Yazıda, geçtiğimiz ay boyunca Başkan Trump, Amerika'nın bitmek bilmeyen savaşlardan çekilmek uğruna perişan asker dulları ve sakat askerlerin anlatımlarından örnekler verdiğini hatırlatan yazarlar; bu sözlerin bazı çevreler tarafından olumlu bulunmasına rağmen karanlık tarafları olduğunu söylüyorlar. IŞİD’e karşı cesurca savaşan Kürt ortakları, Türk işgali karşısında terk etmenin, ABD’nin değerleriyle çeliştiğine işaret eden ikili; “Aynı şekilde, binlerce IŞİD savaşçısının serbest bırakılması ve NATO ittifakımızın kalbini oluşturan ülkelere göçlerini mümkün kılmasını sağlamak da bizim kim olduğumuzla bağdaşmaz” diyorlar.
Askerlerin savaşta kendilerini sadece fiziksel olarak değil, ruhsal olarak da adadığını belirten yazarlar; “Ön saflarda uzun vadeli ve kendini adamış müttefikleri terk etmek, savaşçılarımız arasında ahlaki yaralanmalara zemin hazırlıyor” diye belirtiyor ve şöyle devam ediyorlar:
“Birçok kesim tarafından IŞİD'e karşı mücadelede ön saflarda en iyi müttefikimiz olarak kabul edilen Kürtleri terk etmek, Amerikan askerlerinin zihninde ciddi şüphelere yol açabilir. Üst düzey askeri yetkililerden Kürtlere yerleşmiş danışmanlara kadar, geri çekilmenin ardından derin bir ihanet duygusu yaşandı. Ahlaki yaralanma, ihanet duygusunun neden olduğu travmadan kaynaklanır. Askerlerimiz, hem askeri hem de sivil liderlerinin, zorluklar ya da koşullar ne olursa olsun temel değerleri sahiplenmelerine güvenir. Bu güven kırıldığında, askerler ahlaki zarar riski altındadır.”
Ahlaki yaralanmaların, ciddi iç çatışma ve yoğun anksiyeteye neden olabileceği uyarısını yapan iki eski asker şu uyarıları yapıyor:
“Bir kişinin, insan haysiyeti ile ilgili derin inanç ve beklentilerini zedeleyen bir eylemin kurbanı olması, bunun önlememesi, buna tanık olması veya mağduru olması durumunda; asker, eylemden sorumlu olup olmadığına bakmaksızın, ağır ahlaki ihlaller işlediği endişesiyle boğuşur.”
“Kürt müttefiklerimize karşı bu ihanet ABD savaş savaşçılarını etkiliyor” diyen yazarlar, en güçlü bölgesel müttefikler olan Kürtlerin bu şekilde terk edilmesinin, askerlerde kendilerinin de ihanete uğrayabileceği duygusunu yarattığını söylüyorlar:
“Amerikan gücünün gerçek kaynağı müttefiklerimizle olan güçlü ilişkilerimizde yatıyor. Başkan Trump'ın Suriye'den çekilme kararı hem değer sistemimizi hem de küresel ilişkilerimizi riske atıyor. Askerlerimiz, verilen bir sözü çiğnemenin ahlaki önemini anlıyorlar. Ordunun temel değerleri kim olduğumuzun ve ulusumuzun hizmetinde nasıl hareket ettiğimizin temelidir. Karşılaştığımız zorluklar ve talepler ne olursa olsun davranışlarımızı belirler ve şüpheye düştüğünde bizi asla hayal kırıklığına uğratmayacak bir pusula verirler. Yani başkomutan, ulusumuzun Kürtlere verdiği sözü tutmamayı seçtiğinde, sadece müttefiklerimize değil, askerlerimize de ihanet etti.”