ABD askerlerinin ölümü sonrası soru işareti: DSG’nin hızlı entegrasyonu güvenlik riski mi?

Suriye’de IŞİD saldırısında iki ABD askeri ve bir sivil tercümanın öldürülmesi, Kürtlerin öncülüğündeki Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) yeni Suriye ordusuna hızla entegre edilmesine yönelik baskıların güvenlik risklerini yeniden gündeme getirdi.

16 Aralık 2025 - 17:15
16 Aralık 2025 - 17:15
 0
ABD askerlerinin ölümü sonrası soru işareti: DSG’nin hızlı entegrasyonu güvenlik riski mi?

Suriye’nin orta kesiminde yer alan Palmira’da cumartesi günü düzenlenen ve IŞİD bağlantılı olduğu belirtilen saldırıda iki ABD askeri ile sivil bir tercüman hayatını kaybetti, üç kişi de yaralandı. Olay, Suriye’nin yeni geçici hükümeti ve Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara liderliğinde, ülkenin resmen ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı koalisyona katılmasından yalnızca bir ay sonra yaşandı.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı’na (CENTCOM) göre saldırı, tek başına hareket eden bir IŞİD militanı tarafından düzenlenen bir pusuyla gerçekleştirildi. Suriye devlet medyası, ABD askerleriyle birlikte bulunan iki Suriyeli askerin de yaralandığını bildirdi. Saldırganın olay yerinde öldürüldüğü açıklandı. Görüntülerde ABD Hava Kuvvetleri’ne ait F-16 savaş uçakları ile A-10 saldırı uçaklarının Palmira üzerinde uçuş yaparak işaret fişekleri attığı görüldü.

Merkezi İngiltere’de bulunan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, saldırganın Suriye’nin yeni güvenlik güçleri mensubu olduğunu ileri sürdü. Gözlemevi, Suriye Savunma ve İçişleri Bakanlıklarına “eski rejim unsurlarının ve IŞİD ideolojisine sahip kişilerin” güvenlik kurumlarından temizlenmesi çağrısında bulundu.

IŞİD’in Çöl Stratejisi

Palmira çevresindeki çöl bölgeleri uzun süredir IŞİD kalıntılarının faaliyet alanı olarak biliniyor. Örgüt daha önce Roma dönemine ait tarihi Palmira kentini ele geçirmiş, antik tiyatroyu propaganda amaçlı infazlar için kullanmıştı.

ABD destekli DSG, Mart 2019’da Suriye’deki  IŞİD’ten kalan son topraklarını ele geçirmişti. Ancak örgüt yeraltına çekilerek özellikle Suriye’nin merkezi çöl bölgelerinde varlığını sürdürmeye devam etti. Bu bölgeler ne DSG’nin kontrolündeki Rojava ne de Şam yönetiminin tam hâkimiyetine girdiği için IŞİD’in vur-kaç saldırılarına elverişli bir alan oluşturuyor.

Cumhurbaşkanı Şara’nın 10 Kasım’da Beyaz Saray’ı ziyaret etmesinden kısa süre sonra Suriye, resmen IŞİD karşıtı koalisyona katıldı. Daha önce de koalisyon ile yeni Suriye ordusu arasında sınırlı bir iş birliği bulunuyordu.

ABD–DSG Ortaklığının Geçmişi

ABD, Eylül 2014’te Suriye’de IŞİD’e karşı hava saldırılarına başladı ve dönemin Devlet Başkanı Beşar Esad yönetimiyle koordinasyon kurmadı. Washington sahadaki en etkili ortak olarak, Kobani kuşatmasına direnen Suriyeli Kürtler öncülüğünde kurulan çok etnisiteli DSG’yi gördü. 2015’ten itibaren sınırlı sayıda ABD askeri ve yoğun hava desteğiyle DSG, 2017’de Rakka’yı, 2019’da ise IŞİD’in son topraklarını ele geçirdi.

Bu süreçte DSG yaklaşık 11 bin savaşçısını kaybederken, ABD tarafında kayıplar bir düzinenin altında kaldı. DSG, ABD askerlerinin devriyeler sırasında korunmasında da kritik rol oynadı ve Washington’un Suriye’deki askeri varlığını uzun süre düşük seviyede tutmasını sağladı.

Beşar Esad’ın iktidardan ayrılmasının ardından ABD, yeni Şam yönetimiyle IŞİD’e karşı ilk kez doğrudan iş birliğine yönelirken, DSG’nin yeni Suriye ordusuna hızla entegre edilmesi yönündeki baskı da arttı. DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi, mart ayında Şara ile yıl sonuna kadar tam entegrasyonu öngören bir anlaşma imzaladı. Ancak temmuz ayında güney Suriye’de Dürzilere yönelik katliam ve daha önce Alevilere karşı yaşanan saldırılar, DSG’nin yeni güvenlik yapısına dair endişelerini derinleştirdi.

“Acele Entegrasyon” Uyarısı

Uzmanlara göre Palmira’daki son saldırı, aceleye getirilen bir entegrasyonun güvenlik boşlukları yaratabileceğini gösterdi. DSG’nin birim bütünlüğünü koruyarak, kademeli ve kontrollü biçimde entegre edilmesi hem IŞİD’le mücadelede zafiyet oluşmasını engelleyebilir hem de Suriye ordusunun daha profesyonel bir yapıya kavuşmasına katkı sağlayabilir.

Aksi halde, hızlı ve hazırlıksız bir entegrasyonun, ABD’nin 2011’de Irak’tan çekilmesi sonrası yaşanan ve IŞİD’in güçlenmesiyle sonuçlanan güvenlik çöküşüne benzer sonuçlar doğurabileceği uyarısı yapılıyor.

 

Bu haber toplam 1819 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 19:16:10