Şengal; Entegrasyon mu? Bağımsızlık mı?

İran’ın Haşdi Şabi’ye bağlı YBŞ milislerini PKK kanalıyla Şengal’de konumlandırmasıyla başladı. İran’ın Şengal’de etkinlik kazanması Türkiye dahil kimsenin gözünden kaçmadı. Ve Türkiye de ‘fiili olarak gireriz’ tehditlerine başladı. İran ve Türkiye’nin buraya gönüllü olmasının temel bir nedeni de Kürdistan’ı üç parça halinde tutabilecek karakol olma potansiyelidir. Daimi tehdit gücü…

Neval Çelik

05.03.2017, Paz | 07:20

Şengal; Entegrasyon mu? Bağımsızlık mı?
Makaleyi Paylaş

Şengal; resmi ve fiili durumundan dolayı hassas bir saha. Ezidi ve Sünni Kürdlerin dışında ağırlıkta Saddam tarafından yerleştirilen Araplar da var. Saddam döneminde Ezidi Kürdlere ve Şengal’e çok önem verilmiş. Çünkü Suriye, Türkiye, Irak üçgeninde olması ticari ve askeri dolayısıyla politik açıdan değeri büyük. İsrail karadan füze menziline girebiliyor. Saddam döneminde denenmiş. Ortadoğu çelişkileri göz önünde bulundurulduğunda İran ve Irak’ın ya da Türkiye’nin burayı elinde tutmak istemesi şaşırtıcı değil. Diğer yandan her türlü sınır ticareti için de muazzam olanakları var.

2014 Ağustos’unda DAEŞ’in eline geçen Şengal, 2015 Kasım ayında Peşmerge birlikleri tarafından kurtarılınca Kürdistan sınırları içine alınmış oldu. Bu süre zarfında Peşmerge ve gerilla birimi Şengal’in dağlık kesiminde konumlandı. Kurtarma operasyonu ardından PKK Şengal dağı ve şehir merkezine güç kaydırdı. Üslenme ve örgütlenme faaliyetleri yürüttü. Hatırlanacağı üzere ilk çalışması konferans ve konferans kararı olarak da Şengal’in kanton olmasıydı. Paralel kurumlar oluşturdu. Rahatsızlığını dile getirmekle beraber kimse ciddi soruna dönüştürmedi. Şengal’in kriz haline gelmesi, İran’ın Haşdi Şabi’ye bağlı YBŞ milislerini PKK kanalıyla Şengal’de konumlandırmasıyla başladı. İran’ın Şengal’de etkinlik kazanması Türkiye dahil kimsenin gözünden kaçmadı. Ve Türkiye de ‘fiili olarak gireriz’ tehditlerine başladı. İran ve Türkiye’nin buraya gönüllü olmasının temel bir nedeni de Kürdistan’ı üç parça halinde tutabilecek karakol olma potansiyelidir. Daimi tehdit gücü… Konjonkturel olarak bunun ne kadar mümkün olduğu ayrı bir konudur.

Peşmerge neden Şengal’e takviye edildi? Aslında bu yanlış bir sorudur çünkü elbette istediği zaman takviye yapar ya da güç çeker çünkü kendi hakimiyet sahadır. Fakat çatışmaya yol açan bir durum olduğu için görüş belirtmekte fayda var. Şengal’in Kürdistan topraklarına katılması için resmi verilere göre 600 Peşmerge şehit düştü. Şengal Kürdistan topraklarında kalmalı ve başka devletlerin hakimiyetine izin verilmemelidir. Bana göre Kürdistan Başkanı Mesud Barzani’nin Türkiye’den döndükten sonra bu hamleyi yapması bu kaygının ürünüdür. Güç sevkiyatına engel olmak isteyen PKK’ye bağlı güçler ‘biz Kürd değiliz Ezidiyiz, sizi burada istemiyoruz’ diyerek ateş açmış ve peşmerge de savunma durumuna geçmiş. Peşmerge Şengal’e savaşmaya gitseydi, niyeti PKK’yi çıkarmak olsaydı çatışmayı değerlendirir vururdu. Orduyu Şengal’e yığmak en fazla 3 saati alırdı. Kürdler arasında savaş çıkmıyorsa, Mesud Barzani’nin tavrı sayesindedir. Bu konuda herkesin elini vicdanına koyması gerekir.

3 Mart sabahından bu yana söylenmedik hiç birşey kalmadı. Şuna hep inandım; savaşanlar, savaşan taraflar sırtındaki küfenin ağırlığını bilip adım atar. Ama sırtında küfe olmayan o hafiflikle hoplayıp zıplar. Bir tarafta duruyor da olabiliriz. PKK’ye ya da KDP’ye bağlı da olabiliriz. Fakat uluslaşmak bir de üslup sorunudur. Bir öfke anında dünyanın değer biçtiği bir lideri ya da savaşçıyı bitiremeyiz. Hangi ulus hoyratlıkla devlet inşa edebilmiş ki? Eleştiririz, suçlarız ama bunun bir adabı var. Ne yaparsak yapalım, nefret dahi olsa içimizdeki, o nefret bizdendir. Ne yazık ki yabancı değil…

Bundan sonra ne olur? PKK’nin önünde iki alternatif var; ya Kürdistan Hükümetinin bölge politikalarına saygılı olur, Haşdi Şabi’yle ilişkisini keserek İran’ı boşa çıkarır ya da Ezidi Ruhani Meclisinin de kararına uyarak çıkar. PKK’nin şu durumunda ısrarı ya bölge devletlerini Şengal’e çeker ya da ertelenmiş ve yalnızlaştığı bir savaşı yaşamasına yol açar. Bunlar kaçınılmazdır.

Haşdi Şabi çok ciddi bir tehdittir. DAEŞ’ten sonra Kürdistan’ı zorlayacak en ciddi tehdittir. İran Kürdistan’ın bağımsızlığını engellemek için her türlü siyasi yolu denedi. Her türlü komplo ve karışıklığı üretti. PKK algı operasyonlarıyla bu hançeri Kürdistan’a soktuğunun üstünü örtmeye uğraşıyor fakat bu durumun çözülmesi gerektiği açıktır. PKK bu haliyle ciddi bir tehlikedir. ‘Birakuji’ ye bayrak kaldıran herkes PKK’ye de bu yüzden bayrak kaldırmalıdır. Ve PKK’ye şunu sormalıdır: Neden Şırnak’ta, Sur’da, Cizre’de açılan yaraları onarmak Şengal’in yarası kadar seni ilgilendirmiyor? Kendine gömdüğün 30 yıllık umutlar, o güzel insanların hatırasına zerre kadar da mı vicdanlı olamıyorsun?

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
12107 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:11:14:38
x