam ederiz. Kendi gücümüzü ve Kürdistani çıkarları esas almalıyız. Ama küresel dünyada yaşıyoruz. Tek başına hiçkimse başarıya ulaşamaz. Bazı koşullardan yararlansa bile bunu kalıcı kılamaz. Bu durum, küresel imparatorluğa oynayan ABD için bile geçerlidir.
Bağımsızlık ortamı doğmuştur. Bağımsız Kürdistan idealine hiç kimse karşı çıkmamalıdır. Özellikle bu Kürtlerin görevi olmamalıdır. Gelişmeler iyi giderse bakarsınız Batı Kürdistan’da aynı durumu yakalayabilir. Peşinen hiç kimse redçi olmasın.
Kürdistan cephesindeyiz. Kürdistani her gelişmenin yanında olmalıyız.
Savaş içindeyiz.
Umarım en kısa zamanda Kobani ve Batı Kürdistan başarı ve zafere ulaşır ve Kürdistani cephe daha da güçlenir. Böylece Şengal kurtulacak ve Musul Koalisyon güçlerinde desteğiyle düşecek ve bunu Kürdistan askeri güçleri gerçekleştirecektir.
Kobani başarısıyla Kobani ve Afrin arasındaki ara bölge birleştirilmelidir. Arapların buraya yerleştirilmesinin hikayesi 50-60 yılı ancak buluyor. Sanırım YPG buradan cephe açmıştır. Eskiden olduğu gibi başlayıp vazgeçmeden bu işi sonuca götürmeleri beklentimizdir.
Güney Kürdistan, son gelişme başarılarla birlikte devletleşmeye bir kaç adım daha yaklaşmıştır. Devam edeceğini umuyorum.
Kobani, Batı Kürdistan ve Şengal’den göç eden halkımızda çok geçmeden yerlerine döneceklerdir. Göçertilmelerin Kürdistan’ı boşaltma politikası olduğunun farkındayız.
dursun Ali Küçük-24.9.2014
[email protected]
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.