ABD’nin eski istihbarat şefi: Ortadoğu yeniden şekilleniyor
Eski CIA Direktörü David Petraeus, Trump’ın “sert ama stratejik” diplomasi yönteminin bölgede sonuç verdiğini söyledi; Gazze’de güvenli bölgeler kurulmasını ve Suriye’de Ahmed Şara’ya destek verilmesini önerdi.

ABD’nin eski CIA Direktörü ve emekli general David Petraeus, Ortadoğu’nun çalkantılı dengeleri, Gazze’deki savaş ve Suriye’nin geleceği hakkında dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Al Majalla dergisine konuşan Petraeus, ABD Başkanı Donald Trump’ın “alışılmadık ama etkili” diplomasi yönteminin işe yaradığını söylerken, Gazze’de istikrarın sağlanması için “bölgeyi küçük, güvenlikli alanlara ayırma” stratejisini önerdi.
37 yılı aşkın askerî kariyerinde Irak ve Afganistan savaşlarında komutanlık yapan Petraeus, ardından ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) ve CIA’in başına geçmiş, Washington’ın Ortadoğu stratejisini şekillendiren en etkili isimlerden biri olmuştu.
Trump’ın diplomasisi: “Sert ama stratejik”
Petraeus, Trump yönetiminin Ortadoğu politikasını “sert söylemle desteklenmiş stratejik diplomasi” olarak tanımladı.
“Bazen sert ifadeler işe yarar. Diplomasi her zaman yumuşak sözlerle yürütülmez. Elinizdeki ekonomik, askerî ve diplomatik araçları kullanmak gerekir. Başkan Trump bunu yapıyor,” dedi.
Petraeus’a göre Washington, bu araçları “çıkarcı saldırganlık için değil, bölgesel barışı şekillendirmek için” kullanıyor.
“Ahmed Şara ile görüşmek gerçeküstüydü”
Petraeus, eylül ayında New York’ta Suriye’nin yeni geçici devlet başkanı Ahmed Şara ile yaptığı görüşmeyi “gerçeküstü” olarak niteledi.
“Yıllar önce Irak’ta bizim askerlerimizi hedef alan bir hücredeydi, sonra tutuklandı. Şimdi karşımda Suriye’nin başkanı olarak oturuyordu. Bu, tarihin ironisidir,” dedi.
Petraeus, Şara’nın “Suriye’nin tüm etnik ve mezhepsel gruplarını temsil eden bir yönetim kurmak istediğini” söylediğini belirterek,
“Bu, benim Irak’ta Ninova vilayetinde komutanlık yaparken hedeflediğim şeyin aynısıydı,” dedi.
Ancak Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’ye yakın gruplar, doğuda Kürtlerin kontrolündeki bölgeler, sahilde Nusayriler ve güneyde Dürziler varken “ülkeyi birleştirmenin çok zor olacağını” da vurguladı.
Gazze planı: “Gated” bölgeler ve kademeli yeniden inşa
Gazze’de istikrar sağlanmasının “askerî değil, güvenlik temelli bir yeniden yapılanmayla” mümkün olabileceğini savunan Petraeus, Irak’taki “surge” döneminden esinlenen bir model önerdi:
“Gazze’yi küçük, güvenli mahallelere ayırmak gerekiyor. Her alan tamamen temizlenmeli, tünel girişleri kapatılmalı, sonra siviller biyometrik kimliklerle evlerine dönebilir. Güvenlik sağlandıktan sonra yeniden inşa başlayabilir.”
Petraeus, bu yöntemin 2007’de Irak’ta şiddeti yüzde 90 oranında azalttığını hatırlattı.
Ancak Hamas’ın tamamen silah bırakmasının “gerçekçi olmadığını” vurguladı:
“Bazı liderler affedilebilir veya başka ülkelere gidebilir ama çoğu Gazze’de etkin kalmak isteyecektir. Onları ikna etmek zor olacak.”
“Hiçbir Arap ülkesi Hamas’a karşı savaşmaz”
Trump’ın Gazze’de çok uluslu bir barış gücü fikrine değinen Petraeus, bu planın “siyasi olarak imkânsız” olduğunu söyledi:
“Hiçbir Arap ülkesi, Hamas’a karşı İsrail adına savaşacak asker göndermez. Halkları bunu kabul etmez. Hamas’tan nefret etseler bile İsrail’in yanında savaşmazlar.”
Azerbaycan ve Pakistan gibi ülkelerin olası aday olarak geçtiğini belirten Petraeus, “Askerlerinin Hamas’la çatışacağını anladıklarında geri çekileceklerdir,” dedi.
“İran’a karşı operasyon mükemmeldi”
Petraeus, ABD ve İsrail’in ortak yürüttüğü son İran operasyonunu “mükemmel” olarak nitelendirdi:
“İsrail ilk 11 günde olağanüstü iş çıkardı ama Fordow’daki derin nükleer tesisi vurmak onlara kalmamıştı. Bizim devasa delici bombalarımız ve B-2 uçaklarımız o işi yaptı. Uçaklar ABD’den kalktı, hiç inmeden defalarca havada yakıt ikmaliyle hedefleri vurdu. Bu, modern çağın en etkili müşterek operasyonlarından biriydi.”
“Savaşın özelleştirilmesi” tartışması
Son dönemde Ukrayna ve Gazze’de özel güvenlik şirketlerinin artan varlığı, “savaşın özelleştirilmesi” tartışmasını gündeme getirdi. Petraeus bu tanıma karşı çıktı:
“Ben ‘paralı asker’ demeyi yanlış buluyorum. Evet, güvenlik şirketleri var ama onların görevi konvoy veya tesis korumaktır, çatışmaya girmek değil.”
Irak’ta görev yaptığı dönemde yaşanan Nisour Meydanı katliamını hatırlatan Petraeus, bu olaydan sonra tüm güvenlik sözleşmelerinin ve “angajman kurallarının” yeniden yazıldığını söyledi.
“Benim dönemimde, sadece sabit nokta güvenliği yapan şirketlere izin verildi. Askerî operasyon yapmalarına kesinlikle karşıydım.”
Ayrıca Gazze’deki özel güvenlik faaliyetlerine dair uyarıda bulundu:
“Gazze’de güvenlik sağlanmadan şirketlerin orada çalışması büyük risk olur. Kaosu özel güvenlikle çözemezsiniz.”
“Bölge yeniden şekilleniyor”
Petraeus, röportajı şu sözlerle noktaladı:
“Ortadoğu yeniden şekilleniyor. Trump, ABD’nin tüm gücünü bu yeni dengeyi kurmak için kullanıyor. İsrail, Gazze’de zorlu bir mücadele veriyor. Suriye’de ise Ahmed eŞara ülkesini birleştirebilirse umut doğabilir. Ama başarı için güç kadar sabır ve stratejik zeka da gerekiyor.”
Son güncellenme: 16:38:39




































































































































































































