Ortadoğu

Bizans yönetimi, coğrafyayı, İstanbul’dan itibaren üç bölüme ayırıyordu. Yakındoğu, Ortadoğu, Uzakdoğu

İsmail Beşikci

03.09.2022, Cts | 16:01

Ortadoğu
Makaleyi Paylaş

Yakındoğu Küçük Asya olarak da adlandırılan Anadolu’yu ve Kuzey Mezopotamya’yı kapsıyordu. Ortadoğu Mısır’dan Hindistan’a, Umman Denizi’nden Kuzey Buz Denizi’ne kadar olan coğrafyayı içine alıyordu. Uzakdoğu, Çin, Filipinler, Kamboçya, Vietnam gibi alanları belirtiyordu

Yakındoğu bugün az kullanılan bir kavramdır. Ama 19. Yüzyılda, yirminci yüzyılın ilk yarılarına kadar çok kullanılan bir kavramdı. Örneğin, 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Antlaşması’nın tam adı Yakındoğu İşleri iİe İlgili Lozan Antlaşması’dır.

Bu yazıda Haydar Cihaner’in, ( d. 1959) Ortadoğu’nun Temel Sorunları kitabı üzerinde bazı düşüncelerimi belirtmek istiyorum.

Haydar Cihaner, Ortadoğu’nun Temel Sorunları Deng Yayınları, 2022 Diyarbakır, 492. s.

Bugün Ortadoğu’nun, coğrafi olarak nereleri kapsadığı konusunda uzmanlar tarafından belirlenmiş ortak bir görüş yoktur. Genel olarak Basra Körfezi’nden Kuzey Afrika’ya, Afganistan ve Pakistan’dan Akdeniz’e, Kuzey Afrika’ya kadar olan coğrafya Ortadoğu kabul edilmektedir. Bu coğrafyada Basra Körfezi, Suveyş Kanalı, Çanakkale ve İstanbul boğazları önemli su kanalları olarak kendini göstermektedir.

Bu geniş coğrafya’da buz dağları da vardır, çöller de vardır, verimli tarım toprakları, sulak alanlar, uzun akarsular da vardır. Herşeyden önce bu coğrafyanın bazı kesimleri petrol ve doğalgaz rezervleri bakımından çok zengindir. Bu bakımdan bölge her zaman küresel güçlerin ilgi alanı içindedir. Petrol, doğalgaz gibi kaynaklara ihtiyaç olduğu sürece bu ilgi devam edecektir.

Ortadoğu kavramı üzerinde uzmanların ortak bir görüşü olmadığı söylenebilir. Ama şurası çok açıktır. Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri gibi körfez ülkelerinin, Umman’ın, Yemen’in, Irak, İran, Türkiye, Suriye, Ürdün, Lübnan, İsrail gibi ülkelerin, Kuzey Mezopotamya’nın, yani Kürdistan’ın, Mısır’ın, Ortadoğu’nun merkezinde yer aldığı söylenebilir. Filistin üzerinde de İsrail ve Filistinli Araplar arasında bir çatışmanın varlığından söz etmek gerekir.

Bütün bunların ötesinde bölge, Musevilik, Hristiyanlık İslamiyet gibi tek tanrılı dinlerin ortaya çıktığı, geliştiği ve dünyanın her tarafına dağıldığı bir bölgedir. (s. 11-19) Bu bakımdan bu semavi dinlerin, hatta aynı din içindeki mezheplerin birbirleriyle kıyasıya çatıştığı bir alandır.

Ortadoğu’daki Otoriter, Totaliter, Despotik Yönetimler Nasıl Anlatılıyor?

Araştırmacı yazar Haydar Cihaner, Ortadoğu’da yaşam sürdüren otoriter, totaliter, despotik yönetimleri şu şekilde anlatıyor:

“Hem geçmişten gelen Arap kabile kültürü, hem de İslam kültürünün birbirini aynı paralellikte beslemesi ve her ikisinin de otoriteye sadakatle bağlı olması, günümüz Arap ülkelerinde diktatoryal rejimlerin alt Ancak Arap olmayan bu Ortadoğu ülkelerinde de aynı diktatoryal rejimlerin varlığı bu toplumlarda da Araplarda olduğu gibi, kabile, aşiret ve boy beyliği gibi otoriteye dayalı siyasal yapıların, varlığına işaret etmektedir. Nitekim, tüm Orta Asya Türk cumhuriyetleri İran, Afganistan, Pakistan ve Türkiye gibi ülkelerde de, diktatörlük, kimi ülkelerde küçük farklarla kimi ülkelerde ise, Arap ülkelerinde var olan otoriterlikten çok daha şiddetli olarak kendini var etmiştir.” (s. 101)

“D.P. Jones’a göre, demokratik olmayan yönetim biçimlerinin oluşmasında Arap kabile kültürünün, oluşturduğu asabiyet ve bağımlılık ile, İslam kültürünün yarattığı bizlik duygusu, bireylerin bağımsız ve/veya tarafsız davranmalarını engelleyen bir davranış biçimi oluşturmuştur. Bağımlılığın oluşturduğu bu ruh hali, hem ailede babaya, hem kabilede şefe tepki gösterebilecek davranış biçimini engellemiştir. (s. 101)

“P. Salzman da, paralel düşünceleriyle, İslam öncesi var olan kabile kültürünün büyük oranda İslam kültürüyle bütünleşerek kabile asabiyetini, ümmet asabiyetine dönüştürdüğünü, bu durumun da, despotik otoriteryen bir kültüre temel oluşturduğunu dile getirir. “ (s.102)

Haydar Cihaner, otoriter devlet örnekleri ara başlığı altında dört devletten söz etmiş. Suudi Arabistan, Suriye, Türkiye, İran İslam Cumhuriyeti. Kanımca Irak’tan söz edilmemesi önemli eksikliktir. Hem Irak’ta hem Suriye’de Baas Partisi’nin gelişimi, askeri darbeler, bunun Kürd/Kürdistan sorunuyla ilişkileri, şüphesiz, Ortadoğu’nun Temel Sorunları incelemesinde önemli bir başlık olmalıdır.

Toplumsal ve siyasal olarak krallıklar, monarşiler, Kur’an esaslarına dayalı bir devlet anlayışı, Müslüman Kardeşler, Baas Partisi ve Arap milliyetçiliği, İsrail’e karşı tutum, Ortadoğu’nun önemli dinamikleridir. Ekonomik olarak da petrol ve doğalgaz yine öyledir. Bütün Ortadoğu’da su çok önemli bir sorundur. Bütün bu toplumsal, siyasal, ekonomik dinamiklerin Ortadoğu ülkelerinin mukayeseli olarak incelenmesinde yarar vardır. Toplum yapılarının incelenmesi yanında siyasal sistemlerin, devlet idaresinin, kültürel durumların incelenmesi de önemlidir. Baas Partisi’nin birlik, özgürlük, bağımsızlık gibi temel ilkelerinin Arap milliyetçiliğini nasıl etkilediği önemli bir inceleme konusu olabilir.

Irak söz konusu olduğunda, ABD’ın Irak’a karşı geliştirdiği Mart 2003 silahlı müdahalesi, Saddam Hüseyin Rejimi’nin yıkılması, El Muhaberat’ın, Baas Partisi’nin dağıtılması, ordunun dağıtılması, kitle imha silahlarının yok edilmesi ve bütün bu süreçlerin sonunda Kürdlerin önünün açılması, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin kurulması önemli bir inceleme olmalıdır.

İran, Şii inancı söz konusu edildiği zaman Velayet-ı fakih kurumu da incelenmelidir. Örneğini kralların tek başlarına hükmetme yetkileriyle Velayet-ı fakih olan kişinin hükmetme yetkisi karşılaştırılabilir. Örneğin Humeyni’nin, (1902-1989) kendisini, kaybolan, ama bir gün dünyaya dönüp evrensel adaleti getireceği vurgulanan Onikinci İmam yerine koyması dikkate değer bir değerlendirmedir. Bunun aslında Oniki İmam anlayışına aykırı olduğu ama ayetullahlar tarafından benimsendiği de açıktır.

İsrail’e Karşı Tutum Çağdaş Arap Düşüncesini ve Arap Siyasetini Nasıl Belirledi?

Birleşmiş Milletler, 29 Kasım 1947 tarihinde Filistin topraklarını, Yahudiler ve Filistinli Araplar için ikiye böldü. Bu bölge 1920’lerden beri İngiliz denetimindeydi. Araplar, Filistin topraklarının bu şekilde bölünmesine şiddetle kaşı çıktılar. Birleşmiş Milletler’in bu operasyonu tanımayacaklarını vurguladılar.

Ben Gurion (1886-1973) liderliğindeki Yahudi Milli Komitesi 14 Mayıs 1948 günü Bağımız İsrail Devleti’nin kurulduğunu açıkladı. Bunun üzerine başta Mısır, Suriye, Ürdün, Lübnan, Irak olmak üzere Araplar İsrail’e savaş açtı. Bu savaş sonunda Araplar çok ağır bir hezimete uğradı. Bu yenilgi bütün Arapların zihninde çok büyük bir kırılmaya neden oldu. Bundan sonra Araplar bu yenilginin yarattığı utançtan kurtulmak için çok büyük çaba harcadılar.

29 Ekim 1956- 7 Kasım 1956 Savaşı da bu çerçevede değerlendirilebilir. İngiltere, Fransa ve İsrail’in Mısır’a karşı savaştığı bu ortamda da Araplar, İsrail’e karşı bir başarı elde edemediler. Suveyş Kanalı’nın Cemal Aldunnasır ( 1918-1970) tarafından millileştirilmesi üzerine çıkan bu savaşta İsrail’in, Araplara karşı biraz daha ilerlediği söylenebilir.

Araplar ve İsrail arasında gerçekleşen üçüncü büyük savaş 5-10 Haziran 1967 günleri arasında yaşanan 6 gün savaşıdır. Aslında, İsrail bu savaşta, ilk iki günde 5-6 Haziran günlerinde istediği sonuca ulaşmıştır. Bu savaşta Araplar çok daha ağır bir hezimete uğramıştır. Mısır bütün Sina yarımadasını ve Gazze’yi kaybetmiştir. Golan Tepeleri, İsrail’in eline geçmiştir. Doğu Şeria İsrail’in eline geçmiştir. Bu savaşta, Mısır, Ürdün, Suriye, İsrail’le doğrudan doğruya savaşan güçlerdir. Suudi Arabistan, Sudan, Tunus, Cezayir, Fas, Irak, silah araç gereçleri olarak ve lojistik olarak Mısır, Ürdün ve Suriye’ye yardım etmişlerdir. Bu savaşta İsrail Başbakanı Levi Eşkol’dür. (1895-1969) Savaşın önemli komutanlarından biri Moşe Dayan’ (1915-1981) dır. Bu savaş sonunda ortaya çıkan büyük yenilgi, Arap dünyasında çok daha büyük bir utancın yaşanmasını getirmiştir.

Araplar ve İsrail arasında cereyan eden dördüncü büyük savaş Yom Kippur Savaşı’dır. 6-25 Ekim 1973 tarihleri arasında cereyan eden bu savaşta Araplar, yine istedikleri sonuca ulaşamadılar, İsrail’in ilerlemesini durduramadılar. Bu savaşta İsrail Başbakanı Golda Meir (1898- 1978) idi. Suriye Cumhurbaşkanı Hafız Esad (1930-2000) Irak Kralı, Kıral Hüseyin (1935-1999), Mısır lideri Enver Sedat (1918-1981), Irak lider Saddam Hüseyin (1937-2006), Filistin Kurtuluş Örgütü Başkanı Yasser Arafat’tı (1929-2004)

Bu savaşların hepsi de ateşkeslerle sonuçlandı. Ateşkesler olmasıydı İsrail daha da ilerleyecekti. Bu savaşların hepsinde de İslam dünyası Arapların yanında yer aldı. Örneğin 1967 savaşında İsrail ordusu Suveyş Kanalı da geçmiş, Mısır’ın başkenti Kahire’ye doğru ilerliyordu. İsrail ordusunu ABD’nin ve Rusya’nın araya girmesiyle gerçekleşen ateşkes durdurdu. 5 Haziran sabahı, Mısır hava kuvvetleri, hiçbir uçağını kaldıramadan, 200’den fazla savaş uçağı, bütünüyle imha edilmişti. 5 Haziran sabahı Akabe Körfezi Akdeniz arasındaki İsrail- Mısır sınırında 400’den fazla tank İsrail’in elinde geçmişti. O gün Mısır lideri Cemal Abdunnasır felç olmuş, ancak 1970’e kadar yaşayabilmişti.

Yom Kippur Savaşı’nın şu şekilde bir sonucu olduğu söylenebilir. Bu savaştan sonra, Araplar birlikte İsrail’e saldırdıkları zaman bile başarılı olmayacaklarını anladılar. İsrail’e barış antlaşması yapma sürecine girdiler. İlk barış antlaşması İsrail ile Mısır arasında gerçekleşti. Camp David adıyla bilinen bu antlaşma, 17 Eylül 1978’de Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat (1918-1981) ve İsrail Başbakanı Menahem Begin (1913-1992) arasında gerçekleşti. Her iki lider bu antlaşmadan dolayı 1978 Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldüler.

Bu antlaşma Araplar arasında Enver Sedat’a karşı çok büyük bir tepkinin oluşmasına neden oldu. Mısır geçici olarak Arap Birliği’nden çıkarıldı. Enver Sedat Müslüman Kardeşler üyesi bir militan tarafından bir devlet merasimi sırasında suikastle öldürüldü.

Buna rağmen Araplar ile İsrail arasında barış Antlaşmaları yapma süreci devem etti. 26 Ekim 1994’de İsrail-Ürdün, 13 Ağustos 1920’de de İsrail-Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail-Bahreyn arasında barış antlaşmaları gerçekleşti.

Arap devletlerinin önemli bir kısmının petrol de doğalgaz bakımından zengin olduğu bilinmektedir. Bu durumun İsrail’e karşı silah olarak kullanılmaya başlanması da bu ilişkiler ağında kendini gösteren önemli bir süreç olmaktadır. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü olan OPEC’in önemli bir kesimi sözü edilen Arap ülkeleridir. Petrolü, İsrail’e karşı silah olarak kullanma sürecinde, zaman zaman OPEC’de devreye girmektedir.

Haydar Cihaner, Ortadoğu’nun Temel Sorunları kitabında s. 193-235 arasında bu ilişkileri ayrıntılarıyla anlatıyor. Bu ilişkiler çerçevesinde El Fetih, Hamas, Hizbullah gibi örgütler de zaman zaman gündeme getirilmiş.

Ortadoğu’da İsrail’in Kalıcı Varlığı

Arapların, ‘Ortadoğu’da , Yahudi devletinin kurulmasına, yaşamasına izin vermeyiz’, ‘Araplar bir tükürse Yahudileri boğar’ ‘’Araplar bir çırpıda Yahudileri Akdeniz’e döke’ yollu görüler yanlıştır. Araplar, Yahudi devletinin Ortadoğu’da kalıcı olduğunu bilmelidir. Hz. Musa’ya On Emir’in Sina Dağı’nda indiği bilinmektedir. On Emir’in Yahudilerin Tanrısı tarafından tarafından taşa yazıldığı da Yahudilerin inançları arasındadır. Kaldı ki Kenan Diyarı’nda, M.Ö. 1050 yılında Yahudi devletinin kurulduğu, başta Kudüs olmak üzere Kenan Diyarı’nın Yahudilerin öz yurdu olduğu açıktır. Hz. Davud ve oğlu Hz. Süleyman Yahudi krallığını krallarıdır. Hz. Süleyman M.Ö. 970-930 yılları arasında krallık yapmıştır.

Ağlama Duvarı

Bugün Doğu Kudüs’te ‘Ağlama Duvarı’ denen kutsal bir alan var. Bu, Süleyman Peygamber tarafından yapılan bir Yahudi tapınağının kalıntılarıdır. Yahudiler bunu Süleyman Tapınağı olarak anıyorlar. Bu, M.Ö. 970 yıllarında Hz. Süleyman tarafından yapımına başlanmış yedi yılda tamamlanmıştır. Bu tapınak M.Ö. 722 ve 586 yılarında Asur ve Babil saldırıları sürecinde yıkılmıştır. Yahudiler yeniden inşa etmişlerse de süren bu saldırılar sürecinde yeniden yıkılmıştır. M.S. 70’ de de Roma tarafından yıkılmıştır. 485 m. uzunluğunda bir duvar. 6 metresi, toprak seviyesinin altında olmak üzere, 18 m. yüksekliğe sahip. Bugün, tapınağın sadece bir duvarı kalmıştır. Mescid-i Aksa yıkılan Süleyman Tapınağı’nın bir yerinde, Hz. Muhammed’den sonra 705’de kurulmuştur.

Şeytanın Dışkısı Petrol

Araştırmacı yazar Haydar Cihaner, kitabının s. 239-299 sahifeleri arasında petrol üzerinde bazı analizler yapmaktadır. 1960’larda Venezuela Petrol bakanı olan Perez Alfanso’dan ilham alarak, petrolü, ‘şeytanı dışkısı’ olarak değerlendirmektedir . Perez Alfanso’nun, ‘bu enerjinin yarattığı beladan dolayı, şeytanın dışkısında boğuluyoruz’ dediğini nakletmektedir. (s. 241)

Haydar Cihaner, bu bölümde 1980-1988 arasında sekiz yıl süren İran-Irak Savaşı’ndan da söz etmektedir.

Kuşatılmış Halk Kürtler

Haydar Cihaner’in incelemesinde Kuşatılmış Halk Kürdler başlıklı bir bölüm var. (s. 303-375) Burada, önemli olan, ‘İran Kürdistanı’, ‘Irak Kürdistanı’, ‘Suriye Kürdistanı’, ‘Türkiye Kürdistanı’ ifadelerine karşı, ifadelerine karşı şu soruyu sormak önemlidir. ‘Neden Arapların, Farsların, Türklerin Kürdistanı var, Kürdlerin Kürdistanı yok?’ ‘Neden çok 4-5 Kürdistan var, Kürdistan, nasıl böyle çoğalmış?’

Kitapta, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinden söz edilmektedir. (s. 322-323) Urfa, Antep taraflarında, Akdeniz, Ege ve Karadeniz yörelerinde bu cemiyetlerin nasıl kurulduğu incelenmeye değer bir konudur. Bu, İttihat ve Terakki yöneticileri tarafından, 1915 varan bir süreç içinde, gasbedilmiş, sahipleri sürgünlere gönderilmiş veya tehcir edilmiş, Rum-Pontus, Ermeni mallarıyla ilgili bir durumdur.

Birinci Dünya Savaşı sonunda Osmanlı yenilmiş, 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesini imzalamıştır. Bunun üzerine, sürgün edilen, Rumlar, Pontuslar, tehcir edilen Ermenilerden geriye kalanlar yurtların köylerine dönüp, mallarına-mülklerine sahip çıkmaya başlamışlardır. İşte bu alanlarda kurulan Kuvva-i Milliye cemiyetlerinin temel işlevi, Rumların, Ermenilerin Pontusların geri gelmelerine engel olmaktır. Çünkü bu mallar bölgedeki Türk ve Kürd tüccarla tarafından çoktan gasbedilmiş, sahiplenilmiştir. Müdafaa-i Hukuk cemiyetleri de bunların hukukunu savunmaktadır.

Haydar Cihaner’in çalışmasında ‘Ortadoğu’da Atış Serbest Silahlanma’ başlıklı bir bölüm de vardır. (s. 379-428) Bu bölümde Ortadoğu’daki devletlerin silahlanma doğrultusunda girdikleri yarıştan söz edilmektedir.

Bu çalışmanın son bölümü ‘Ortadoğu ve Sivil Toplumun Açmazları’ başlığını taşımaktadır. (s. 431-488)

Sonuç

Ortadoğu, petrol ve doğalgaz zenginliklerinde dolayı her zaman küresel güçlerin ilgi alanı içinde olacaktır. Küresel güçler, petrole ve doğalgaza ihtiyaç duyacakları süre bu ilgi devam edecektir. Bu çerçevede Ortadoğu ile ilgili araştırmalar her zaman ilgiyle, dikkatle takip edilecektir. Haydar Cihaner’in, Ortadoğu’nun Temel Sorunları kitabının da bu anlayış doğrultusunda değerlendirmek gerekir.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
7352 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:18:47:16

İsmail Beşikci

İsmail Beşikci

Yazarın Önceki Yazıları

Ömer Şeyhmus ve Agneta Klingİsveç-Norveç SeyahatiUbeydullah Nehrî HarekatıAnı ResimleriMilliyetçilik, Bir Defa Dahaİsmail Beşikci Vakfı Diyarbakır Temsilciliği’nin Yeni Ofisinin AçılışıAna Dili YasaklamakAbdurrahim Rahmi ZapsuMüslüman Kürdlerde Milliyetçiliğin GelişimiJaponlar, JaponyaKürdistan Demokrat Partisi - SorularÜçüncü Erbil ForumuAğrı Direnişi Hakkında …Abdurrezzak BedirxanHıner Saleem: Ortadoğu’nun Esas SuçlularıYirminci Yüzyıl Başlarında Kürd Aydınları ve CumhuriyetVakfedilmiş Bir HayatOrtadoğu Barış ve Güvenlik Forumu (x)Son Gelişmeler ÜzerineTürkiye’de Üniversiteİbrahim Kaypakkaya AnmasıDeğinmeler 3Kürdistan'a SorMalazgirt ve KürtlerKurdiana DüğümüKemalizm ve Kürd Ulusal Sorunu IVKöklere YolculukToprak Temelli MilliyetçilikKürdlerin Geleceği Konusunda Birkaç SözAntik KürdistanDin Ve BilimKarakoçan (Dep) ve Yayladere (Holhol) İle İlgili İki KitapUludere (x)Newroz 2024 AkreÜç KitapHazro BeyleriSimurglarMehmet Bayrak’ın Kürt Kimliği MücadelesiŞeyh Said Direnişi İle İlgili İki KitapDiyarbakır Kitap Fuarı 2023Ermeni ve Rum Mallarının TürkleştirilmesiEhmedê Xanî’nin Hatırası ÜzerineAbdurrahman Önen-Erdnîgarîya KurdistanêKürtler ve Güller Cilt 3‘49’lar’, ‘55’ler’, ‘23’ler’ …'Yaşamın Kıyısında'Behdinan, Barzan, Milli LiderSuyu Arayan Halklar Aşiretten Ulusallığa Doğru Kürtler(II)Suyu Arayan Halklar Aşiretten Ulusallığa Doğru KürtlerYüzüncü Yılında Lozan AntlaşmasıSon Kız‘Deniz’in Ütopyası’ ÜzerineRudaw TVStockholm Kürd Sürgün Müzesi Üzerine DüşüncelerLozan Konferansı, Kürdler ve Kürdistan IILozan Konferansı, Kürdler ve Kürdistan Diaspora KürdleriMele Mıstefa Barzani Ulusal MüzesiRovîyê XasûkBarzani ve Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi IIIKendi Kendini Yönetme Hakkı ‘Ayrılıkçı Yazılar’Peywend YayınlarıDuhok Üniversitesi’nin 30. YılıAhamenişlerden İran İslam Cumhuriyeti’ne IIKürtçülük Ahamenişlerden İran İslam Cumhuriyeti’neKürd Aydınları IIBedirhan Epözdemir’in AnılarıSeyidlik-ŞeriflikKürdizade Ahmed RamizMedreseler-ÜniversitelerMedya Kitabevi Birleşmiş Milletler ve KürdlerMülteci YaşamlarÖncü Bir Kürt Aydını59 Yıl Sonra ŞemdinliKemalizm Ve Kürd Ulusal Sorunu IIIBir Ailenin Son 200 Yıllık TarihiTarih Okumaları, Kürdlerin HikayesiHewler’de, Soran’da ve Cambridge Koleji’nde KonferansTheodor Herzl Bize Ne Anlatıyor?AforizmalarSon YolcuIrkçılık Hakkında …Aydınlar Hakkında… Latife Fegan’ın AnılarıAdil Yargılama/Yargılanma Mümkün mü?Kürd Aydınlarıİlim-BilimKürdçe Derslerinin ÖnemiYaş 83…*Mezopotamya Uygarlığında HakkariKemalizm Ve Kürd Ulusal Sorunu - IIBediüzzaman’ın HançeriDoğu-Güneydoğu Dernekleri Platformu*Destar Kitap-KafeKürdistan’ın Güney'ine Seyahat Kürd Tarihinin Yazılı Ana KaynaklarıBingöl-Van Gezi İzlenimleriGöbekli Tepe Hakkında…Güvenlik Munzur Çem’in Anıları DerveCendere II Saatin İçindeki SırMehmet Öncü KitaplarıZarema, Yahudi DevletiJuli’nin Sesi‘Ateşte Doğanlar’Kadri Hoca…Kürt HâkimAlevilik Üzerine II‘Aleviler ve Sosyalistler’ Kitabı ÜzerineUygur TürkleriBaşkanlık Seçimleri, ABDÜniversite RaporuOFra Bengio’nun Kürd Liderlere EleştirisiDr. SaidKürdistan Bölgesel Yönetimi’nde Maaş Sorunu…Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde PKK-Haşdi Şabi İşbirliğiAma Onlar Kardeştiler…Mustafa Suphi ‘Kürdistan Ortadoğu’nun Polonya’sıdır’İSkan Tolun IIKürt Dil Hareketi (Harekata Zımanê Kurdî) II‘Doğumun Ölümü’Kürt Dil Hareketi (Hereketa Zimanê Kurdî)Kürdistan Bayrağı’nın ve KDP Binasının Yakılması Üzerine…Ermeniler, Kürdler, AzerilerDevrimci Doğu Kültür OcaklarıEylül 2020 Kürdler-KürdistanBir AİHM BaşkanıHalepçe arşivlerinin yakılması ve KDP’ye saldırıDevranİskan TolunWoodrow WilsonHarf Devrimi’nin Kürdler İçin AnlamıMehmet ElbistanKürtler, Şehir Şehirlileşme‘Kürt Çalışmaları…’Zini Gediği KatliamıKürd Tarihini Kürdlerin Yazması…‘Kürtlerin Kürt Olmama Hakkı’ II’Kürtlerin Kürt Olmama Hakkı’Değinmeler-2Irkçılık ÜzerineSeyid Ahmed CebariŞengal, AfrinMustafa SelîmîKemalizm ve Kürd Ulusal SorunuOrhan Kotan’ın ŞiiriLeylan - IIKürt Meselesiyle İlgili Bir Projen Var mı?LeylanXwebûnOrta Karadeniz’de Etnisite İlişkileriAlevilik Üzerine…Güvenli BölgeDuvarımızı Yapamadık…Doktor SaidAlevilik ve TarihiBitlis ve Ahalisi1916 Kürd TehciriBir Diplomatın Anıları Xızır Nasıl Ali Oldu?Kürd Tarihi Üzerine GözlemlerAdıyla ÇağırmakKürdistan’ın Güneyinde SoykırımKürdlerin TarihiMilliyetçilik ÜzerineHong Kong, Kürdistan‘Kürtlerle Türkler’Ortadoğu’da Devletlerin KurulmasıAbdurrahman Qassemlu’nun Katledilmesinin 30. YıldönümüÜniversitenin Bilim Anlayışında Temel SorunlarCumhuriyet, 19 Mayıs 2019'Özgürlük İçin Sanat'Helsinki’de Sosyal ForumTeknoloji, Bilim, EğitimMilletler Cemiyeti Döneminde Kürdler/KürdistanHewler - Duhok - ZahoBir Tartışma Üzerine…Dönemin RomanlarıEleştirilerin İzindeRêya Heqîyê (Alevilik)ABD Ziyareti - IVABD Ziyareti - IIIABD Ziyareti - IIABD Ziyareti - IBerlin’de Dersim 37-38 PaneliBaşur’da SiyasetDuhok-Hewlêr GezisiKürdçe Yasaklarının İşlevi‘Aleviliğin Doğuşu’ II‘Kimliksiz Çığlıklar’Türkiye’de Adalet Arayışları'Aleviliğin Doğuşu'Kürdlere Soykırım…Moskova’da Kürd KonferansıCevat Geray’a Sevgi…Bilim AhlakıMahallenin ArkadaşlarıSelahattin Demirtaş’ın ŞarkısıCanip Yıldırım KütüphanesiDevşirmeler ve DevletsizlerDağ Kavmi - IIAdaylar…Dağ Kavmi -IGeleceğini Belirleme Hakkı ve KürdlerFarhad Daftary, Şiilik AlevilikŞiizm‘Türklük Sözleşmesi’Timure Halil Hakkında …Düşmanlarını Sevindiren Bir Halk…Celal Talabani...Kürdler Zoru Başardı… Bağımsızlık...Güvenlik...Domino EtkisiReferandum-Bağımsızlık TartışmalarıDanimarka SeyahatiSekesûr’da Kürd-Alevi Soykırımıİnsanlık Araştırmaları MerkeziFahriye Adsay’ın Eleştirileri Üzerine…Bir Kürd...İki Kürd...Üç KürdYezda...Ermeniler, Kürdler…Yeni Bir KDP Kurma ÇalışmalarıHasta AdamAvustralya GezisiHayatımdan KesitlerBirey Toplum İlişkileriPeşmergelik Yüce Bir DeğerdirKaderine KüsmekKürd Halkının, Kürdistan’ın Başı Sağolsun…Kürdistan’ın Hayırlı Evladı Doktor SaidSuriyeli MültecilerParlamentoMilli Düşünce SempozyumuDesmond FernandesKürtlerin Bulunduğu Ülkeler Bölünemez!...Kürtler Ne İstiyor?Eşkiya28 Devlet Bağımsız Kürdistan’ı Tanımayacak...Devlet, İslam, Kürdler ve DarbePencinarîler IIPencinarîler IAzim...'Afrika Edebiyatı' Üzerine…Yaresan (Ehl-i Hak) Rêya Heqîyê, EzdanZağros’un Ötesine…Süleymaniye Merkez Güvenlik Karargahı'Peçar Tenkil Harekatı/1927' Üzerine Birkaç Sözİttifaklar Mahmut Yeşil’e Sevgi…Tunceli Kanunu, Getirdiği Esaslar ve Devletin Asimilasyon PlanlarıYakındoğu’nun İmhası ve Pontus SorunuKeşiş’in Torunları Dersimli ErmenilerAnlıyorum Ama Konuşamıyorum1128 AkademisyenYaşar KayaAlevilik...Elveda Güzel VatanımAlevilerin KitabıUluslararası Barışı Kurma Çabaları, Kürdler/Kürdistan IIIUluslararası Barışı Kurma Çabaları, Kürdler/Kürdistan IIUluslararası Barışı Kurma Çabaları, Kürdler/Kürdistan (I)Komkurd-AnNelson Mandela - Aziz SancarBarış, Yüzleşme, MüzakereİBV Hewler Temsilciliği558. OturmaŞengal’i ZiyaretŞengalTBMMKürdlerde/Kürdistan’da Ana SorunÖzyönetim Üzerine...Norveç SeyahatiAlaine Tuoraine’e EleştiriKürdistan Bölgesel Yönetimi’nde Yönetim ZaaflarıGüneşin KrallığıKeyakisarBarzani bir dönem daha görevde kalmalıdırTemel şart Kürdistan Ordusu! Girê Spî'nin Kurtarılması...Üniversitenin Ana SorunuMardin: Hüzünlü KentAlevilik-MüslümanlıkOsmanlılar ve Acemler Arasında Kürdlerİslam’ın barış, huzur, adalet ve eşitlik anlayışı Kerbela’da son bulduKürd Kültürü Neden Yağmalanıyor?Kürd Êzidîlerin Azizesi 'Begê'İki Olay Üzerine DüşüncelerBarış ve Çözüm Süreci - IIIEleştirilerEv Jin û Mêrê bi MaskêBarış ve Çözüm Süreci - II Murat Bozlak’a sevgiler...Barış ve Çözüm Süreci…Rejim, İslamileşme, Kürdler/Kürdistan Alman Şarkiyatçı Dr. FriçSoykırımlar ve Devletsiz HalklarIŞİD’in ZuhuruŞeyh Ahmet, IŞİD Saldırıları ve Osman Baliç'in KatiliUlusların Kendi Geleceklerini Tayin Hakkı ve Kürdler/KürdistanBitlis Anıları, 1960’lı Yıllarda Bitlis’de YaşamUluslararası Bitlis SempozyumuBarzaniler Değinmelerİfade Özgürlüğü ve ABDTürk Siyasal Kültürü Üzerine… Birleşik Krallık, Fransa, Kürdler/Kürdistan Anti-Kürd Uluslar arası NizamKürd/Kürdistan incelemelerinde temel soru... Ulus İnşa Sürecinde Dilin RolüMustafa Barzani'yi sevgiyle anıyoruzDüşün Hayatında ve Edebiyatta KurumlaşmalarYakındoğu’nun İmhası,1915 Ermeni Soykırımı ve Hrant Dink’in Katledilmesi Resmi İdeolojinin Temel ÖzelliğiRoboski – GoyilerTürk-İslam Sentezi ve Kürd SorunuKürdistan sorunu her şeyden önce duruş sorunudurBarış
x