Ömer Çelik Obama\'nın Erdoğan\'a otoriter dediği iddiasıyla ilgili olarak \" Öncelikle bu Atlantik dergisinde çıkan bir haber. Sözkonusu gazeteci liderlerle 5-10 gün geziyor. Tanıklık ediyor o çerçevede görüşlerini aktarıyor. Bu 10 sayfaya yakın makale.
Sayın Obama\'nın ifadelerini tırnak içerisinde vermiş. Fakat Cumhurbaşkanımızla ilgili ifadeler öyle değil, kendisinin yorumu. Bir başka haberde de yalanlandığı, sayın Cumhurbaşkanımızın kilit ortak olarak ifade olduğu ortaya çıktı. Sayın Obama ile sayın Cumhurbaşkanımız arasındaki görüşmeler bu şekilde ifade edilemez.
Bu açıklama doğru kabul edilemeyecek bir ifadededir. Bu haberin yapılmasını, aktarılmasını kınıyoruz. Süreç içerisinde daha güçlü bir yalanlama gelmesini bekliyoruz. Bu meseleyi mülteciler meselesi olarak gündeme gelmesini arzu etmiyoruz. Burada AB\'nin Türkiye ile daha reel ilişkiler kurması gerekir. Son yapılan zirvede birtakım prensip kararına varıldı. \" dedi.
Dokunulmazlıklar Demokratik bir haktır
Çelik dokunulmazlıklarla ilgili olarakta \" Dokunulmazlık parlamentolara verilmiş demokratik bir haktır. Bu hak demokrasilerin, parlamentonun herhangi militarist bir saldırıya uğramaması için verilmiştir. Bu parlamentoların demokratik siyaset hakkının korunması için bir zırhtır. Bu demokratik bir kazanımdır.
Eğer bunu birileri terörün, insanlığa karşı işlenen suçun, katillerin himaye edilmesi için kullanıyor ve buna dönük olarak eylemli destek veriyorsa hiç kuşkusuz onlar parlamentonun şeref ve haysiyetini kirleten bir tutum içindedirler. Demokratik siyasete leke sürmektedirler. Anayasa etik, siyasi etik, ahlaki ve vicdani kriterler buna sessiz kalmamızı söylüyorlar.
Bu süreç nasıl yüretilir, teknik mekanizmaları belli olmakla birlikte ilgili komisyon karar verir. Bu konuda grup kararı alınması sözkonusu değildir. Basında okuduğumuz gibi şu konuda karar verildi, şu isimler vs. gibi bir şey yoktur. Bu genel prensipler olarak konuşulmaktadır. Arkadaşlarımızın görüşleri de budur. Prensiplerin nasıl somuta döneceği ileriki günlerde gerçekleşecektir.\" dedi.