Tuncer Bakırhan'dan siyasi tutukluların serbest bırakılması çağrısı
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin Meclis'teki grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakırhan, AİHM'nin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği ihlal kararını anımsatarak "Türkiye AİHM kararlarına uymakla yükümlüdür. Vakit kaybetmeden bir an önce Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve Kobani kumpas davasında yargılanan bütün arkadaşlarımız serbest bırakılmalıdır" dedi.
                                DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Türkiye AİHM kararlarına uymakla yükümlüdür. Vakit kaybetmeden bir an önce Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve Kobane kumpas davasında yargılanan bütün arkadaşlarımız serbest bırakılmalıdır" dedi.
Bakırhan, partisinin TBMM'de düzenlenen grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bakırhan'ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:
"4 Kasım iradeye yapılan müdahale kısa bir süre sonra yerel yönetimlerle devam etti. Yine o tarihlerde birçok belediyemize kayyımlar atandı. Bugün Sayın Ahmet Türk de burada. Onun da içerisinde olduğu birçok belediye eşbaşkanlarımız ve yöneticilerimiz de bu kumpas davaları sonucu cezaevlerine konuldu. O gün döşenen yol bugün Hakkari'den İstanbul'a uzanan kayyımlarla devam ediyor. Bu süreç hukukun bir siyasi araç olarak kullanılmasına Geçişi hızlandırdı. Bugün birlikte yaşıyor görüyoruz. 4 Kasım sonrasında hukuk çok daha fazla keyfiyet alanına çekildi. Geçen tüm zorlu süreçlere rağmen ne biz dışarıda kalanlar ne de içeride olan arkadaşlarımız mücadele etmekten vazgeçmediler. Hiçbirimiz geri adım atmadık. Onun için bugün buradayız. Barışın, eşitliğin, özgürlüğün en ön saflarında yer almaya devam ettik.
Biz Meclis'te, arkadaşlarımız cezaevlerinde; biz meydanlarda onlar mahkemelerde adaleti ve barışı savunmaya devam ettiler. Demokratik siyaseti susturmak isteyenlere yanıtımız barışın dili susmaz, barışın dilini susturamazsınız oldu. Bugün konuştuğumuz barış süreci tam da 4 Kasım’da dayatılan tasfiye politikalarına karşı gösterilen mücadelenin, sabrın ve kararlılığın bir meyvesidir. Şimdi bu sürecin selameti için kumpas davaları artık sona ermeli. Barış konuşacaksak kumpas bitmeli. Dün AİHM Selahattin Demirtaş hakkında 8 Temmuz 2025'de verdiği kararda Kobanê Davasındaki tutukluluğun siyasi saiklerle sürdürüldüğünü açıkça tespit etmiş ve tahliyesini istemiştir. İktidarın 8 Ekim'de son gün yaptığı itiraz reddedildi. Böylece Selahattin Demirtaş Kobanê Kumpas Davasında yargılanan arkadaşlarımızın kararı kesinleşmiş oldu. Türkiye, AİHS’in 46. maddesi gereği bu ve daha önce verilmiş AİHM kararlarına uymakla yükümlüdür. Bu nedenle vakit kaybetmeden bir an önce başta Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve Kobanê Kumpas Davası'nda yargılanan bütün arkadaşlarımız serbest bırakılmalıdır.
Eş Genel Başkanlarımız 9 yıl önce bugün tutuklanarak cezaevlerine gönderildiler. İktidarın Kürt meselesine yaklaşımında yaşanan radikal bir paradigmanın aynı zamanda miladıydı. Hedef sadece tutuklanan arkadaşlarımız değildi. Onların temsil ettiği 3. yol paradigmasıydı. Demokratik Kürt siyasetiyle Türkiye sol-sosyalist güçlerinin kurduğu ittifakı dağıtmaya dönüktü.
Sürgünde bulunan arkadaşlarımız da artık kendi topraklarına dönmelidir. Barışın temeli demokratik siyasettir. Sürecin güvencesi de demokratik siyasettir. Tam da 4 Kasım'ın yıl dönümünde bir kez daha çağrımızı yapmak istiyoruz: Sürgündeki arkadaşlarımız ülkesine, tutsak siyasetçiler meydanlara, barış da artık bu topraklara dönmelidir.
Türkiye AİHM kararlarına uymakla yükümlüdür. Vakit kaybetmeden bir an önce Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve Kobane kumpas davasında yargılanan bütün arkadaşlarımız serbest bırakılmalıdır.
Dün heyetimiz Sayın Öcalan ile bir görüşme gerçekleştirdi. Demokratik entegrasyon kavramı, birbirine alışma, sahip çıkma ve birbirine uyumdur. Bir bölünme değil ama bir teslim değildir. Farklı renklerin, kültürlerin bir araya gelip birbirini tamamlamasıdır. Tarafların birbirini kabul etmesi ve birlikte yaşamasıdır. "
Son güncellenme: 18:02:28