Şam-DSG görüşmeleri yeniden başladı: Ordu tümenleri, polis gücü, bakanlıklar ve Kürtçeye resmi dil statüsü
ABD arabuluculuğunda Şam-DSG görüşmeleri yeniden başladı.

10 Mart Mutabakatı’nın geçerlilik tarihi yıl sonu dolarken, Şam yönetiminin DSG’ye sunduğu entegrasyon maddelerinin ayrıntıları netleşmeye başladı.
Entegrasyon paketinde, “Üç ordu tümeni biçiminde DSG’nin Suriye ordusuna entegre edilmesi, Asayiş ve YPJ’nin İçişleri Bakanlığı bünyesine alınması, Kürtler için tam vatandaşlık hakları, hukuki eşitlik, Kürtçenin ulusal dil statüsü kazanması ve yerinden edilmiş nüfusun geri dönüşü” maddeleri dikkat çekiyor.
Şam yönetiminin Demokratik Suriye Güçleri’ne (DSG) sunduğu entegrasyon teklifinin ayrıntıları kulislere sızmaya başladı. Serbestiyet haber sitesinin haberine göre, resmen açıklanmayan pakete göre teklif; askeri, siyasi ve ekonomik alanlarda kapsamlı düzenlemeler içeriyor.
İşte o maddeler
Washington merkezli Orta Doğu Enstitüsü (Middle East Institute) Suriye Programı Direktörü Charles Lister ise, masadaki anlaşmanın maddelerini yazdı. Kısa süre önce CENTCOM Komutanı Brad Cooper’ın konuşma yaptığı konferansı düzenleyen ve ABD ziyareti sırasında Suriye Geçici Cumhurbaşkanı Ahmet Şara’yı ise panelde ağırlayan Lister’ın X’ten paylaştığı görüşmelere dair bilgiler ve DSG’ye önerilen maddeler şöyle:
“Önerilen anlaşmanın ayrıntıları henüz kamuoyuna açıklanmadı. Ancak görüşmelere yakın kaynaklara göre pakette şu başlıklar yer alıyor:
-Üç ordu tümeninin entegrasyonu
-İçişleri Bakanlığı bünyesinde Asayiş ve YPJ’nin sisteme dahil edilmesi
-Kürtler için tam vatandaşlık eşitliği ve sivil haklar
-Kürtçenin ulusal dil statüsü kazanması
-Yerinden edilmiş kişilerin geri dönüşü
-Kürt bölgelerine doğrudan yabancı yatırımların (FDI) ve kamu gelirlerinin nüfusla orantılı şekilde yönlendirilmesi
-Savunma ve İçişleri dâhil olmak üzere, bakanlık ve üst düzey devlet pozisyonlarında Kürtlerin temsili”
“Sahada adım yok, Plan B masada”
Süreçle ilgili değerlendirmelerde bulunan analist Charles Lister, ABD arabuluculuğunda aylar süren görüşmelere ve Şam’da yapılan kapalı çalışma grubu toplantılarına rağmen DSG’nin sahada hiçbir somut adım atmadığını belirtti. Lister’a göre bu hareketsizlik, sahadaki gerilimi kademeli olarak artırdı ve “Plan B” seçeneğini yeniden gündeme taşıdı.
“Hayati önemde”
Lister, önümüzdeki haftaların DSG’nin entegrasyon taahhüdünün fiilen uygulanıp uygulanmayacağını belirlemek açısından hayati önemde olduğunu vurguladı. Analiste göre, DSG’ye askeri tümenler, tam Kürt hakları, bakanlık görevleri, Savunma ile İçişleri bakanlıklarında komuta pozisyonları teklif edilmiş olmasına rağmen hâlâ bir ilerleme sağlanmış değil.
31 Aralık uyarısı ve Türkiye boyutu
Charles Lister, Şam yönetiminin 31 Aralık itibarıyla çerçeve anlaşmayı geçersiz saymaya hazırlandığını, Türkiye cephesinde de sabrın tükendiğini ifade ediyor. Lister’a göre DSG’nin Esad rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümüne ilişkin kutlamaları yasaklaması ve Rojava genelinde askeri tünel inşaatını sürdürmesi de gerilimi besleyen konular arasında.
Lister ayrıca, 2025 başından bu yana ABD yönetiminin SDG politikasının “dağılma ve entegrasyon” yönünde baskı kurmaya odaklandığını belirterek, sürecin zamanla yarıştığını vurguladı.
Charles Lister’ın kısa süre önce düzenlediği konferansta konuşan CENTCOM Komutanı Brad Cooper, ABD’nin Suriye’deki üç önceliğini, “IŞİD’e karşı mücadele, DSG’yi Suriye devlet yapısına entegre etmek ve Suriye hükümetiyle koordinasyon sağlamak” olarak açıkladı.
Son güncellenme: 11:32:19





























































































































































































