ABD’den Bağdat’a Sert Uyarı: Ya Tam Egemenlik Sahibi Hükümet Ya da Hiçbir Hükümet
Washington, Irak’ta devam eden hükümet kurma görüşmelerine dış müdahaleleri “kesin bir dille” reddetti. ABD yönetimi, özellikle İran nüfuzuna yönelik sert mesajlar verirken, yalnızca tam egemenlik temelinde kurulacak bir hükümete destek vereceğini vurguladı.

Irak’ta hükümet kurma görüşmelerinin kritik bir aşamaya gelmesiyle birlikte Bağdat üzerindeki uluslararası ve bölgesel baskılar yoğunlaşıyor. ABD ve İran arasında, yeni yürütme erkinin kimliğini belirleyecek süreç üzerinde nüfuz kurma yarışı hız kazanmış durumda. Washington, diplomatik trafiğini son dönemde görülmemiş ölçüde artırırken, Donald Trump yönetimi Irak’ın siyasi bağımsızlığını koruma kapasitesinin gerçek bir sınavdan geçtiğini belirtiyor. ABD, hükümet oluşumuna yönelik her türlü dış müdahaleye karşı “sert bir tavır” benimseyeceğini açıkça ifade ediyor.
Bu mesajlar, ABD’li yetkililerin yoğun temasları ve İran’ın artan etkisine yönelik sert açıklamalarla eşzamanlı olarak gelirken, Iraklı siyasi güçler tıkanan süreci aşacak ve hem iç hem dış dengeleri gözeten bir formül arayışını sürdürüyor.
ABD Başkanı’nın danışmanı Gabriel Souma, “operasyonel sürecin Irak’ın ulusal iradesi için gerçek bir sınav” olduğunu belirterek Washington’ın dış baskılarla şekillenen bir hükümete onay vermeyeceğini söyledi. Souma, “ABD yönetiminin tutumu nettir: Iraklı siyasi güçler arasındaki müzakerelerin sonucuna yönelik herhangi bir dış etkiyi kesin bir şekilde reddediyoruz” dedi. Bu açıklamanın, İran’ın artan müdahalelerine doğrudan gönderme niteliğinde olduğu değerlendiriliyor.
Souma, Başkan Trump’ın mesajını Bağdat’a ileten özel temsilcisi Mark Savaya aracılığıyla, ABD’nin yalnızca “egemenlik ve ulusal ortaklık temelli, bölgesel baskılardan uzak” bir hükümete destek vereceğini belirtti. Washington’ın Irak’ın siyasi bağımsızlığını “güvenlik ve ekonomik ilerlemenin temel şartı” olarak gördüğünü vurgulayan Souma, hükümet kurma sürecine yapılacak dış müdahalelere karşı “açık ve sert bir ABD tutumu” olacağı uyarısında bulundu.
ABD’nin özel temsilcisi Savaya da 30 Kasım Pazar günü yaptığı açıklamada, “Irak’ta büyük değişiklikler yaklaşmakta. Bundan sonra söz değil eylem göreceksiniz” diyerek Bağdat’a gideceğini duyurdu.
Basına konuşan Çarşı Koordinasyon Çerçevesi içindeki kaynaklar, silahlı gruplarla bağlantılı isimlerin egemen bakanlıklardan ve kritik bürokratik pozisyonlardan uzak tutulması yönünde “neredeyse birleşik” bir Şii kararı bulunduğunu bildirdi. Bu kararın petrol, maliye, yatırım gibi ABD ile doğrudan etkileşimi bulunan alanları da içerdiği ifade ediliyor.
“Kritik Bir Dönemeç”
Irak Stratejik Araştırmalar Merkezi Direktörü Dr. Gazi Fayiz, ülkenin “son derece hassas bir dönemeçte” olduğunu söyledi. Fayiz, Washington’ın, İran’ın bölgedeki son yenilgileri sonrası Irak’ın Tahran’ın etkisine girmesine izin vermek istemediğini belirtti. ABD’nin son dönemde daha sert bir strateji izlediğini ifade eden Fayiz’e göre, Washington özellikle uluslararası yaptırım listesinde yer alan silahlı grup temsilcilerinin yeni hükümete dahil edilmesini engellemeye kararlı.
Fayiz, Tom Barak, Mark Savaya ve Michael Regas’ın son Bağdat ziyaretlerinin “açık bir uyarı” niteliğinde olduğunu belirterek, “Yeni dönem, silahlı gruplardan arındırılmış bir devlet yapısını ve birleşik bir ulusal karar mekanizmasını zorunlu kılıyor” dedi. Aksi durumda Irak’ın, tıpkı Lübnan’da yaşandığı gibi, “devlet ile milisler arasında çift başlı bir yapıya” sürüklenme tehlikesi olduğunu söyledi.
Güney Lübnan’daki gerilimin ve Hizbullah ile yaşanabilecek muhtemel çatışma senaryolarının, Washington’ı Irak’taki silahlı grupların rolüne karşı daha hassas hale getirdiğini de vurguladı.
Fayiz, “Irak’ın önünde iki yol var: ya egemen kurumlara sahip bir hukuk devleti ya da milislerin paylaştığı ve bölgesel çatışmaların esiri olan bir ülke” dedi.
Güvenlik uzmanı Sermez el-Beyati ise silahlı grupların parlamentoda yaklaşık 100 milletvekiliyle temsil edildiğini, bunun da silahın devlet tekelinde olmasını savunan çevreler için ciddi bir zorluk oluşturduğunu ifade etti.
Bağdat’ta Yoğun ABD Diplomasisi
Öte yandan, Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin yeni başbakan adayını belirlemek için Pazartesi akşamı Nuri el-Maliki’nin evinde yaptığı toplantıdan saatler önce, Bağdat’ta 24 saat içinde dikkat çekici bir Amerikan diplomasi trafiği yaşandı. Bu yoğunluk, ziyaretlerin zamanlaması ve etkisi üzerine yeni soru işaretleri doğurdu.
İlk olarak, Suriye ve Lübnan özel temsilcisi Tom Barrack Bağdat’a ulaştı. Barak, Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani ile görüşerek Suriye’nin istikrarı, bölgesel gerilimin azaltılması ve diplomatik yolların güçlendirilmesi konularını ele aldı. Barak, Irak’ın bölgesel sorunların çözümünde “yapıcı bir rol” oynayabileceğini vurguladı.
Barak’ın ardından ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Michael Regas da Bağdat’a indi. ABD Büyükelçiliği, ziyaretin amacının Irak’ın “egemenliği ve refahı” ile ikili ilişkilerin güçlendirilmesi olduğunu açıkladı.
Washington, diplomatik hareketliliğe ek olarak Bağdat’a gönderdiği mesajlarda, devlet dışı silahlı yapıların sınırlandırılması, kurumların bağımsızlığının güçlendirilmesi ve bu öncelikleri hayata geçirebilecek bir başbakan seçilmesi gerektiğini vurguladı.
Toplantı kulislerine hâkim kaynaklar ise Şii liderlerin, ABD özel temsilcisi Mark Savaya ile ilgili olarak “uluslararası değişkenlerin hükümet kurma sürecinde dikkate alınması” gerektiği ve açıklamaların medya üzerinden sertleştirilmemesi konusunda mutabakata vardığını aktardı.
Son güncellenme: 10:01:58

































































































































































































