Ortadoğu Barışında Yeni Aşama: Suriye ve Lübnan Sırada
ABD Başkanı Donald Trump’ın öncülüğünde Şarm eş-Şeyh’te başlayan “Büyük Ortadoğu Barışı” süreci, Suriye’ye yönelik Sezar yaptırımlarının kaldırılması ve Lübnan’da Hizbullah’ın silahsızlandırılması çağrılarıyla yeni bir döneme giriyor.

13 Ekim 2025 tarihi, modern diplomasi tarihinde Ortadoğu’nun yönünü değiştiren bir dönüm noktası olarak kayıtlara geçti. Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde düzenlenen “Barış Zirvesi”nde liderler, esirlerin serbest bırakılması ve ateşkesin ardından, ABD Başkanı Donald Trump’ın açıkladığı 20 maddelik kapsamlı barış planı etrafında birleşti.
Trump’ın “Yeni Doğu Barışı” adını verdiği plan, bölge ülkelerini yeniden inşa, ekonomik iş birliği ve güvenlik entegrasyonu temelinde bir araya getirmeyi hedefliyor. Plan, yalnızca çatışmaların sonlandırılmasını değil, kalıcı kalkınma ve ortak refahın inşasını da amaçlıyor.
Suriye: Yaptırımların Kaldırılması ve Yeniden İnşa
Barış sürecinin ilk odak noktası Suriye oldu. ABD Senatosu’nun kısa süre önce “Sezar Yasası” yaptırımlarını kaldırma yönünde aldığı karar, Şam için yeni bir dönemin kapısını araladı. Trump yönetimi, bu kararı “cezalandırma yerine iş birliği vizyonu” olarak tanımlıyor.
2019’da yürürlüğe giren yaptırımlar, Beşar Esad rejiminin savaş suçlarına karşı bir yanıt olarak kabul edilmişti. Ancak Trump yönetimi, 2024 sonunda kurulan yeni hükümetle birlikte Suriye’nin yön değiştirdiğini ve komşularıyla — Türkiye, Suudi Arabistan, Mısır ve hatta İsrail ile — yeniden diplomatik ilişkiler kurduğunu belirtiyor.
Yaptırımların kaldırılmasıyla birlikte, ABD özel sektörü ve bölgesel yatırımcıların Suriye’de yeniden yapılanma projelerine katılması bekleniyor. Bu adım, İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa’nın yeniden inşasıyla karşılaştırılıyor.
Lübnan: Hizbullah’ın Silahsızlandırılması Gündemde
Suriye’nin istikrara kavuşmasıyla birlikte, Trump’ın planında ikinci aşama Lübnan’a odaklanıyor. Washington, Hizbullah’ın silahsızlandırılması ve İsrail’le sınır güvenliği görüşmelerinin başlatılmasını destekliyor.
2024’te ABD ve Fransa arabuluculuğunda yürütülen ateşkes girişimi, Hizbullah’ın İsrail’le doğrudan temas kurmayı reddetmesi nedeniyle sonuçsuz kalmıştı. Ancak Trump yönetimi, yeni dönemde Lübnan ordusunun güçlendirilmesi ve uluslararası yardımların “tek ordu, tek silah” ilkesine bağlanması gerektiğini savunuyor.
ABD, Lübnan’a yönelik 200 milyon dolarlık askeri yardım paketini açıklarken, Hizbullah’ın “siyasi bir aktöre dönüşmesi” için diplomatik koruma sağlamaya da hazır olduğunu belirtti.
Bölge analistlerine göre, Suriye’nin barış sürecine dahil edilmesi ve Lübnan’daki milis gücünün silahsızlandırılması, İsrail’in kuzey cephesinde güvenlik dengesini yeniden şekillendirebilir.
Yeni Bölgesel Dönem
Trump’ın “20 Noktalı Planı”nın, Abraham Anlaşmaları’nın genişletilmesi ve Suudi Arabistan’ın resmen katılımı için zemin hazırladığı belirtiliyor. İran’ın ekonomik ve siyasi açıdan zayıfladığı bir dönemde, bölgesel güçler — özellikle Körfez ülkeleri — barış sürecini “yüzyılın fırsatı” olarak değerlendiriyor.
ABD’nin yeni Beyrut Büyükelçisi Michel Issa’nın kasım ayında göreve başlaması bekleniyor. Diplomatik çevrelere göre, Issa’nın görevi Lübnan’ı bu kırılgan dönemde istikrara taşımak olacak.
Trump yönetimi için hedef net: savaşın değil, refahın getirdiği bir Ortadoğu.
Son güncellenme: 11:26:23