PWK Genel Başkanı Mustafa Özçelik Mardin'de Seminer Düzenledi
Zaman, benmerkezci, dar anlayışların zamanı değildir; ulusal ittifak zaruri bir görev ve ihtiyaçtır!

Kürdistan Yurtseverler Partisi (PWK) Genel Başkanı Mustafa Özçelik, 22.11.2025 tarihinde Mardin'in Kızıltepe ilçesinde bir seminer düzenledi.
Seminere, PWK üyeleri ve yöneticilerinin yanı sıra, PSK Mardin İl Başkanı Salih Ömeri, Pêlkurd Sorumlusu Fuat Önen ve Pêlkurd heyeti, PDK-Bakur, ENKS'nin Kuzey Kürdistan ve Türkiye Sorumlusu Muslum Mihemed ve ENKS heyeti, Suriye Kürdistan Özgürlük Hareketi, Suriye Kürt Demokrat Partisi (El Parti), Saadet Partisi Mardin Başkanı Hacı İlhan, Deva Partisi Kızıltepe İlçe Başkanı Mehmet Bıçak, AK Parti Kızıltepe Belediye Meclis Üyeleri Cebrail Dinler ve Osman Meteş, Hêvî Akademi Başkanı Veysi Kılıç, Ahmedê Xanî Derneği Başkanı Mele Şêrîn Zelî, Çiftçiler Derneği Başkanı Mikaîl Erbeyî, Meşkînan Aşireti Derneği Başkanı Musa Öğrendik, Ömeriyan Derneği Başkanı Fehmî Elîk, Derik ve Şerımxiyan Sosyal Yardımlaşma ve Kültür Derneği Başkanı Mustafa Erîten, Mısır Üreticileri Derneği Başkanı Mehmet Hanifi Müslümoğlu, Nûbihar Derneği Heyeti, Mardin Toplumsal Dayanışma Federasyonu ve çok sayıda Kürt siyasetçi, aydın ve şahsiyet katıldı. Seminer, dikkat çekici bir kalabalık katılımıyla gerçekleşti.
Kızıltepe Belediye Başkanı Zeynî İpek, sağlık sorunları nedeniyle seminere katılamadı; ancak bir çelenkle birlikte başarı mesajı gönderdi.
PWK Genel Başkan Yardımcısı Bedran Acar'ın misafirlere yaptığı hoş geldiniz konuşmasından sonra seminer, Kürdistan Ulusal Marşı Ey Reqib eşliğinde Kürdistan şehitleri için saygı duruşuyla başladı.
Bedran Acar, seminerin konusu ve önemi hakkında kısa bir bilgilendirme yaptı ve seminerin moderatörü olan PWK Mardin İl Başkanı Nezir Geleri ile PWK Genel Başkanı Mustafa Özçelik'i kürsüye davet etti.
Nezir Geleri, katılımcılara hoş geldiniz diyerek PWK adına katılımları için teşekkürlerini iletti. Nezîr Gelerî, seminerin amacı, içeriği ve yürütülme şekli hakkında kısaca bilgi verdi ve "bu hassas süreçte, bu seminerimizin Kuzey Kürdistan'daki tüm ulusal ve Kürdistani potansiyelin ittifakına bir vesile olmasını umuyoruz" dedi.
Nezir Geleri'nin konuşmasının ardından PWK Genel Başkanı Mustafa Özçelik seminerine başladı.
Mustafa Özçelik, konuşmasında Kürdistan'ın dört parçası, Türkiye, Suriye, Irak, İran ve Ortadoğu'daki durum ve gelişmelere dair bilgiler verdi; kapsamlı analizler ve değerlendirmeler yaptı; PWK'nın bugün gündemleştirilen proje ve "mevcut süreç", ulusal-demokratik işbirliği, ulusal ve yurtsever bilinç ve siyasetin önemi hakkındaki fikir ve önerilerini dile getirdi.
Mustafa Özçelik, konuşmasının başında PWK'nın kuruluşu ve PWK hakkındaki kapatma davası hakkında bilgiler vererek şunları söyledi: "PWK hakkındaki kapatma davası en son aşamaya gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi'nde, Kürtçe ve Türkçe olarak, ismimizin ve programımızın savunmasını yaptık. Ancak kapatma davası açılmış olmasına rağmen PWK, açık ve yasal bir parti olarak çalışmalarını sürdürmektedir."
Mustafa Özçelik, "mevcut süreç" hakkında şunları söyledi: "Şu anda kapalı kapılar ardında, şeffaf olmayan bir şekilde, kimsenin ne olduğunu ve ne olacağını bilmediği bir biçimde Türkiye Devleti ile Öcalan arasında görüşmeler mevcuttur. Kuzey Kürdistan ve Türkiye'de yaşayan yaklaşık 30 milyon Kürt'ün kaderi, Öcalan ve Türkiye Devleti arasındaki bu görüşmelere hapsedilmemelidir. Evet bir süreç var. Ancak her taraf, kendi amaç ve isteklerine göre bu sürece bir isim veriyor. Türkiye Devleti 'Terörsüz Türkiye ve Terörsüz Bölge İnşa Süreci' diyor, Öcalan, PKK, DEM Parti 'Demokratik Toplum ve Barış Süreci' diyorlar. Ancak Türkiye Devleti yetkilileri ile Öcalan, PKK, DEM Parti'nin açıklamalarına ve söylemlerine bakarsak, kalıcı bir barış, Kürt ve Kürdistan sorununun çözümü, demokrasi, adalet ve özgürlük için herhangi bir emarenin olmadığını görürüz. DEM Parti halk arasındaki propagandasında 'Türkiye Devleti gerekli adımları atacaktır' diyor; ancak kamuoyuna hiçbir belge, doküman, işaret sunmuyor. Biz diyoruz ki, Öcalan'ın Kuzey Kürdistan ve Türkiye'deki 30 milyon Kürt adına Türkiye Devleti ile görüşmeler yapması doğru değildir."
Mustafa Özçelik daha sonra, konuşmasına söyle devam etti: "Elbette biz PKK'nın silah bırakmasından yanayız; PKK'nın silah bırakması, Kürdistan'ın dört parçasındaki halkımızın menfaatinedir. Öcalan için Umut Hakkı'nın uygulanmasından, Selahattin Demirtaş ve tüm siyasi tutukluların serbest bırakılmasından, siyasi düşünce ve çalışmalarından dolayı ceza alan kişilerin özgürleşmelerinden; ülkesini terk etmek zorunda kalanların ve silah bırakacak gerillaların özgürce ülkelerine dönmesinden yanayız. Ancak maalesef ne Erdoğan, Bahçeli ve Türkiye Devleti yetkililerinin açıklamaları ne de Öcalan'ın açıklamaları, bu süreci barış, çözüm, demokrasi ve özgürlük süreci olarak tanımlamamız için elimize hiçbir işaret vermiyor."
"Türkiye Devleti, Türkiye'deki derin devletin onayıyla ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın onayıyla, Devlet Bahçeli'nin eliyle 'Terörsüz Türkiye' adıyla bir proje başlattı. Bize göre bu projenin temel amacı, Batı Kürdistan'da (Rojava) Öcalan'ın yardımıyla Kürt halkının siyasi ve ulusal haklarını, siyasi bir statüyü elde etmesinin ve korunmasının önünü kesmektir; eğer bu olmazsa da bu hak ve kazanımları en düşük düzeyde sınırlandırmak ve aynı zamanda Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı şansını güçlendirmektir."
"Bu proje, Batı Kürdistan'daki durum ve gelişmeler ile Türkiye'deki seçim süreci göz önüne alındığında, bir oyalama ve öteleme süreci olacaktır."
"Belirleyici güç, büyük devletler, bölge devletleri ve Kürtler arasındaki güç dengesi ile büyük devletlerin bölgedeki menfaatleri ve siyasetleri olacaktır."
"Hiçbir kişi veya parti, tek başına Kürt milletinin ve Kürdistan'ın sorununun muhatabı olamaz; Kürt ve Kürdistan sorununun muhatabı, tüm Kürt partileri, sivil kurumlar ve toplumda karşılığı olan şahsiyetlerdir."
"Bugün DEM Parti ve HÜDA PAR hem kendilerini Türkiye partileri olarak tanımlıyorlar hem de Türkiye Devleti'nin şu anda yürüttüğü siyasetle uyum içindeler. Bu yüzden derhal, DEM Parti ve HÜDA PAR dışındaki tüm Kürdistani partiler arasında stratejik ulusal bir ittifak kurmak ve bununla birlikte Kürt milletinin acil taleplerine dayanan bir Kürt Tarafı oluşturmak için gerekli adımlar atılmalıdır. Bu zorunluluk, aynı zamanda esas bir ulusal görevdir."
"Öcalan, Kürt milletinin varlığını yok sayıyor, Kürtleri 'tarihi bir kalıntı ve çöplük toplumu' olarak görüyor; Kürt dilini işlevsiz ve zayıf bir dil olarak tanımlıyor. Öcalan ve DEM Parti'ye göre çözüm 'Demokratik Cumhuriyet, Demokratik Ulus, Eşit Vatandaşlık, Demokratik Entegrasyon'dur.' Öcalan açıkça bir şekilde 'Farklı ulus-devletler, federasyon, idari özerklik ve sert milliyetçiliğin zorunlu sonucu olan kültürel çözümler, tarihi toplum sosyolojisine cevap olamaz.' "diyor.
"Evet, bu kadar karmaşık, tehlikeli ve risklerle dolu bir atmosfer ve konjonktürde, biz Kürdistani parti, güç ve şahsiyetler olarak farklı bir duruş ve platform oluşturmadıkça, bu siyasetin önünü kesemeyiz, Kürt milletinin davasına zarar veren etkisini azaltamaz ve ortadan kaldıramayız."
Mustafa Özçelik, Batı Kürdistan (Rojava) hakkında da şunları söyledi: "Biz PWK olarak, 23 Nisan 2025'te Qamişlo'da düzenlenen Konferansı destekliyoruz. Bu konferansta ulusal bir siyasi program ve yol haritası belirlendi ve Batı Kürdistan'dan ortak bir heyet seçildi. Batı Kürdistan'daki askeri gücün tasfiye edilmesi talebinin doğru olmadığını ve Batı Kürdistan halkının menfaatlerine aykırı olduğunu söylüyoruz. Bu askeri gücün, Rojava Kürdistanı askeri gücü statüsüyle, gelecekteki Suriye Ordusu'nun ayrı bir parçası olması, federal, siyasi bir statü, ademi merkeziyetçi bir çözüm; Kürtçenin resmi dil olması ve Kürtçe ana dilde eğitim haklarının, Kürt kültürünün korunması ve geliştirilmesinin demokratik bir anayasada güvence altına alınması gerektiğini savunuyoruz."
Mustafa Özçelik, Güney Kürdistan hakkında ise şunları söyledi: "Güney Kürdistan Federe Devleti, tüm sorunlarına, eksikliklerine ve bizleri üzün kimi eksiklik ve hatalarına rağmen; tüm dünya Küretlerinin tarihi bir ulusal, yurtsever kazanımıdır; bu kazanımı korumak, sahiplenmek, desteklemek ve ilerletmek de tüm dünya Kürtlerinin omuzlarındaki ulusal ve vatani bir görevdir."
Mustafa Özçelik, konuşmasının devamında Güney Kürdistan partilerine çağrıda bulunarak şunları söyledi: "Umarız tüm Kürdistan partileri, Bağdat'ta birlik içinde, ortak bir tutumla ve Kürdistan halkının temsilcileri olarak hareket ederler; Kürdistan Bölgesi'nin federe kazanımlarına sahip çıkarlar; Bağdat'ın Kürdistan’ıa uyguladığı abluka siyasetinin önünü keserler; Kürdistan Bölgesi'ne karşı eşitlik ölçütlerinden uzak ve adil olmayan seçim sistemini değiştirmek, Federal Anayasa ve 140. Maddenin uygulanması için verimli ve sonuç odaklı bir çalışma yürütürler.".
"Ayrıca en kısa zamanda, PDK, YNK ve mümkün olan diğer partilerin katılımıyla Kürdistan Bölgesi ortak hükümetinin kurulmasını; Kürdistan Bölgesi'nin peşmerge ve güvenlik gücünü, ekonomisini ve diplomasisini birleştirmek için gerekli adımların atılmasını umuyoruz."
Mustafa Özçelik, Doğu Kürdistan'daki (Rojhilat) kardeşlerimizin kapısına tarihi fırsatların gelebileceği ihtimaline dikkat çekerek şunları söyledi: "Özgürlüğe giden yolu açmanın anahtarı, Doğu Kürdistan'daki siyasi partilerin kendi içlerindeki ittifakıdır."
Mustafa Özçelik şunları ifade etti: "Kürdistan tarihinde ilk kez, dört parça Kürdistan'ın kaderi, iyi ve kötü yanlarıyla bu düzeyde birbirini etkiliyor. Bugün Lozan Antlaşması, Güney Kürdistan'da büyük bir derz almıştır, bu derz Batı Kürdistan'a doğru ilerliyor; İran Devleti'nin ve onun Şii Hilali ile Direniş Cephesi'nin yenilgisinden sonra bu derz İran'a ve yavaş yavaş da Türkiye'ye doğru gelecektir. Bu nedenle, Kürdistan'ın dört parçası ve diasporadaki Kürtler arasında ulusal ve vatani bir koordinasyonun önemi daha da artmaktadır. Ve böylesi bir koordinasyonun sağlanması ve örülmesinde Sayın Başkan Mesud Barzani'nin rolü açıkça öne çıkmaktadır."
Mustafa Özçelik, konuşmasının sonunda Kuzey Kürdistan'daki tüm Kürdistani parti, grup ve şahsiyetlere çağrıda bulunarak "ulusal-demokratik bir ittifak kurmak ve aynı zamanda Kürt milletinin acil taleplerine dayanan 'Kürt Tarafı'nı oluşturmak için derhal gerekli adımları atmalıyız" dedi.
Seminerin birinci bölümünde PWK Genel Başkanı Mustafa Özçelik seminerini verdi; ikinci bölümde ise katılımcılar sorularını yöneltti ve Mustafa Özçelik de bu soruları yanıtladı.
Seminer verimli bir atmosferde sona erdi.
23.11.2023
Kürdistan Yurtseverler Partisi (PWK) Basın Bürosu
Son güncellenme: 23:30:32






































































































































































































