Sefalet Standardının Adı: Asgari Ücret !

Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR), Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısı öncesi yaptığı açıklamada mevcut sistemin işçi aleyhine olduğunu belirterek, açlık ve yoksulluk sınırının altında ücret dayatılmasını ‘sefalet standardı’ olarak nitelendirdi. HAK-PAR, asgari ücretin Cumhurbaşkanı maaş ve yolluklarının en az beşte birine eşit olması gerektiğini vurgulayarak “Emekçinin refahtan pay alması en temel haktır” ifadelerini kullandı.

12 Aralık 2025 - 10:35
12 Aralık 2025 - 10:35
 0
Sefalet Standardının Adı: Asgari Ücret !

Bugün 2026 yılında uygulanacak Asgari Ücretin Tespiti için Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplanacaktır. Asgari Ücret Komisyonu İşçiler adına 5, Hükümet adına 5 ve İşverenler adına 5 kişi olmak üzere 15 kişiden oluşuyor. 

Bilindiği gibi bu hükümet emekçiden alıp, işveren ve rantiyeye aktarmaktan mahir bir hükümet. Komisyonu şu şekilde okumak gerekiyor. Komisyonun üçte biri işçi temsilcisi, üçte ikisi işverenden oluşuyor. Bu komisyondan emekçinin, İşçinin lehine bir sonuç çıkmasını beklemek saflık olur.  Bu komisyon işçinin insanca yaşayabileceği asgari bir ücret belirlemiyor. Geçmiş yıllarda da olduğu gibi, işçiye sefaletin üst standardını  koyuyor.

Türk-İş konfederasyonun yaptığı piyasa araştırmasına göre; açlık sınırı 30 bin liradır. Yoksulluk sınırı 100.000.TL. olmuştur. Asgari Ücret 22 bin lira. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde açlık sınırının altında ücret verilemez. Yine Dünyanın hiçbir sosyal devletinde emekçinin emeklinin geliri, yoksulluk sınırı altında belirlenemez. Ama Cumhur İttifakı, emekçi ve emeklinin karnını doyurmasını bile istemiyor.

Türkiye Gelir dağılımı adaleti bakımında dünyanın en adaletsiz ülkesidir. Sınıf ve katmanlar arsındaki gelir farkı artık derece veya  kod farkı ile okunmuyor. Kapanmaz bir uçurum oluşmuş. En üst gelir grubunun %20’si gelirin %50’sinden fazlasını alıyor. En yoksul %20 ise %5’in altında bir gelir elde ediyor. Servet dağılımı,  daha bir felakettir. Türkiye’deki servetin %71’ ilk zengin nüfusun %10’unda birikmiş. Nüfusun %90’nin sahip olduğu servet sadece %29. Bu da kendi içinde eşitsiz olarak dağılıyor. Ülkeyi yöneten hükümet, geniş halk yığınlarına, emekçiye,  emekliye değil, sadece  bir avuç  servet sahibine hizmet veriyor.

Dünyada en çok vergi veren ülkelerin başında  Türkiye gelir. OECD ülkelerinde verginin toplam gelire oranı %35 civarı iken bu ülkede %40’ın da üzerindedir. Üstelik bu ülkede vergi ve mali yükümlülüklerin hemen tamamı küçük esnaf ve emekçilerden tahsil ediliyor. Yoksul kesimden elde edilen mali kaynaklar, vicdansızca zenginlere aktarılıyor.

Ne yazık ki siyaset kurumu çok kirlendi. Yöneten kesim, yolsuzluk yapmaktan, adam kayırmaktan, ülke kaynaklarını bir avuç  yandaş  tacir ve müteahhite aktarmaktan vazgeçmiyor. Ülke kara para cennetine dönüşmüştür. Yurttaş, adeta kaz gibi yolunuyor. Bu haksızlığa, yalana, talana dur demenin zamanı çoktan geçmiştir.

Yapılması gereken sefaletin standardını belirlemek değildir. Cumhurbaşkanından tutun, tüm kamu çalışan ve siyasetçilerin aylıklarının asgari ücrete göre belirlenmesi gerekiyor. Ya da Asgari Ücret Cumhurbaşkanı maaş ve harcırahlarının toplamına oranlanmalıdır. Cumhurbaşkanı, Bakan ve Milletvekillerinin gelirleri arttığı oranda işçi ve emekçinin geliri de artmalıdır.

Hak ve Özgürlükler Partisi-HAK-PAR olarak, diyoruz ki; Asgari Ücret Cumhurbaşkanı maaş ve yollukları toplamının beşten birinden az olmamalıdır. Çalışan ve üreten kesimin ülke kaynaklarından adil yaralanması ancak bu şekilde sağlanabilir. Ne vijdan, ne ahlak ne de evrensel hukuk, çalışana yoksulluğu reva göremez. Bu haksızlığı, ancak bu hükümet yapabilir.

HAK-PAR olarak, emeğin, alın terinin, karşılığının verilmesi için, hep emekçi kardeşlerimizin yanında saf tutacağız.

Sefalet standardına hayır, Refahtan pay almak, emekçinin en tabii hakkıdır. El ele verelim, sefaleti gömelim.

Hak ve Özgürlükler Partisi-HAK-PAR

Bu haber toplam 181 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 11:36:01