Dünyamızda yaşayan devlet sahibi farklı milletler ve farklı inançlar kendilerine ait bayramları barış, sevgi ve muhabbet günleri olarak idrak ederler. Bayramlar toplumlarda herkesin bir diğerini af ettiği kin ve nefretin dışlandığı, hoş görü zamanları olarak algılanıp yeni nesillere övgüyle anlatılır. Genelde bayram günleri böyle tarif edilip böyle anlatılmasına rağmen ne yazık ki, Kürd’ler dahil bir çok mazlum milletin yaşamının gerçeğinde bayramlar çoğu zaman acı, elem ve sıkıntılarla geçmektedir.
Aslında kurallarını egemenlerin ve güçlü olanların belirlediği Bayramlarda yine güçlü olanlar bayram seyran demeden kendi çıkarları doğrultusunda bildiklerini yaparak sahip oldukları avantajlarla maiyetinde tuttukları mazlumlar üzerinde baskı, aşağılama ve horlamayı acımasızca sürdürmekte hiçbir beis görmezler.
Bayramları bayram gibi his etmek ve Bayramların ruhuna uygun yaşayabilmek için mutlaka ama mutlaka özgür ve de kendimizi idare ve ifade edebilecek kurumlara ve araçlara sahip olmamız gerekiyor. Aksi durumda Bayramların kurallarını belirleyip uygulattıranları seyrede kalır ve yine onların koymuş olduğu ve size reva gördükleri koşullara uymak zorunda kalırsınız. Hatta egemenler bazen bu kutsal günleri size uyguladıkları zulüm ve aşağılanmalarla geçirir böylesi güzel günleri zehir tadında size his ettirirler.
İşte bütün bunlardan dolayıdır ki, bu kurban Bayramında Kürd halkı olarak kuralları sömürgeciler tarafından konulmuş ve Kürdlere zulüm ve acıların oldukça yoğunluklu yaşatıldığı, reva görüldüğü günler olarak geçirmek zorunda kaldık. Ülkemizin bir çok yerleşim birimlerinde yasakların konulduğu, komşunun komşuya gidemediği, dostların bir birini soramadığı, kardeşin kardeşi kucaklayamadığı, ve büyüklerin ellerinin öpülemediği, kurşunların havalarda uçuştuğu, operasyonların ve tutuklamaların fütursuzca yapıldığı ve en önemlisi şehadetlerin yaşatıldığı, sokaklarda ağıtların yakıldığı, anaların göz yaşlarının sel olduğu cenazelerin kaldırılamadığı günler olarak tarihimize geçecektir.
Sömürgeci egemen ulus bireylerin yurt dışında, tatil beldelerinde, lüks mekanlar da ve dünyanın seçkin güzellikleri içinde geçirdikleri bu Bayram günleri ne yazık ki aynı güçler tarafından Kürd halkına zehir tadında yaşatılmıştır. Yani Kürdistan’lı çocuklar şeker yerine sokaklarda kendilerine sıkılan mermi kovanlarını toplamış, ya da militarist güçlerin evlerine sıktıkları kurşunlardan kırılan cam parçalarını toplamak zorunda bırakılmıştır. Kürd analarına düşen görev ise bu bayram günlerinde her zaman olduğu gibi şehit düşen çocuklarının cesetlerini kokmasın diye omuzlayıp evlerinin buzdolaplarına taşımışlar ve yine bu günleri cesetlerin başında ağıt yakmakla ve gözyaşı dökmekle geçirmişlerdir.
Elbette ki bütün bunların sebebi başkaları tarafından işgal altında tutulan topraklarında henüz bir devletlerinin olmadığı, ya da tüm sorumlu siyasal Kürdlerin sömürgecilere haddini bildirecek ölçüde birliklerini sağlayamamış olmalarındandır. Yüzyıllardır kendi topraklarında acılı Bayramlara muhatap kılınmış halkımızın özgür ve insanca Bayramlar idrak etmesi duygu ve temennilerimle başta acılı Kürd anaları olmak üzere bütün Kürdistanlıların Bayramını en samimi duygularımla kutluyor ve özgür bayramlar özlemlerimi halkımızla paylaşmak istiyorum.
Saygılarımla:
28.09.2015 MANİSA
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.